Güncel

ATİK: Gerçekleri Haykırmaktan da, Yazmaktan da Vazgeçmeyeceğiz!

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK),  Şebnem Korur Fincancı ve gözaltına alınan basın emekçileri için bir açıklama yayınlayarak, serbest bırakılmaları için kamuoyuna dayanışma çağrı yaptı.

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK),  Şebnem Korur Fincancı ve gözaltına alınan basın emekçileri için bir açıklama yayınlayarak, “Avrupa’daki demokrasi güçlerini Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Özgür Basın emekçileri sahiplenmeye ve derhal serbest bırakılması için kamuoyu oluşturmaya çağırıyoruz” şeklinde çağrı yaptı.
Yapılan açıklamada, “Kimyasal gaz iddiasıyla ilgili açıklamaları nedeniyle, günlerdir Erdoğan ve Bahçeli tarafından linç kampanyasına maruz bırakıldı. Hakkında soruşturma başlatılan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Adlî Tıp Profesörü Dr. Şebnem Korur Fincancı, 26 Ekim sabahı, İstanbul’daki evinden gözaltına alındı. Ayın gün soruşturması yapılmak üzere Ankara’ya götürüldü.  Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüpoğlu; “hem Ankara’daki hem de İstanbul’daki soruşturma savcısı yerinde olmadığından, gözaltının ne kadar süreceği belirsiz” dedi.
TTB yaptığı yazılı açıklamada, “21 Ekim’de TTB Hukuk Bürosu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan görüşmelerde, talep edildiği halde Fincancı’nın ifade için gelebileceğinin belirtildiği, bu bilgilendirmeye rağmen başsavcılığın gözaltına alınma sürecini başlattığı ve bu süreci bir gösteriye dönüştürdüğü” kaydedildi. TTB ve avukatlar gözaltının hukuksuz olduğuna vurgu yaptılar.” denildi.
“Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı; Kuzey Irak’ta PKK’ya yönelik yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin, mesleğinin ve uzmanlık alanının gereği olarak görüntüleri incelediğini belirterek, “Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Bu iddiaların Uluslararası ve tarafsız bir heyet tarafından araştırılması, bölgede inceleme yapılması uluslararası sözleşmeler gereği zorunluluktur.” dedi.
Bunun üzerine Erdoğan, “teröristlerin ağzıyla konuşan zat için gereken adımlar atılacaktır” diyerek hedefi gösterdi. Hiç vakit kaybetmeden “gereken adımlar” atıldı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fincancı hakkında, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından soruşturma başlatıldığını duyurdu” şeklinde gelişen sürece dair aktarımlar yaptı.
“Şebnem Korur Fincancı uzun zamandır Erdoğan Ve Bahçeli’nin Hedefindeydi!”
Yapılan açıklamada, “Aslında Fincancı’ya ilişkin bu tahammülsüzlük yeni değil.  Daha önce de hakkında çeşitli defalar soruşturmalar açılmıştı. Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptığı gerekçesiyle 2016’da hakkında tutuklama kararı çıkartılmış ve bir süre tutuklu kalmış, erken emekliliğe zorlanarak çok sevdiği öğrencilerinden ayrılmak zorunda bırakılmıştı. Sonrasında da özellikle pandemi sürecinde yaptığı açıklamalar nedeniyle sürekli Erdoğan ve Bahçeli tarafından hedef gösterildi.
Hapishanelerde tek başına yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan hasta tutsaklar için, “hapishanede kalabilir” raporu veren Adli Tıp uzmanlarını hepimiz biliyoruz. Şebnem hoca hiçbir zaman onlardan olmadığı, insan ve adil olma yanını hep diri tuttuğu, mesleğinin gereklerini layığı ile yapmaya özen gösterdiği, çıkar gözetmediği, iktidarın yandaş hekimi olma yerine halktan biri olduğu için hep hedef oldu. Ama O; bir bilim insanı, hekim ve insan hakları savunucusu olarak, bu vasıflarıyla uluslararası tanınmış bir kişilik olarak, bugüne kadar doğru bildiklerini söylemekten hiç vazgeçmedi.” denildi.
“Özgür Basın Susturulamaz”
Yapılan açıklama, “R.T. Erdoğan ve şürekası AKP+MHP iktidarı, giderek oy kaybettiğinin farkındalığı ve telaşı içinde, seçimler yaklaşırken muhalefet olan her kesime karşı saldırılarını büyütmekte. Saldırı alanlarından birisi de her zaman özgür basın oldu… AKP’nin 20 yıllık iktidarında 800’ü aşkın gazeteci tutuklandı, çok sayıda gazete ve haber sitesi kapatıldı, basın ve yayın organları sansürlendi.  Özgür Basını susturmak için bugünkü “dezenformasyon” dedikleri yasa gibi çeşitli yasalar düzenlendi.
25 Ekim sabahı bir kez daha, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Mezopotamya Ajansı ile JINNEWS muhabir ve editörlerinin evlerine polis baskını düzenlendi ve 14 gazeteci gözaltına alındı. Dezenformasyon yasasına rağmen doğruları, gerçekleri topluma ulaştırmaya çalışan özgür basından gazeteciler, gözaltına alınarak susturulmaya çalışılıyorlar.
Oysa bilinir ki; Özgür Basın geleneği tarihler boyudur maruz bırakıldığı tüm saldırılara, kapatmalara, toplatmalara, yasaklamalara, çalışanlarına yönelik tutuklama ve katletmelere rağmen hiçbir zaman susturulamadı, bugün de susturulamayacaktır!” şeklinde devam etti.
“Gerçekleri Haykırmaktan da, Yazmaktan da Vazgeçmeyeceğiz!”
Açıklama, “Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu olarak; demokrasi mücadelesi verdiğimiz bütün alanlarda asla ve asla gerçekleri anlatmaktan da, yazmaktan da vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Dolayısıyla Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve özgür basın emekçilerinin yanlarında olduğumuzu teyit ediyoruz. Avrupa’daki demokrasi güçlerini Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Özgür Basın emekçileri sahiplenmeye ve derhal serbest bırakılması için kamuoyu oluşturmaya çağırıyoruz.” şeklindeki çağrı ile sona erdi.
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu