İstanbul: 691 haftadır Galatasaray Meydanı’nda kayıp yakınları için adalet arayan ve faillerin cezalandırılmasını isteyen Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Kırmızı karanfiller ve kayıp yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri ayrıca “Failler belli kayıplar nerede” yazılı pankart açtı.
“17 tane hükümet değişti ama hiçbirisi adalet sağlamadı”
İlk olarak söz alan Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe, “Biz Cumartesi Anneleri olarak, her sene buradayız. Kaçıncı yıl oldu. Biz adalet istiyoruz dedik ama maalesef hiçbir adalet talebimiz yerini bulmadı. Bir adaletsiz Türkiye’de taşıyoruz. Çocuklarımızı istiyoruz. Çocuklarımız kemiklerini istedik, fazla bir şey istemedik. Katillerini istedik. 17 tane hükümet değişti ama hiçbirisi adalet sağlamadı. Onlardan adalet görmedik. Adaletsiz bir Türkiye’de yaşıyoruz” diye konuştu.
“Hiç kimse bizim adalet çığlıklarımıza kulaklarını açmadı”
Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin ise, “23 yıldır burada oturuyoruz. Kayıplarımızın akıbetini soruyoruz, sormaya devam ediyoruz. Çok şey mi istiyoruz. Hayır çok şey istemiyoruz. İnsanlarımızı katledenlerin ortaya çıkartılıp yargılanmasını istiyoruz. 23 yıldan beri 17 hükümet kuruldu, gitti, geldi. Tüm hükümet dönemlerinde biz burada oturmaya devam ettik. Ne yazık ki hiç kimse sesimizi duymadı. Hiç kimse bizim adalet çığlıklarımıza kulaklarını açmadı. Sürekli tıkandı bunların kulakları” dedi.
“Bu seçimlerde herkesi oylarını hak ve özgürlüklerinden yana kullanmaya çağırıyoruz”
Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını kayıp yakını Sürgün Taşkaya okudu. Taşkaya, ”691. haftamızı genel seçim öncesinde gerçekleştiriyoruz. ‘Kayıplarımızı istiyoruz. Adalet istiyoruz” diyerek Galatasaray’a çıktığımız 27 Mayıs 1995 tarihinden bu yana Türkiye’de 7 genel seçim yapıldı, 17 hükümet kuruldu. Ancak Türkiye’yi hukuk zeminine, adalet zeminine çekecek politikalar hayata geçirilmedi. Aksine hukuksuzluğu, adaletsizliği derinleştirecek politikalar sonucunda Türkiye, hukuk ve adalet krizine sokuldu. Unutmayalım ki iktidara gelenlerin uyguladığı politikalarda, onlara oy verenlerin de sorumluluğu var. Bu seçimlerde herkesi oylarını insan hak ve özgürlüklerinden yana, adaletten ve demokrasiden yana kullanmayı çağırıyoruz” dedi.
Doğan Ailesi’nin hakikate ve adalete ulaşma hakkı önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Taşkaya konuşmasını şu şekilde sonlandırdı; “Devlet Mehmet Zeki Doğan’ın yaşam hakkını kamu gücünün müdahalesine karşı koruma yükümlülüğünü yerine getirsin! Mehmet Zeki Doğan’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili gerçeği açığa çıkartmaya, sorumluların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlamaya elverişli bir soruşturma derhal başlatılsın! Yapılacak soruşturma bağımsız biçimde, kamu denetimine tabi olarak özenli ve süratli bir biçimde yürütülsün! Mehmet Zeki Doğan için adalet İstiyoruz!”
“24 yıldır adalet bekliyoruz”
Doğan ailesi adına Emin Doğan’ın gönderdiği mektubu Mehmet Demirel okudu. Mektubun tamamı şu şekilde;
”Değerli Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları;
Ben Emin Doğan. 7 Haziran 1994’de gözaltında kaybedilen Mehmet Zeki Doğan’ın kardeşiyim.
Ağabeyim Mehmet Zeki Doğan, çukurca lisesinde görevdeyken gece 15 kişilik jitem görevlileri tarafından kaçırıldı.
Sabah olunca ailem emniyete kaymakamlığa haber verdi. Aileme birlikte çukurca halkı da ağabeyimi aramaya gitti. Okuldan 3 km uzakta ağabeyimin montunu gördüler. Cebinde iki paket sigarası vardı. Beş adım ötesinde de ayakkabısını buldular.
Ağabeyimi arayanları Çıra’ya bağlı Narh köyü Zap suyunun kenarında kan izlerini ve boş kovanları görmüşlerdi. Yani o günden bu güne kadar ağabeyimin ne ölüsünü nede dirisine bulamadık.
Başvurduğumuz adli mercilerde de bir sonuca ulaşamadık.
24 yıldır ağabeyimi arıyoruz 24 yıldır adalet bekliyoruz, Ağabeyime ulaşana kadar arayışımız ve bekleyişimiz devam edecek.
Galatasaray Meydanı’nda ağabeyim için bir araya gelen herkesi selamlıyoruz.”
