Güncel

“Birlikte mücadele etmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz”

Ankara'da aralarında Partizan'ın da bulunduğu çok sayıda devrimci, demokrat kurum ve Demokratik Kitle Örgütü, artan baskılara karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Ankara: Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü, Alınteri, Birleşik Devrimci Parti, Demokratik Alevi Derneği (DAD), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Kaldıraç, Karala, Partizan, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), 78’liler Federasyonu tarafından artan antidemokratik uygulamalara ilişkin basın toplantısı düzenlendi.  Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda ortak basın metnini HDK İl Yürütme üyesi Sibel Polat okudu.

“Ya açlıktan öleceksiniz ya da salgından”

Kapitalizmin dünyanın bütün halkları üzerindeki baskı ve sömürüsünün devam ettiğini söyleyen Polat, “Doğaya, kadınlara, LGBTİ+lara, işçilere, emekçilere, gençlere ve tüm halklara yönelik saldırıları devam etmektedir. Dünyanın her yerinde aralıksız sürdürdüğü savaşlarla kan gölüne çevirdiği topraklarda insanları açlıkla, yoksullukla, ölümle terbiye etmeye çalışıyor, dünyanın hiçbir yerinde halklara ölümden başka bir şey vermiyor. Bir avuç patron zenginliğine zenginlik katarken, yok sayılan, aç bırakılan, sömürülen, katledilen halklara ise ‘Razı olacaksınız, itaat edecekseniz’ diyorlar. Dünyanın her yerinde ezilen halkların yaşamlarına dönük tüm bu saldırıların nedeni bu düzendir. Mücadele sürüyor. Bu mücadeleyi kazanacak olan, ezilen ve sömürülen dünya halklarıdır” dedi.

AKP-MHP iktidarının “Ya açlıktan öleceksiniz ya da salgından” diyerek kapitalizmin yarattığı koronavirüs krizini fırsata çevirdiğini kaydeden Polat, “Kadın özgürlük mücadelesine saldırarak, kadınları katlederek, LGBTİ+ları ve mücadelesini hedef gösterip topluma nefreti aşılayarak ve katlederek, koronavirüs kriziyle emek sömürüsünü büyüterek, çocuk istismarını sürdürerek, işçi grevlerini ve her türlü sokak eylemini türlü yöntemlerle engellemeye çalışarak; evde, işte, sokakta, hastanede, okulda, hapishanede halkları sindirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

“İktidar, yaşadığımız coğrafyanın dört bir yanına bu savaşı ihraç ediyor”

Kürt halkına yönelik saldırıların hiç durmadan devam ettiğini aktaran Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halk en ağır askeri silahlarla bombalanarak, helikopterlerden atılarak, yakılarak katlediliyor. Cenazeleri haftalarca sokak ortasında sergileniyor. Devletin özel savaş politikası olarak taciz ve tecavüz, kadınlar ve çocuklar üzerinde uygulanıyor. Siyaset yapma hakları yok sayılıyor. Siyaset sahnesinden silmek için yasaları, anayasayı, en temel insan haklarını hiçe sayıyor. Halkın seçtiklerini tanımıyor, kayyum atıyor, vekillerini hapsediyor. Halkların özgürlük mücadelesini yok etmeye yönelik bu saldırıları daimi bir politika olarak uygulayan iktidar, yaşadığımız coğrafyanın dört bir yanına bu savaşı ihraç ediyor.”
Tecride ve hapishanelerdeki hak ihlallerine karşı dönüşümlü-süresiz açlık grevlerinin başladığını dile getiren Polat, “Toplumun bir bütün olarak özgürlüğü talebini gören iktidar, bu talepten korkuyor. Bütün baskı araçlarını ve ayrıştırıcı, nefret dilini kullanarak bu talebi manipüle etmeye çalışıyor. Yakın zaman önce çıkarılan bir yasayla bütün dernek, sendika ve vakıflara el koyma hakkı getiriliyor. Keyfi olarak dernek ve vakıfların faaliyetlerini durdurmanın önünü açan bu yasa muhalif tüm sesleri susturmayı hedefliyor.  Üniversitelerde yapılan seçimleri hiçe sayarak kayyum rektörler atıyor. Bu atamalara karşı çıkan tüm üniversite bileşenlerine ise savaş açıyor” ifadelerini kullandı.

“Mücadele etmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz”

Açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:

“Devlet ve erkek şiddetine maruz bırakılan kadınlardan, faşist saldırılara maruz bırakılan halklara; koronavirüs koşullarında ücretsiz izinle tehdit edilerek çalışmak zorunda bırakılan işçilerden, bir kuru alkışla ölüme mahkum edilen sağlık çalışanlarına; açlıkla terbiye edilmeye çalışılan esnaftan, işsiz bırakılan kafe bar işçilerine; iş cinayetlerinde kolunu, bacağını, gözünü kaybedip maaş ve tazminatı gasp edilen grevdeki madenciden, bilgisayarı, interneti olmayan, online eğitim adı altında evlere kapatılan, kayyum rektörlere razı edilmeye çalışılan öğrencisine; ezilen, sömürülen, açlığa-yoksulluğa-ölüme mahkum edilen ve bir bütün olarak varlığı, yaşamı yok sayılan tüm halkları evde, işte, sokakta, yaşamın her alanında birlikte mücadele etmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu