H.Merkezi: Bugün (4 Eylül), Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinde, Diyarbakır E Tipi hapishanesinde, 1996’da, 10 tutsağın dövülerek öldürüldüğü, 24 tutsağında ağır yaralandığı katliamın davasında 27 katil beraat ederken 62’si ise aldıkları cezalarla ödüllendirildi!
Katliamları ve işkenceleri ile devletin en ünlü ölüm makinesi olan Diyarbakır cezaevinde 1996 senesinde, Gardiyanların, polislerin ve jandarmaların birlikte işkence ettikleri tutsaklardan 10’u feci bir şekilde katledilirken, 24 tutsaksa ağır bir şekilde yaralanmıştır. Olayın üzerinden 18 sene geçmesine rağmen dava hala sürüyor ve 89 sanıkta, “devlet babaları” tarafından hala korunmaya devam ediyor.
7 katil hakkında zaman aşımına uğradığı gerekçesi ile davanın düşürülmesine karar veren mahkeme, 20 sanığa “suç işlediklerinin sabit olmaması” nedeniyle berat kararı vermiş, 62 sanığa ise 10 kişiyi “faili belli olmayacak şekilde, aynı sebep ve kasıt altında öldürmek kastı olmaksızın müyesser fiil sonucu ve zaruretin tayin ettiği hududa tecavüz etmek suretiyle öldürmek” suçundan 18’er yıl hapis cezası verdi.
Devlet elleri ile yetiştirdiği katillerini yalnız bırakmadı!
T.C Mahkemesi, 18 yıl ile cezalandırdığı sanıkların önce, “zaruretin gerektirdiği sınırları aştıkları kabulünü” göz önüne alarak 6’şar yıla, ardından dava sürecindeki davranışlarını da göz önünde bulundurarak 5’er yıla indirdi.
Mahkemenin katilleri koruması bununla da sınırlı kalmadı. “Görevi ihmal” suçlamasıyla da yargılanan 8 sanık hakkında da karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi.
Mahkemeye göre öldürme kastı yok!
Asker, polis ve gardiyanların saldırısını ve katliamlarını “yasaca bir görev” kabul eden mahkeme, güç kullanımının aşırılaştığını ancak yine de kastın “öldürmek değil etkisiz hale getirmek olduğuna” hükmetti. Kararda cezai indirim ise; “Sanıkların bu eylemlerini gerek belirttiğimiz yasal mevzuattan kaynaklanan görevleri nedeniyle, gerekse de adli ve idari amirlerinin emirlerini yerine getirme gayesiyle yerine getirme düşüncesinde oldukları, sanıkların eylemlerinde olayın oluşuna göre aşırı güç kullanımı nedeniyle zaruretten kaynaklanan güç kullanma sınırının aşıldığı anlaşıldığından cezalarından ölenlerin sayısı ve eylemlerin vehameti nazara alınarak indirim yapmak gerekmiştir” şeklinde gerekçelendirildi.
