EmekGüncel

Bel Karper Direnişi | Durdu: “Tüm Emek Dostlarını Bel Karper Grevine Destek Olmaya Çağırıyorum”

Özgür Gelecek gazetesi olarak 40 günü aşan grev sürecini Tek Gıda-İş Örgütlenme uzmanı Yunus Durdu ile konuştuk.

SPOT- Firma bu çalışanlar için ILO sözleşme kurallarını ve etik ilkelerini kabul eden bir şirket. Dünyanın her tarafında bu şirkette çalışan işçiler sendikalı ve örgütlü, Türkiye hariç.

Tekirdağ Çorlu’da bulunan ve gıda sektöründe faaliyet yürüten Fransız sermayeli Bel Karper fabrikasında Tekgıda-İş Sendikası’nın örgütlenme mücadelesi yıllardır sürdür ve 2021 1 Ocak’ında Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci başladı.

Ancak Bel Karper patronları TİS sürecinde masaya oturmadığı gibi sendikal düşmanlık sonucu Tekgıda-İş Sendikası’nın işyeri temsilcisini işten attı, örgütlü işçileri 40 günün üstüne ücretsiz izne zorladı. Patronların tüm bu yıldırma politikalarına karşı Bel Karper işçileri 17 Mayıs günü fabrika önünde greve başladılar.

Özgür Gelecek gazetesi olarak 40 günü aşan grev sürecini Tek Gıda-İş Örgütlenme uzmanı Yunus Durdu ile konuştuk. Bel Karper fabrikasında üretimi durduran işçilerin ilk günkü kararlılıkla grevi sürdürdüğünü vurgulayan Durdu, tüm emek dostlarını direnişi sahiplenmeye çağırdı.

İlk olarak Bel Karper’deki örgütlenme sürecini anlatarak başladı Durdu. 2014 yılından beri örgütlenme çalışmalarının olduğunu vurgulayan Durdu şunları söyledi:

Bu işletmede 2014 yılında örgütlenerek yeterli çoğunluğu aldık. Ancak işverenin itiraz etmesi sonucu yargılama süreci altı yıl sürdü. Altı yıl sonunda Yargıtay tek gıda iş Sendikasının yetkili olduğuna dair karar verdi. Yetki kararının ardından 2021 yılının başında çalışma bakanlığı toplu iş sözleşmesi yetkisi verdi burada bize. Bu Bel Karper firması Fransız bir firma. Firma dünya genelinde yaklaşık 27 ülkede faaliyet gösteriyor. Dünya genelinde 17.000 çalışandan söz ediyoruz. Firma bu çalışanlar için ILO sözleşme kurallarını ve etik ilkelerini kabul eden bir şirket. Dünyanın her tarafında bu şirkette çalışan işçiler sendikalı ve örgütlü. Ama maalesef Türkiye’de altı yıldır işçilerin anayasal ve sendikal haklarına saygı duymadığı gibi, şimdi de toplu iş sözleşmesinde masaya oturmayarak işçileri toplu iş sözleşmesi sürecine sokmuyorlar. Ve yasal olarak bizim TİS sürecimiz bitti ve biz 17 Mayıs’ta greve çıktık. 40 günden fazla süredir işçi arkadaşlarımızın %70’i ile greve çıktık ve fabrika önünde grevimiz sürüyor.

Durdu’ya Bel Karper’in ILO ilkelerine uyarken Türkiye’de neden bu kadar rahat sendikal düşmanlık sergileyebildiğini sorduk. Sebebini iki ana başlığa ayıran durdu şunları söyledi:

Çünkü Türkiye’de ilk olarak ucuz işçilik fazla. İkinci olarak da Türkiye’deki yasaların caydırıcılığının bulunmaması. Yani ülkeyi yönetenlerin yabancı sermayeye karşı daha ‘sevicilik’ yapmasından kaynaklanıyor bu durum.

Durdu, Bel Karper’de sendika düşmanlığına ilişkin ise şunları söyledi:

Şimdi burada çeşitli zamanlarda, daha grev sürecine gelmeden oradaki iş yeri temsilcisinin iş hakkını feshettiler, 12 arkadaşımızı ücretsiz izne mahkum ettiler. O arkadaşlarımız 40-45 gün boyunca ücretsiz izin yaptılar ve mağdur oldular. Bunlarla birlikte insanları mağdur edip greve çıktıktan sonra da bu yıldırma politikaları devam etti. Şimdi iş arkadaşlarımızın hepsi grevde olduğu için Üretim durmuş durumdaydı. Üretim olmadığı için bu sefer patron dışardan taşeron alarak üretim yaptırma çabasına girdi. İçeride fabrikanın müdürleri ile, fabrikanın üretim amirleri üretim yapmaya çalışıyorlar. Yani iki tane makinayla üretim yapmaya çalışıyorlar ancak sağlıksız bir şekilde oluyor bu. Şu an taşeron çalışan işçilerle burada bir iş deniyorlar ama bu firma şu anda insan sağlığıyla oynuyor. Artık çok kalitesiz peynir ve krem peynir üretmeye başladılar. Ve bu da bildiğiniz gibi Türkiye’de çok fazla tüketilen bir gıda, şu anda sağlıksız koşullarda üretiliyor ve bu da insan sağlığını çok ciddi anlamda etkiliyor.

Durdu’ya devam eden grevi sorduk. İşçilerin greve bakışının ve iradesinin ilk günkü kadar yüksek olduğunu vurgulayan Durdu şunları söyledi:

Arkadaşlarımız ilk günden daha kararlı bir şekilde grevi başarıya ulaşıncaya kadar sürdüreceklerini söylüyor. Hiçbir kırılma, geri adım atma gibi bir durum yok. Tam tersine daha fazla birbirine kenetlenme var ve bu grevin başarıyla sonuçlanacağına inanıyorlar. Sendika olarak biz de grevdeki işçi arkadaşlarımızın hiçbir şekilde maddi ve manevi olarak mağduriyet yaşatmamak için arkadaşlarımızın maaşlarını ödüyoruz. Ve grev ne kadar sürerse sürsün başarıya ulaşıncaya dek grevi devam ettireceğiz.

Greve giden süreçte öncelikle Bel Kalper yönetimi TİS görüşmelerini tıkadı. Yönetimin tıkadığı noktaları sorduk Durdu’ya. Yönetimin altı yıldır TİS’ten kaçtığını söyleyen Durdu şunları vurguladı:

Burada altı yıldır beklediğimiz bir Toplu İş Sözleşmesi var. İşveren altı yıldır masaya gelmeyerek kaçak oynadı açıkçası. Sonuçta işçilerin burada altı yıllık bir maliyeti var, işverene karşı da bir maliyeti var. İşçiler altı yıldır zam almadığı gibi bu işçilerin altı yıllık bir telafi zammı doğdu ve işverenin bu zammı vermesi gerekiyor. Şimdi işveren bu zammı fazla buluyor ve bunu fazla bulduğu için de sendikanın bu taslağını revize etmesini istiyor, biz de kesinlikle burada revize falan yapmıyoruz. İşveren masaya gelecek, masaya gelinmeden Toplu İş Sözleşmesi görüşülmesi – konuşulması doğru değil.

Durdu Bel Karper Direnişine dair tüm emek dostlarını direniş çadırını beklediğini de sözlerine ekledi:

Direnişimiz sürüyor ve süren bu direnişe tüm emek dostlarını, işçi sınıfından kardeşlerimizi direnişimize bekliyoruz. Özellikle bu bölgede yani işçi havzasının çok atıl olduğu, aslında işçinin çok olduğu ancak işçi örgütlenmesinin az olduğu Çorlu’da bu direnişe sahip çıkmaya ve bu direnişin başarıyla sonuçlanması için tüm emek dostlarını destek olmaya, çadırımıza çay içmeye bekliyoruz.

Durdu’ya son olarak genel anlamda sendikal örgütlenmenin az olduğu gerçeğini söyledik. Örgütlenme uzmanı olarak bu konu hakkında ne düşündüğünü sorduk. Durdu ise şunları söyledi:

Türkiye’deki sendikal hareketin özellikle pandemi ile birlikte işçilerin yoğun şekilde sıkıntılarının arttığı bir dönemde sendikaları asli görevlerini yapmaya çağırıyorum. Ayrım yapmadan Türkiye’deki işçi konfederasyonlarını işçilerin sorunlarına doğru bir şekilde eğilmeye çağırıyorum. Çünkü örgütlenmenin önünde çok ciddi sorunlarımız var. Yani yasalar kanunlar büyük problem, bunun içinde örgütlenme işin en basiti. Bir yargılama dört yıl beş yıl sürüyor ve bu kadar süre içerisinde üye kalmıyor ve bu yüzden TİS sürecine geçemiyoruz. Bu yüzden tüm konfederasyonların özellikle işverenlerin yapmış oldukları bu kanunsuzluklara, hukuksuzluklara, işten çıkartmalara karşı durması gerekiyor. Bugün sözde işten çıkarmanın yasak olduğu dönemde işçileri Kod-29 ile ahlaksızlıkla suçlayarak işten çıkaranlara karşı konfederasyonların birleşip cezaların caydırıcı olma noktasında birlikte hareket etmeleri gerekiyor. Bu yüzden ilk söylediğimi tekrar söylemek istiyorum; sendikaların asli görevlerini yani işçi sınıfının sorunlarını dikkate alıp sorunların üzerine ona göre eğilmeleri gerekiyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu