İstanbul: Cumartesi anneleri 460 haftadır Galatasaray Lisesi önünde gözaltında kaybedilen yakınlarını arıyorlar. Bu hafta 1996 yılında kaybedilen Belediye işçisi İsmail Şahin’in akıbeti soruldu.
İsmail Şahin 1996’da İstanbul Şehir Belediyesi’nde temizlik görevlisi olarak çalıştığı sırada mesai saati içerisinde kaybedildi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
Eylemde ilk olarak Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun konuştu. Tosun konuşmasında şu noktalara değindi. “Gözaltında kaybedilen yakınlarını aradıklarını fakat hiç birinin akıbetinin devlet tarafından açıklanmadığını dile getiren Tosun, “Çocuklarımız bu meydanda büyüdü. Biz her şeyi bu meydanda öğrendik. Eğer devlet hukuku bilmiyorsa biz onlara öğretiriz” dedi. “Benim eşim PKK’li veya başka bir örgüt üyesi olabilirdi ama onu kaybetme hakkınız yoktu.” Diyerek konuşmasının sonlandıran Tosun’un ardından Cemil Kırbayır’ın ablası Fatma Kırbayır bir konuşma gerçekleştirdi. Abla Kırbayır Kırbayır dosyasının açılmadan kapatıldığını kapatılmasının nedeninin ise savcının devletten çekinmesi olduğunu söyledi. Kırbayır’ın ardından İsmail Şahin’in eşi Kiraz Şahin konuştu. Şahin’in olayı ilişkin şunları söyledi; “Bu acıyı çeken bilir. Kimse isteyerek bu betonlarda oturmaz ama bizim içimiz o kadar çok yandı ki burada oturuyoruz” Eşini bulmak için devlet yetkilileriyle görüştüğünü fakat dikkate alınmadığını söyleyen Şahin, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Benim eşim mesai saatleri sırasında kayboldu. Benim eşime neden sahip çıkmadınız? Diyen Şahin’in ardından Cumartesi anneleri adına sanatçı Zeynep Tanbay açıklama yaptı. Tanbay yaptığı açıklamada İsmail Şahin kaybolduğu zaman İstanbul Şehir Belediyesi’nde temizlik görevlisi olarak çalıştığını ve Şahin’in mesai saatleri içerisinde kaybolduğu için belediyenin sorumlu olduğunu ve olayı araştırmalarının talep edildiğini belirten Tanbay, dönemin Beyoğlu Belediye Başkanı olan Nusret Albayrak’ın Şahin’in akıbetini soran ailesine “Bekleyin” demekle yetindiğini ifade etti. Tüm başvurularına rağmen dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aile ile görüşmediğini dile getiren Tanbay, bütün yasal girişimlerin sonuçsuz kaldığını ve İsmail Şahin’in başına ne geldiğinin bugüne kadar öğrenilemediğini vurguladı. “İsmail Şahin’e ne oldu? Devletin gücü İsmail’in akıbetini açıklamaya yetmiyor mu? İşçisinin mesai saatleri içinde yok olmasında çalıştığı kurumun sorumluluğu yok mu?” diye soran Tanbay, siyasi iktidarların, kamu görevlilerinin işlediği ve göz yumarak teşvik ettiği suçlardan kendi dönemlerinde olsun, olmasın sorumlu olduğunu ve bu suçların hesabını vermekle yükümlü olduğunu belirtti. Tanbay, “İktidar gücünü sınırsız ve denetimsiz bir biçimde kullanmaktan vazgeçmelidir. Demokratikleşmeyi ve barışı engelleyen sistematik baskıya son vermelidir. Barışın ve demokrasinin inşası kayıplarımıza ulaşmamızın faillerinden hesap sormamızın güvencesidir. Bu yüzden barış istiyoruz. Kayıplarımızı istiyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
