Güncel

Suruç Katliamı 58. ayında: Unutmayacağız, affetmeyeceğiz!

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç katliamının 58. ayında Kadıköy'de temsili düzeyde bir açıklama yaptı.

Kadıköy’de bulunan Halitağa Caddesi’nde biraraya gelen Suruç Aileleri İnisiyatifi, salgın nedeniyle temsili düzeyde açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Dilşad Canbaz Kaya ile Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, HDP İstanbul Kadın Sözcüsü Pınar Türk ile birlikte aralarında Partizan, Yeni Demokrat Gençlik(YDG) ve Yeni Demokrat Kadın’ın da bulunduğu çok sayıda kurum katıldı.

“Kalplerimiz Suruç için atsın” yazan ve Suruç şehitlerinin fotoğraflarının yer aldığı “Hiç bir düş yarım kalmayacak” pankartlarının taşındığı açıklamada ilk olarak Dilşat Canbaz Kaya konuştu. Kaya, “Buradan söz veriyoruz ki adalet sağlanana kadar mücadele edeceğiz” vurgusu yaptı.

Kayanın ardından Suruç Aileleri’nin avukatı Sezin uçar konuştu. Uçar geçen celselerde Abdullah Ömer Arslan hakkında yapılan suç duyurusuna mahkemenin tutuklama ya da gözaltı kararı vermediğine dikkat çekti. Tüm zorluklara rağmen adalet mücadelesinden vazgeçemediklerini kaydeden Uçar, “Hiçbiri adalet mücadelesinden vazgeçmedi. Bizler de 18 Ağustos’ta görülecek 15. duruşmada orada olacağız” diye konuştu.
Uçar’ın ardından basın metni okundu. Metni Suruç gazisi Koray Türkay okudu. İstihbarat bilgilerine rağmen katliamın engellenmediğine dikkat çeken Türkay, katliam günü yaşananları hatırlattı ve sağ çıkanların vücutlarında hala o günün izlerini taşıdığını kaydetti.

Dönemin emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’ın gerçekleşen katliamla ilgili “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçunu işlediği kesinleştiği ve hakkında 7 bin 500 lira gibi komik bir para cezası kesilmesi dışında herhangi bir işlem yapılmadığını söyleyen Türkay, “Yine katliamda görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla yargılanan polis memurları A.O.D ile A.K nin yargılandığı dava, katliamın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen sonuçlanmış değil” dedi.

Urfa’nın Hilvan ilçesinde bulunan bir hapishane kampüsünde Suruç davasının 14. celsesinin görüldüğüne işaret eden Türkay, salgın bahane edilerek duruşmaya katılmak isteyen ailelerin engellendiğini kaydetti. Bizim mahkeme salonuna girmemiz engellense de dava sürecine ilişkin taleplerimizi dillendirmekten vazgeçmeyeceğiz” diyen Türkay, Suruç Aileleri İnisiyatifi’nin taleplerini şöyle sıraladı:

– “Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin duruşma salonuna getirilmeyerek duruşmalara SEGBİS yöntemiyle katılmaktadır. Yakup Şahin getirilerek ailelerin önünde yargılansın.

– Katliamın yaşandığı gün olay yerinin fotoğraflarını çekerken orda bulunan halk tarafından yakalanarak polise teslim edilen ve çantasından İŞİD bayrağı çıktığı iddia edilen Abdullah Ömer Arslan polis tarafından sakalı tıraş edilerek serbest bırakılmış, Ailelerin ve dava avukatlarının ısrarlı taleplerine rağmen hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunulmamıştır. Katliamı gerçekleştiren Abdurrahman Alagöz’e yardım ettiği yönünde güçlü şüphelerin olduğu Abdullah Ömer Arslan sanık olarak yargılanmalıdır.

– Dava dosyasında katliamın planlayıcısı olarak yargılanan ve hakkında kırmızı bültenle yakalama kararı çıkarılan İlhami Bali hakkındaki yakalama kararı uygulansın. Hatırlanacağı üzere Hakkında kırmızı bültenle yakalama kararı olan İlhami Bali 2016 yılının mart ayında Ankara’da bir otelde MİT görevlileriyle birlikte kaldığı iddiaları basında geniş yankı bulmuş, bu iddialarla ilgili resmi makamlara sorulan sorular cevapsız kalmıştı.

– Suruç katliamı davası buradan binlerce kilometre uzakta Urfa’nın Hilvan ilçesinde bulunan bir hapishane kampüsünde görülmektedir. Duruşmaların hapishane kampüsünde görülüyor olması duruşmaların herkes tarafından izlenmesine engel oluyor. 33 kişinin öldüğü bir katliamın davası gözlerden uzak tutulmaya çalışılıyor. Biz Suruç aileleri yaralıları ve katliamda ölümsüzleşenlerin yakınları olarak davanın herkese açık olarak görüleceği bir mahkeme salonuna taşınmasını istiyoruz.
– Bu gün mahkeme salonuna girememiş olabiliriz ancak Suruç için adalet talebimizi haykırmaktan vazgeçmiyoruz. Bizim için gerçek duruşma salonu 58 aydır adalet istediğimiz Halitağa caddesidir. Katliamın geçekleşmesinde parmağı olan herkes yargılanıncaya kadar, katliamın arkasındaki karanlık aydınlatılıncaya kadar Suruç için adalet demekten vazgeçmeyeceğiz.”

Anma, ‘Suruç’u unutma unutturma’ve Suruç’un hesabı sorulacak sloganlarıyla sona erdi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu