Manşet

BDP Kongresinden Direniş Mesajı: An Azadi An Azadi

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) 2. Olağanüstü Kongresi “Direnerek Özgürlüğe Yürüyoruz / Em bi Berxwedanê Ber Bi Azadiyê ve Dimeşîn” şiarıyla Ankara’da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye ve Türkiye Kürdistan’ından yoğun katılımın olduğu kongrede, çok sayıda insanda içeri giremeyerek dışarıya kurulan sistemle kongreyi izleyebildi.

Spor salonu önü Newroz alanlarını andırırken, devletin aldığı yoğun “güvenlik” önlemleri de dikkatlerden kaçmadı. Kongre’de sık sık hapishanelerde 33 gündür açlık grevinde olan 300’ü aşkın tutsak selamlanırken, Öcalan’a özgürlük şiarı da dillerden düşmedi.

Delegelerin oturduğu alanın arkasındaki duvara, Rojava Devrimini Selamlıyoruz”, “Zindanlarda Çözüm İçin Yükselen Açlık Grevi Direnişini Selamlıyoruz ve Destekliyoruz”, “ Ji Bo Öcalan Azadî / Öcalan’a Özgürlük”, “Roboski Katliamını Unutmadık Unutturmayacağız”, “Ulusal ve Demokratik Birlik İçin Mücadeleyi Yükseltiyoruzşiarlarının yazıldığı büyük bir pankart asıldı.

Spor salonunun köşelerine Deniz, Mahir, İbo ve Kemal Pir’in; Mazlum Doğan ve Sema Yüce’nin, İbrahim Oruç’un fotoğraflarının olduğu  ve demokratik özerklik, Öcalan’a özgürlük, kadın hareketi, Roboski katliamıyla ilgili birçok pankart asıldı.

“Bu kadim dil özgür olsaydı, 30 yıldır yaşananlar olmayacaktı!”

Devrim ve demokrasi mücadelesi şehitleri anısına yapılan saygı duruşu sırasında binlerce insanın hep birlikte okuduğu marşın ardından Divan Başkanı Hamit Geylani kongre açılışını Kürtçe yaptı. Kongre açılışının Kürtçe yapmasının sebebi ve öneminden bahsederken Bu kadim dil özgür olsaydı, 30 yıldır yaşananlar olmayacaktı! demesi önemli bir ayrıntı olarak kongrede yer edindi.

Açılışın ardından da BDP’nin bir yıllık sürecinin ve Kürt Ulusuna yönelik saldırıların gösterildiği bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Roboski görüntüleri ardından Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak’ın yaptığı konuşmalar kitleden yoğun alkış alırken, sinevizyon bitişinde Baskılar bizi yıldırmaz! sloganı atıldı. Sinevizyonun ardından Hamit Geylani Kürt kadınlarını selamlayan bir konuşma yaptı ve Nazım’ın kadınlara dair bir dizesini okudu.

Kışanak: “2013’te barış ve kardeşlik planı yapmayanlar 2023’e bu ülkeyi taşıyamazlar.”

Kadınlara dair konuşmanın ardından BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak bir konuşma yaptı. Öcalan’a yönelik aylardır süren tecride dikkat çekerek ve tutsak milletvekilleri ile açlık grevindeki tutsaklara selam göndererek başlayan Kışanak, artık totaliter rejimlerin sonunun geldiğini belirterek şunlara değindi; Ortadoğu’da halklar özgürlük istiyor. Kürtler de. Ancak nüfuz derdindeki egemenler halkların bu isteğini kadük bırakıyor. Türkiye de bölgesel anlamda bir nüfuz arayışı içerisinde. Ancak bu Kürtlerin durumuyla doğrudan ilintilidir. Rojava’daki halkımızın özgürlük yürüyüşünü selamlıyoruz. Demokratik bir Suriye çağrımızı yapıyoruz

2013’te barış ve kardeşlik planı yapmayanların 2023’e bu ülkeyi taşıyamayacaklarını belirten Kışanak, aksi taktirde tarihin, Türk ve Kürt halklarının bunu affetmeyeceğini söyledi.

Konuşmasında 33 gündür açlık grevi direnişinde olan tutsaklara da değinen Kışanak; bu direnişin barış, çözüm ve geleceğimiz için olduğunu ve sessiz kalmayacaklarını, dışarıda da mücadeleyi yükselteceklerini, direnişteki tutsakların sesine ses katacaklarını dile getirdi.

“Türkiye’yi ortak vatan yapacaksak, Kürdistan’ı da Kürt Halkı’nı da kabul edeceksiniz.

Kışanak Öcalan’ın Türkiye halklarının barışı için bir şans olduğunun altını çizerek Öcalan’ı bir araç olarak görüp kendi emellerine ulaşmak isteyenlerin ve Kürt hareketini tasfiye etmeyi düşünenlerin büyük bir yanlışta olduklarını söyleyerek şunlara değindi; Türkiye’yi ortak vatan yapacaksak, Kürdistan’ı da Kürt Halkı’nı da kabul edeceksiniz. Daha fazla gencimiz ölmeden, bedel ödemeden çözüm süreci başlamalıdır. Barış için projesi olan varsa bugün hemen gelsinler görüşmeye hazırız. Ama tasfiye planları varsa karşılarında BDP’yi bulurlar, Kürt Halkı’nı bulurlar.

Konuşmasında Alevilere, Türk halkı’na faşizme karşı birlikte mücadele çağrısı yapan Kışanak, kadın özgür olmadan toplumun özgür olamayacağını belirterek, BDP’li kadınlara yönelik cadı avına hep birlikte mücadele edelim. Kürt kadınları mücadelenin her zaman en önlerinde oldu. Bundan sonra da bu böyle olacak. Kimse bizi baskıyla, cinsiyetçi tehditlerle engelleyemez… Kürt kadın hareketi her zaman Türkiye ve dünya kadın hareketlerinin arkasında olacaktır.” dedi.

Özgürlük yürüyüşünü zafer ulaştırıncaya dek hep birlikte mücadele edeceğiz diyen Kışanak, demokrasi şehitlerini anarak konuşmasını bitirdi.

Dört tarafı hüzünle çevrili yara parçasına Kürdistan denir

Kışanak’ın ardından sahneye BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çıktı.

Yoğun bir ilgiyle konuşmasına başlayan Demirtaş, kongreye katılan uluslararası delegasyonu, devrimci, ilerici güçleri, delegeleri selamladı.

BDP’nin ulusal birlik çağrılarına uygun bir konuşma yapan Demirtaş, Melle Mustafa Barzani’den Celal Talabani’ye; Ehmede Xani’den Saidi Kürdi’ye, Seyit Rıza’ya, Hasret Gültekin’den Hrant Dink’e kadar emekten ezilenden yana mücadele yürüten herkesi andı.  Türkiye devrimci hareketinin önderlerini de selamlayan Demirtaş; Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve Ömer Ayna ile birlikte İbrahim Kaypakkaya’yı da yoğun bir aşlık altında selamladı.

Demirtaş, BDP’nin sürece temel bakışını ve politikalarını, Kürt ulusal sorununda ortaya koydukları demokratik özerklik projesini ayrıntılı bir biçimde anlattı.

Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması, sağlık ve güvenlik koşullarının sağlanmasının barışının teminatı olduğunu vurgulayan Demirtaş, AKP hükümetine de çağrı yaptı. AKP hükümetinin Müslümanlık söylemlerinin sahte olduğunu dile getiren Demirtaş, Kuran-ı Kerim’den ayetlerle AKP’nin tekçi zihniyetini teşhir etti.

Anadil konusunda Erdoğan’ın çıkışlarını ve “böyle bir hak yoktur” sözlerini eleştiren Demirtaş, bunun faşistlik olduğunu söyledi. “ Dört tarafı hüzünle çevrili yara parçasına Kürdistan denir” diyen Demirtaş sözlerini Can Yücel’in bir şiiri ile bitirdi.

Demirtaş’ın ardından BDP Kadın Meclisi adına yapılan konuşmada ise Kürt kadınının tarihinin bir direniş tarihi olduğu, Kürt kadının devleti tecavüzlerle, işkencelerle iyi tanıdığı belirtildi. AKP döneminde kadınlara yönelik taciz, tecavüz, kırım oranının %4000 arttığına dikkat çekilirken bütün kadınlara ortak mücadele çağrısı yapıldı.

Kongre’de HDK adına Ertuğrul Kürkçü, DSİP, ÖDP, Birleşik Kıbrıs Partisi, Suriye ve İran Kürdistan’ından parti temsilcileri birer konuşma yaptı. Siyasi operasyonlarla tutuklanan tutsaklar adına da Fatma Kurtalan tarafından bir selamlama okundu.

Kongreye çok sayıda devrimci kurumun katılması dikkat çekti. Partizan temsilcisi de kongrede yerini aldı.

Umut Yayımcılık da Kongre’de stant açarak yayınlarını, kitaplarını ve 11 Kasım’da gerçekleşecek şölenin tanıtımını yapma fırsatı buldu. Stantta ayrıca 78’liler Derneğinin Diyarbakır Hapishanesinin müze yapılması talebiyle başlattığı imza kampanyası içinde imza toplandı.

Özellikle Kaypakkayaya yoğun bir ilginin olduğu stantta gerçekleştirilecek “Umudu Tohumca Büyüteceğiz” gecesi içinde çağrı yapıldı.

İstanbul’dan gelen birçok kişinin “geceden haberimiz var geleceğiz zaten” demeleri dikkatlerden kaçmadı.

Stantta birçok delege ile görüşme olanağı yakalanırken, bölgeden gelen delegelerle sohbet etme fırsatı oldu.

Kürt kadınlarının yöresel kıyafetleriyle katıldığı kongrede coşku zirvedeydi. Öcalan abartısız kongrenin en önemli gündemiydi. Kitle ne zaman Öcalan ismi geçse ayağa kalkarak alkış tuttu.Kongreye damgasını temel şiar ise “An Azadi An azadi” oldu.

Yapılan seçimlerde Demirtaş ve Kışanak yeniden genel başkanlığa seçildi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu