GüncelManşet

“Affedersiniz Ermeni”nin memleketinde ırkçılık can alıyor

Adı Mahir Çetin. Memleketi Êlîh yani illa Türkçesini de isterseniz Batman’dan Antalya-Kaş’a gelen henüz 20 yaşında bir genç.

Antalya’da ne işi varmış?

T. Kürdistanı’ndaki hemen hemen 15-25 yaş arasındaki tüm erkek çocuk ve gençlerin “geçtiği yoldan geçmek” için yani işsizlikten kırılan memleketlerinden tatil bölgelerine gidip iş bulabilmek ve para kazanabilmek için…

Hem de ne şartlarda!

15 saate varan uzun çalışma saatlerinden tatilsiz çalışmaya, düşük ücretle güvencesiz çalışmadan parası ödenmeden işten çıkarılmaya kadar oldukça keyfi bir düzenin içinde, biraz da eğlenmeyi ihmal etmeden…

İşsizlik, güvencesiz çalışmak, emeğinin karşılığından yoksun kalmak; emekçi olmalarının yanı sıra Kürt olmalarından kaynaklı bir “kader” gibi peşlerinden ayrılmazken, yine aynı Kürt kimliği burada çalışan bir gencin dışlanması, aşağılanması, haklarından yoksun bırakılması için yeterli neden olabiliyor.

Hatta aynı Kürt kimliği, ölümünüze de neden olabiliyor!

 

Hatırlatma!

Mahir, Antalya-Kaş’ta, çalıştığı otelde 20-30 kişilik grup içerisinde bir kişiyi bir tanıdığına benzetti.

“Pis Kürt!” dediler. Sen kim oluyorsun da bu gruptan birini senin gibi “pis bir Kürde” benzetebiliyorsun! Bunun da elbette bir karşılığı olmalı! Dediler.

Oldu.

Mahir, bu grup tarafından saldırıya uğradı ve beyin kanaması geçirerek hastaneye kaldırıldı. Ancak kurtarılamayan Mahir yaşamını yitirdi, henüz 20’sindeyken sonsuz bir karanlığa mahkum edildi.

Peki bunun karşılığı oldu mu?

Olmadı.

Yalnızca saldırgan 20-30 faşistten yalnızca Mehmet Ali Çakmak tutuklandı.

Ne de olsa burası “Affedersiniz bana Ermeni bile dediler” diyen bir başbakanın yaşadığı ülke, hatırlatalım.

Ama gelin biz de Şengal’de Êzidîler ABD-TC-IŞİD şeytan üçgenine alındığında, Gezi İsyanı yaşandığında nasıl biraraya gelebiliyor ve büyük/yıkıcı bir güç olabiliyoruz; bunu hatırlatalım onlara!

 

Bir Özgür Gelecek okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu