EmekGüncel

DİSK: Asgari ücret net 3 bin 800 lira olmalı

DİSK Başkanı Arzu Çerkez Çerkezoğlu net asgari ücret talebini açıkladı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Salgın Günlerinde Asgari Ücret Gerçeği” raporunu ve asgari ücret sürecindeki eylem ve etkinlik programını Karaköy’deki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde açıkladı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 2021 yılında asgari ücretin en az net 3 bin 800 lira olması gerektiği belirtildi.

Basın toplantısında ilk konuşan DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, DİSK olarak Covid-19 döneminde birçok araştırma paylaştıklarını ve durumun ‘vahim’ olduğunu kaydetti. Türkiye’nin her geçen gün asgari ücret ülkesi haline geldiğini ifade eden Serdaroğlu, Türkiye’nin dolar bazında en düşük asgari ücret uygulayan ülkeler arasında olduğunu belirtti.

Ardından söz alan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından hazırlanan raporu açıkladı. Çerkezoğlu, Türkiye’de milyonlarca insanın asgari ücrete mahkum, ücretli çalışanların neredeyse yarısının asgari ücret civarında ücret aldığına dikkat çekti.

Asgari ücrete bile erişemeyenlerin sayısının salgının da etkisiyle giderek artığını kaydeden Çerkezoğlu, kadınların yarısının asgari ücret ve altında ücretlerle çalıştığının altını çizdi.

Çalışanların yarısı ‘en fazla’ asgari ücret alabiliyor”

Türkiye’nin Avrupa ülkeleri içinde asgari ücretin en düşük olduğu ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Çerkezoğlu, “Türkiye’de asgari ücret giderek ortalama ücret haline geliyor, ortalama ücret asgari ücret düzeyine düşüyor. Asgari ücret civarında (asgari ücretin altı ile asgari ücretin yüzde 20 fazlası arasında) ücret alan işçi sayısı 9,7 milyon. Bu sayı, tüm ücretli çalışanların neredeyse yarısına tekabül ediyor” dedi.

3,3 milyon işçinin yani her 100 ücretli çalışandan 17’sinin asgari ücretin altında bir ücretle çalıştığını ifade eden Çerkezoğlu, asgari ücretin yarısından daha az ücretle çalışan işçi sayısının ise 1 milyona yakın olduğunu kaydetti.

Asgari ücret ve altında bir ücretle yaşamını sürdürmek zorunda olan işçilerin toplam sayısının 7,5 milyon civarında olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, buna göre her 10 ücretli çalışandan 4’ünün (yüzde 38,4) asgari ücret ve altında ücret aldığına dikkat çekti.

Salgınla birlikte kısa çalışma ve ücretsiz izin ödeneği alanlar ile işini kaybeden kayıtsız işçiler göz önüne alındığında, asgari ücretin altında gelirle yaşayanların sayısının daha da arttığını belirten Çerkezoğlu, “Özel sektör işçilerinin yüzde 21,7’si asgari ücrete erişemiyor. Özel sektör işçilerinin neredeyse yarısı (yüzde 49) asgari ücret ve altında ücretle çalışıyor. Asgari ücret civarında kazananların oranı ise yüzde 62. Buna göre 9,5 milyona yakın özel sektör işçisi, asgari ücretin altı ile asgari ücretin yüzde 20 fazlası arasında ücret alıyor” diye konuştu.

Her dört kadından biri asgari ücrete erişemiyor

Kadınlar asgari ücrette daha derin bir ayrımcılıkla yüz yüze kaldığını vurgulayan Çerkezoğlu, “Asgari ücrete erişemeyenlerin oranı genelde yüzde 17 iken kadınlarda bu oran yüzde 25’i aşıyor. Asgari ücret düzeyinde ve daha düşük ücret alanların oranı genelde yüzde 38 iken kadınlarda bu oran yüzde 49’a yükseliyor. Buna göre kadınların yarısı asgari ücret ve daha düşük ücretlerle çalışıyor” diye kaydetti.

Özel sektörde ise ücret eşitsizliği çok daha fazla olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, özel sektördeki kadın işçilerin yüzde 32,5’inin asgari ücretin altında ücretlerle çalıştığını, her 100 kadın işçiden 9’unun (yüzde 9,3) asgari ücretinin yarısının da altında ücret aldığına dikkat çekti. Çerkezoğlu, “Özel sektörde asgari ücretin oldukça altı ile asgari ücretin yüzde 20 fazlası arasında ücretlerle çalışmak zorunda kalan kadın işçilerin oranı yüzde 76” dedi.

Türkiye Avrupa’da son dörtte

Avrupa’da 10 yıl önce Türkiye’den düşük asgari ücrete sahip 12 ülke varken, bu yıl bu sayı 3’e düştü. Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkelerin Sırbistan, Bulgaristan ve Arnavutluk olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, “Ancak 2020 Kasım ve Aralık ayındaki güncel döviz kuru dikkate alındığında Türkiye’deki asgari ücretin Arnavutluk hariç Avrupa’daki en düşük asgari ücret olduğu görülüyor” diye belirtti.

Brüt asgari ücretin yüzde 33,4’ü (983 TL) vergi ve kesintilere gidiyor. İşçinin eline- Asgari Geçim İndirimi (AGİ) de dahil- brüt asgari ücretin sadece yüzde 66,6’sı net harcanabilir gelir olarak geçiyor. Çerkezoğlu, işçinin 365 günün 122 gününü vergi ve kesintiler için alıştığını söyledi. Çerkezoğlu, “Üstelik asgari ücretten alınan vergi de arttı. 2002 ve 2003 yıllarında ilk vergi dilimi tarifesi, asgari ücretin 15-16 katıydı. AKP iktidarında vergi dilimi tarifeleri asgari ücretten ve enflasyondan daha az artırıldı. Böylece 2020 yılında ilk vergi dilimi asgari ücretin 7,5 katına geriledi” diye kaydetti.

Asgari ücret 300 doların altında

2016 yılında 430 ABD dolarına yükselen asgari ücret, sonraki yıllarda ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa bağlı olarak dolar cinsinden gerilemeye başladı. Çerkezoğlu, Ocak-Kasım 2020 ortalama kurlara göre asgari ücretin 336 ABD dolarına gerilediğini, güncel kurlara göre ise 300 doların altında düştüğünü vurguladı.

Çerkezoğlu, 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarıyla 25 Cumhuriyet altını alınabilirken bu yıl yalnızca 10 tane alınabildiğini söyledi.

Asgari ücretin kişi başı milli gelire göre gerileyişine de dikkat çeken Çerkezoğlu, “1978 yılında kişi başına milli gelirin yüzde 3,4 üzerinde olan asgari ücret, aradan geçen 42 yılda kişi başına milli gelirin yüzde 40 altına düştü. Eğer asgari ücret kişi başına milli gelire paralel olarak artsaydı, brüt asgari ücretin bu yıl 2 bin 943 lira değil, 4 bin 995 lira olması gerekirdi” dedi.

DİSK’in talepleri ise şöyle

Çerkezoğlu, DİSK’in asgari ücret taleplerini şöyle sıraladı:
■ Asgari ücret, pandeminin getirmiş olduğu gelir kaybı ve artan giderler dikkate alınarak farklı şekilde hesaplanmalı.
■ Asgari ücretli işçiye salgın döneminde bütçeden nakit destek verilmeli.
■ Salgın döneminde brüt asgari ücret net olarak ödenmeli. Bunun için asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalı ve işçinin SGK primleri bütçeden karşılanmalı.
■ Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimi oranı ise yüzde 10’a indirilmeli. Böylece asgari ücrete yakın ücretlerle çalışan işçilerin daha az vergi vermesi sağlanmalı.
■ Asgari ücret belirlenirken işçinin sadece kendisi değil, ailesi de hesaba katılmalı.
■ Asgari ücret bütün işçiler ve memurlar için ortak saptanmalı.
■ Asgari ücretin tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışı dikkate alınmalı. Ülkenin büyümesinden işçiler de pay almalı.
■ Asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmalı, konuya ilişkin 131 sayılı ILO sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu