Güncel

(Anlatı) Gerillanın yüreği Soma’yla

Bahar, huzur ve mutluluk verici bir mevsimdir. Hele gerilla için apayrı bir önemi vardır. Mesela uzun bir süre ayrı kaldığınız kitleyle buluşacaksınızdır. Bunun heyecanı vardır. Gerilla sürekli gezer, bütün arazi onundur. Bu özgürlük kış aylarında sınırlanınca bir sabırsızlık alır başını. İşte baharda tekrar doğaya, toprağa, hayvanlara, kuşlara, böceklere, araziye, kavuşmakta heyecan vericidir. Bu kış çok kar olmamasına rağmen yine de bahar için sabırsızdık. Ve nihayet faaliyet alanlarımıza çıkmıştık. 

Haberleri genelde köylerden alır gerilla. Köye girmiyorsa tek kaynak küçük radyodur. Bazen tuşu çevirince halkın zulme karşı ayaklandığı haberini alırsınız. O heyecan tarif edilemez hemen eylem önerileri gelir peş peşe. Sonra “acaba yoldaşlar ne yaptılar? Sürece katıldılar mı?” diye sorular gelir akla.

Bazen de o tuşu çevirince 15 yaşında bir fidanın artık kalbinin atmadığını öğrenebilirsiniz. O zaman önce bir sessizlik olur. Gözler hafif dolar. Kalp atışları hızlanır. Sisteme lanet okunarak hesap sorulması gerektiği düşünülür. İşte Çemişkezek Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan saldırı da bu duygularla yapıldı.  Kinimiz ve hüznümüz roketatar güllesiyle düşman binasında patladı!

Yine günümüz rutin bir şekilde devam ederken her zamanki gibi haber saatinde radyomuzu açtık. Ve o haberi duyduk. “Soma’da maden kazası”, “Kaza vardiya değişimi sırasında oldu”, “İçeride çok sayıda işçi var” diyordu spiker. İş cinayetleri sık duyduğumuz haberlerdi. Ancak bu kadar çok işçi bir anda! Hem de en büyük iş cinayetlerinden biriymiş!

Papaz ve cellatların konuşmaları birlik tarafından özenle dinleniyordu. Ne diyorlar? Rollerini nasıl oynuyorlar? Nasıl yalanlar atıyorlar? diye. “Olabilir böyle şeyler, bu işin fıtratında var” diyordu, Gezi İsyancılarının deyimiyle “Recop Tazyik Gazdoğan.” Başka ülkeleri örnek veriyordu. Sanki öbür ülkeleri bilmiyoruz. Hoş kapitalizmin kan emiciliği her yerde aynı!

Sürekli haberleri takip ediyorduk. Köye gittik. Köyde televizyonu açtık. O görüntüleri görünce, halkın öfkesini madencilerin ardında kalan çocukları ve kadınları görünce köylüler olmasaydı sanırım gözyaşlarımızı tutamazdık.

“İsyan dalgası büyüyor dümene geçmemiz gerek” diye iç geçiriyordu bütün gerillalar. Partimiz önderliği “dipten gelen dalga”yı yıllardır özelikle vurguluyordu, ancak biz hala hazır değiliz. Bu can yakıyor. Ama savaş, “Yapabiliriz, yapmalıyız, yapacağız” şiarını daha sıkı bağlıyor insanı

 

Dertleri ve sınıfları ortak…

Sonra noktamıza döndük. Hafif soğuk rüzgar, terleyen sırtımıza vuruyordu. Yıldızlar ay ışığı nedeniyle az görülüyordu ama yine de soylu ve ahenkliydiler. Kulağımda hala kadınların haykırışı, dövülen gencin bağırtıları vardı. Madencileri düşündüm. Kimi okul parası için çalışıyormuş, kimi çoluk çocuğunun karnını doyurmak için, kimi ailesine destek olmak için, kimi de üniversite mezunu ama işsiz kaldığı için çalışıyormuş.

Ama hepsinin derdi ortak! Aç kalmamak!

Kiminin gözü maviymiş, kiminin kara, kiminin adı Hasan kimininki Mehmet. Kimi Karadenizliymiş kimi İç Anadolulu ama hepsinin sınıfı ortak; proleter olanlar! Elleriyle ve emekleriyle yaşamı ve dünyayı yaratanlar onlar. Her zamanki gibi girdiler o zindana ama her zamanki çıkamadılar. 45 dakikalık nefes tüplerine bağladılar umutlarını ama dayanamadı yoksul yürekleri. Ne hissettiler, neyi kimi düşündüler, o an kim bilir? Belki geride kalanları, belki de önlerindeki koca yaşamı…

 

“Soma bir daha silinmez!”

O sırada birbirlerinin uyanık olduklarını fark eden gerillalar sohbete başladı:

Soma madeni ölüm kuyusu olarak hafızalarımıza kazındı bir kez bir daha silinmez!” dedi biri.

Böyle can veren birçok işçi oldu” diye söze girdi öteki.

‘Bir daha sonumuz böyle olmasın diye, bir daha çocuklarımız yetim kalmasın, kadınlar feryat etmesin diye Demokratik Halk İktidarı kurulsun! Bunun için kutup yıldızının öncülüğünde SAVAŞA’ diyen işçilerin sesini duyar gibiyim” diye devam etti.

Belki henüz erken ama asla geç değil” diye sonlandırdıktan sonra uykuya daldılar, içlerinden hesap sorma yeminleri ederek.

O gece her bir yıldız bir madenciydi bizim için. Kayan her bir yıldızsa Soma’da düşen bir madenci! O gece Soma’ylaydı gerillanın yüreği!

 

Dersim’den bir Partizan

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu