Güncel

Cumartesi Anneleri acılarının derinleştiği gün öncesinde bir araya geldi

İstanbul: Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 580. haftasında 1992 yılında gözaltına kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’ndaydı.

Anneler Günü’nün bir gün öncesinde gerçekleşen eylemde Cumartesi Anneleri, “Evlatları devlet eliyle kaybedilen, katledilen anneler, anneleri devlet eliyle kaybedilen, katledilen evlatlar ülkesinde anneler günü, kutlama değil, acıların derinleştiği gün demektir” dediler.

Ayrıca geçtiğimiz günlerde Mêrdîn’in Kerboran ilçesinde 1995’te gözaltında kaybedilen 13 yaşındaki Davut Altınkaynak ile 16 yaşındaki Nedim Akyön’ün kemiklerinin tespit edildiğinin hatırlatıldığı eylemde, ilk olarak gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya söz aldı. Taşkaya, yarının Anneler Günü olduğunu hatırlatarak başladığı konuşmasında, “Biz kemiklerimizi buluyoruz ama bize daha fazla ölüm getiriyorlar. Biz bu davanın peşini bırakmayacağız” dedi.

Çocuklarının kemiklerini bulanların şanslı olduğu bir ülke!

Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ise Kürtçe yaptığı konuşmasında, “Yeni acılarla, gözyaşlarıyla yine Galatasaray Lisesi önündeyiz. Kürt halkının evlatları bodrumkatlarında, asit kuyularında katlediliyor. İnsanlarımızı katledenler bugün anneler gününü kutluyorlar” dedi. Birkaç gün önce çocuklarının cenazelerini bulan aileler olduğunu ifade eden Tosun, “O aileler şanslı, biz hala yakınlarımızın kemiklerine ulaşabilmiş değiliz” dedi.

Tosun’un ardından söz alan HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, ülkedeki hukuksuzluk ve adaletsizliklere rağmen her hafta bir araya gelmeye devam ettiklerini belirterek başladığı konuşmasında, “Gözlerinde yaş, yüreklerinde burukluk olan anneler hiçbir zaman Anneler Günü’nü kutlamadı” dedi. Şirnex’te katledilerek cenazesi yerlerde sürüklenen Hacı Lokman Birlik, Cizîr’de bodrumkatlarında katledilen Aziz ve Orhan Tunç ile Cizîr’de katledilerek askerin gömülmesine dahi izin vermediği için cenazesi annesi tarafından derin dondurucuda bekletilen Cemile Çağırga’nın annelerini hatırlatan Buldan, “Mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu ülkeyi yönetenlere hakkımızı helal etmiyoruz” dedi.

Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman ise, kardeşi ile Soner Gül’ün gözaltında kaybediliş süreçlerini aktararak başladığı konuşmasında, “İkisi de özgürlük ve demokrasi için mücadele eden gencecik insanlardı” dedi.

“Yaşamı ve barışı savunma ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz”

IMG 0124Haftanın basın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Meryem Göktepe yaptı. Göktepe, 580 haftadır kayıpların akıbetinin açıklanması, faillerinin yargılanarak cezalandırılması için bir araya geldiklerini hatırlatarak “Devleti yönetenler bizim bu isteklerimizden korkuyorlar” dedi.

Göktepe açıklamasına şu ifadelerle devam etti: “Hukuk devletine, insan haklarına, barışa yönelmiş bir Türkiye ihtimalinden korkuyorlar. Silahlanma nedenlerinin ortadan kalktığı, silahların sustuğu bir Türkiye ihtimalinden korkuyorlar. Demokratik siyasetten korkuyorlar. Bu yüzden meclisten sokağa baskı ve şiddetle toplumu da korkutmak, susturmak ve sindirmek istiyorlar. Biz haklılığından başka güvencesi olmayanlar, yaşamı ve barışı savunma ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz.

4 Mayıs 1992 tarihinde gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün süreçleri hakkında bilgi veren Göktepe, 19 Aralık 2011 ‘de özel harekat polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itiraflarının yayınlandığını, burada Yaman ve Gül ile ilgili bilgilerin de geçtiğini ifade etti.

Yaman ailesinin bu beyanların hemen ardından suç duyurusunda bulunarak dosyanın tekrardan açılmasını istediğini belirten Göktepe, dosyada bir ilerleme sağlanamadığını kaydetti.

Göktepe, adil yargılamanın gerçeklkeştirilmesi ve ceza adaletinin sağlanması çağrısıyla açıklamayı sona erdirdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu