Güncel

“İmkansız görüneni isteyen gerçekçilere selam olsun!”

Sempozyumun ikinci oturumu kurumların sunumlarının yanı sıra kitlenin soru ve yorumlarıyla sona erdi

İstanbul: Sempozyum verilen aranın ardından ikinci oturumda Mücadele Birliği adına Vefa Serdar’ın söz almasıyla başladı. Serdar, 68 döneminin öğrenci hareketlerine dair özet yaptıktan sonra, “68’in devrimci çıkışı anlaşılmazsa 71 çıkışı anlaşılmaz” diyerek sözlerine başladı.

Serdar, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganın doğru olmadığını ve Denizlerin son sözünün aslında “Yaşasın Türk ve Kürt ulusunun birlikte mücadelesi” olduğuna vurgu yaptı.

Serdar, Denizlerin, Mahirlerin ve İbrahimlerin o dönemde de birleşik mücadele perspektifine sahip olduklarını, birleşik devrime işaret ettiklerini dile getirerek Rojava’da gelişen birleşik mücadele hattının bu temel üzerinden yükseldiğine vurgu yaptı. Devrimin uzak olmadığını belirterek “Bunun için Rojava’ya, Gezi’ye bakmamız yeterlidir” diyen Serdar, devrimin beklenilemeyeceğini, ona önderlik etmenin devrimcilerin görevi olduğunu sözlerine ekledi.

“21. yy devrimci dalgası geliyor”

Özgürlük Sosyalist Partisi (ÖSP) adına Sinan Çiftyürek Kürtçe bir selamlama yaparak, konuşmasının bir bölümünü de Kürtçe yaptı. Amed’den selam getiren Çiftyürek, “68 bir başkaldırıydı” dedi ve bu başkaldırının Türkiye ve Kürdistan versiyonu olduğuna vurgu yaparak, “68’dekiler ne söyledilerse onu yaptılar, yaptıklarını da söylediler” dedi ve teori ile pratikleri arasında bir makas olmadığını sözlerine ekledi.

Çiftyürek, 68’in bir tekrar olmadığını dile getirerek, dünyada gelişen hareketlerin geçmişi tekrarlamadığını belirterek, “Bizim de onları tekrar etmememiz gerekiyor, doğru üzerinden yükselmemiz gerekiyor” dedi.

Seçimlere dair fikirlerini açıklayan Sinan Çiftyürek, Kürdistan gerçeğine çeşitli vurgular yaparak, Rojava’ya bakmak gerektiğini dile getirdi. Çiftyürek, “Günümüzün güncel görevi, devrim mücadelesi farklı akan iki ülke için farklı konum almak gerekmektedir” diyerek 4 parça Kürdistan’da tüm saldırılara rağmen Kürt halkının sınırları tanımadan mücadele ettiğini vurguladı. Seçimlere dair “korkuların yönlendirdiği cumhur ittifakı” şeklinde bir belirleme yapan Çiftyürek, “biz Kürd-i seçim bloku etrafında devrimciler bir araya gelmelidir diyoruz” dedi. Çiftyürek sözlerini “21.yy devrimci dalgası geliyor” diyerek bitirdi.

“68 çıkışına ve 71 kopuşuna sahip çıkmalıyız”

Ardından Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) adına Emin Orhon söz aldı. Orhon, “68’in ışığında güncele geleceksek, önce 68’i anlamak ve eksiklikleriyle yüzleşmek gerekiyor” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

Orhon, “68’in eskiye isyan, yeniyi arayış nereden gelişti diye düşünürsek, 68 düşünsel olarak bir tıkanmaya karşı çıkışı ifade ediyordu” diye konuştu.

Orhon, Türkiye’ye bakıldığında kentlere yoğunlaşmanın gerekliliğini ve bu süreçte kentlerin giderek öneminin arttığını, bununla birlikte kentin çelişkilerinin giderek artmaya başladığını sözlerine ekledi.

Devrimci bir çözüm arayışı olan 68’in önemli bir özelliği olduğunun altını yeniden çizen Orhon, “Kendi yolunu aydınlatan bir hareket olduğunu vurgulamak gerekir” dedi.

Orhon, 68’in bir strateji arayışının olduğunu, bunun İbrahim Kaypakkaya’da çok daha gelişkin olduğunu dile getirdi.  “68 ile günümüz anlamında siyasi ve politik atmosfer içinde farklılık arz etmektedir” diyen Orhon sözlerini şu şekilde tamamladı; “Bugün de kopuş bir ihtiyaç, bu devrimci durumla mümkün ve bunun olanakları var. Bunu birlikte mücadele ile ele almak gerekiyor ve birleşik mücadele bu kopuşa hizmet edecektir” dedi.

“Kaypakkaya’nın ardılları kendini 3 alanda yeniledi”

Birleşik Devrim parti adına Çağdaş Balcı, “Rojava devrimi biz genç kuşağın devrim deneyimlerini, hikâyelerini biriktirdi” dedi.

Kaypakkaya’yı arıyorsak onu Rojava’da kanı birbirine karışan mücadelede görmek gerekiyor. 68, 71’e temel sağladığı için bugün bu toplam olarak burayız. Çünkü 71 çıkışı bir birikim sağladı” diye konuştu. Balcı, 68’e dair düşüncelerini ifade ederken, Fransa’nın özel bir yeri olduğuna dikkat çekmek istediğini belirterek, Denizlerin, Mahirlerin ve İbrahimlerin de burada bir benzerlik gösterdiğini dile getirdi. Balcı, “71 kopuşu ve hareket örgütleri, Marksizm-Leninizm iddiası için elimizdeki tek seçenektir” dedi. 71 kopuşu ve ardıllarının kendini yenilebildiğini, bunu başarabildiğini düşündüğünü söyleyen Balcı, 3 temel noktası olduğunu söyleyerek ve bu 3 noktanın birinin Kürt halkının koşulsuz şartsız yanında durması, ikincisinin 90’lar ölüm orucu döneminde kahramanlık ve direniş üzerinden yükselmesi, diğeri ve en önemlisi ise Rojava devrimciliği olduğunu dile getirdi.

“İmkansız görüneni isteyen gerçekçilere selam olsun!”

Ardından Partizan adına söz alan Rahime Karvar, başta komünist önder İbrahim Kaypakkaya ve Mayıs şehitlerini anarak başladı sözlerine. 68’e dair Çin’de gelişen Büyük Proleter Kültür Devrimi’ne ve etrafında gelişen hareketlere vurgu yaptı. Karvar, 68’i öğrencilerin yapacağına dair bir yanılgı olduğunu, bu yanılgının Fransa’da 9 milyon işçinin sokağa çıkarak bu yanılgıyı yıktığını dile getirdi.

Türkiye’de 68’in yansımasına dair, “Türkiye’de daha sürecin başından itibaren bir çıkışın bir arayışın kendini bulmaya başladığını görüyoruz” diyen Karvar, “Burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir nokta devrime kimin önderlik edeceği sorunsalıdır kuşkusuz. Çünkü 68’in isyankar havasında, toz-duman içerisinde bu konuda kimi anlayışlar ortaya çıkmıştır. Karvar, “Gençliğin baş döndüren heyecanına kapılanlar ki 68 Fransa’sının önemli aktörlerinden biri olan felsefe profesörü Herbert Marcuse bu konuda başı çekmekteydi, bir devrim gerçekleşecekse bunun da aydın ve öğrenciler önderliğinde gerçekleşeceğini iddia etmekteydi bu kesim” dedi.

Karvar, son olarak “Eksikliklerin giderilebildiği bir ortam ve vakitte, 68 benzeri isyanlar, ezilen sınıfların öfkesinin yüzeye vurduğu anlar yakalanabilir ve bu anların kopuş enerjisi tıkanıklığı bir bütün aşmaya vesile olabilir” şeklinde düşüncelerini ifade etti. Karvar sözlerini ““İmkansız görüneni isteyen gerçekçilere selam olsun!” sözleriyle sözlerini sonlandırdı.

Sempozyumun ilk günü ikinci oturumu kitleden düşünce, soru ve önerileriyle sona ererken, yarın devam edecek sempozyumun ikinci gününe çağrı yapılarak sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu