Emek

“Bu çadır direnişin, hak aramanın sembolüdür”

Kartal: Süreyyapaşa Hastanesi’nde taşeron firma tarafından işten çıkarılan Dev Sağlık-İş üyesi işçiler direnişe devam ediyorlar. Hem de dolu dizgin…

Aradan geçen 88 günde arkadaşlıklarının, dostluklarının geliştiğini; haklarına, sendikaya dair çok şey öğrendiklerini söyleyen işçiler, direnişin kendilerini çok değiştirdiğini ekliyorlar sözlerine.

Ve emek mücadelesine omuz veren herkesin direniş çadırına gelip, kendilerine destek olması için çağrı yapıyorlar.

 


“Daha yapılacak çok iş var”

ÖG: Direnişiniz 100 güne yaklaşıyor. Bu süreç nasıl geçti? Neler yaptınız?

Serkan Kaşka: Taşeron firma geldi, önümüze “diğer firmadan tüm alacaklarımız aldım” yazılı bir kağıt koydu; imzalamamızı istedi. Biz de “almadığımız para için aldık diye imza atmayız” dedik. O zaman bizi işten çıkardı.

Biz de çadır kurmadan 10 gün boyunca hastanede yönetici olarak kim varsa hepsiyle sabah 8’den akşam 5’e kadar dolaştık. Bir netice alamadık. Çadır kurduk.

Üç aydır buradayız. Bu kadar zamanda hastanede yangın çıktı, direniş çadırı kuruldu, hastanenin kameraları ve yeraltındaki kablo tesisatı çalındı, morgda bir tabutta 50 milyonluk uyuşturucu çıktı; hala hastaneye bir yaptırım yok! Gelip “bu hastanede neler oluyor” diye soran yok!

Şimdi de başhekim diyor ki, “siz bizi gazetelere, televizyonlara rezil ettiniz! Sizi işe nasıl alalım?” Burada tek suçlu var; o da hastanedir. Biz ne dersek, “haklısınız”, “biz sizin yerinizde olsak o kağıda imza atmazdık”, “halledeceğiz, sabredin, bekleyin” dediler. 100 gün oldu. Hala bekliyoruz! Sonuna kadar da bekleyeceğiz burada. Haklıyız çünkü. Hakkımız gasp edildi bizim, bu hastanede. Hakkımızı çaldılar.

Her öğle arası başhekimlik önünde açıklama yapıyoruz. Kitlesel açıklamalar yapıyoruz. Başhekimle görüşmeye çalışıyoruz. Başhekim sürekli “Ben işe alamam. Taşerona karışamam. Zaten onlar beni rezil kepaze ettiler” diyor. Biz kimseyi rezil kepaze etmedik kardeşim! Doğru olan neyse onu söyledik. Söylemeye devam ediyoruz, edeceğiz de zaten.

Bir de E-5’te yol kesme eylemi yaptık. Çünkü buraya bir Star, ATV, Show TV, bir Sabah gazetesi, Milliyet, Posta gelmiyor. Bunların hepsi en çok seyredilen kanallar ve okunan gazeteler… Bugün baksanız 10 kişiden 8’inin elinde Posta var! Hiçbir tanesi gelmiyor. Yolu kestik hepsi geldi. Demek ki sesimizi duyurmak için böyle bir eylem yapmak lazımmış. Daha yapacağız. Daha Boğaz Köprüsü var, daha Sağlık Bakanlığı, meclisin önü var. Daha yapılacak çok iş var.

– Yakın zamanda hastane müdürü ile bir görüşme gerçekleştirdiniz. O görüşmede neler oldu?

– Görüşmeye gittiğimizde müdür “İl Sağlık Müdürlüğü’nden haber geldi. Sizin işvereniniz biz değilmişiz, giden taşeron firmaymış. Biz özel şirketlere karışamıyoruz” dedi. Gelen kağıtta böyle yazıyormuş.

Ben “O kağıdı bize de verin, biz de okuyalım” deyince “Size veremem. Bana geldi. Hatta bunu size okuduğumuz da kimseye söylemeyin” dedi. Ne var ki! Hukuksuz bir şey mi yapıyorsun sen! Yoksa kendi mi yazdı o kağıdı? Belli değil! 100 gündür burada direniyorum ben, onun kimden geldiği belli olmayan, bize göstermediği bir kağıdı okumasıyla çekip gideceğim!?

Sonra bize “Gidin buradan. Gazetelere demeç vermişsiniz, haksız hukuksuz bir şekilde” dedi ve bizi suçladı. Bir de “kış geliyor, orada üşürsünüz” falan dedi. Bizi çok düşünüyor, sağ olsun!

Biz de dedik ki, “madem bizi bu kadar düşünüyorsun, işe al!

Müdür, son olarak dedi ki “Başhekim ‘Koltuğumdan olurum, ama yinede de bunları işe almam!’ dedi” Biz dedik ki, “O zaman biz de onu koltuğundan edeceğiz, buraya gelip çalışacağız!

 


“Burayı bayram yerine çevireceğiz”

– Önümüzdeki süreç için bir eylem hazırlığınız var mı?

– 31 Ekim’de çadır kuralı 100 gün olmuş olacak. O gün sanatçıları, milletvekillerini, siyasi parti ve kurumları; elimizin-kolumuzun uzandığı herkesi buraya getireceğiz ve her yere sesimizi duyuracağız. Burayı bayram yerine çevireceğiz. Sonuna kadar direneceğiz.

“Hayatımızda çok şey değişti”

Ethem Aktürk

Hayatımızda çok şey değişti. Ailelerimiz de sıkıştırmaya başladı. Bazıları “yeter, direnişi bırak; mahkemeye ver” diyor; bazıları “devam et” diyor. Burada arkadaşlığı, dostluğu öğrendik. Haklarımızı, sendikayı öğrendik. Çok şey öğrendik gerçekten burada. Direnişe devam!

 


“İşini geri istemek ideoloji midir?”

Hamdi Azbay

Bize iş teklifi geldi. Daha sonradan bunun başhekimin burada çadır açılmasın diye organize ettiğini öğrendik.

Bu direniş bana çok şey öğretti. Burada, Süreyyapaşa’da yaşanan olumsuzluklar, işçiye yapılan yanlışlar; bu direnişle birlikte o dört duvar arasından açığa çıktı.

Direnişle ilgili bir gazeteye röportaj verdik. Röportajın ardından müfettişler gelip, başhekimle görüştü. Başhekim onlara “onlar beni rezil etti. Onların derdi iş değil, onların derdi ideoloji” demiş. İşini geri istemek ideoloji midir? İdeolojiyse o zaman ben ideolojinin alasını yaparım.

Bu çadırdan sonra içim rahat. Bu çadır direnişin, hak aramanın sembolüdür. İşçinin iki silahı var: direnmek ve çadır açmak. Eğer bu çadır ideolojikse biz Dev Sağlık-İş olarak ideolojimizi sürdüreceğiz.

Bugün ben kiramı ödeyemiyorum, faturalarım evde birikmiş. Şimdi eskisi gibi de değil. Doğalgaz, elektrik hepsi özelleştirildi. Fatura birikince şarteli indiriyorlar artık.

Biz üç arkadaş, çalışırken, parmakla gösterilirdik. Mesela sabahları bir saat erken gelirdim ki işimden olmayayım, kovulmayayım diye. Yine de olmuyor. Maaşımızı üç ay verilmiyor. Diyor “sesini çıkarma”. Şartnamede olmasına rağmen 6 ay yol parası verilmedi. En son gidip dilekçe verdik, öyle aldık paramızı. İşçi hakkı yenir mi? Sadece biz mağdur olmuyoruz. Ailemiz de mağdur oluyor.

İl Sağlık Müdürlüğü’nden müfettişler geldi, “mağduriyetinizi gidereceğiz” dediler ve gittiler. Bizi umutlandırdılar. Şimdi biz tabii ki çadır açacağız, eylem yapacağız, yol keseceğiz, slogan atacağız.

Ne yapalım?

Eğer bu devlette adalet, hukuk eksikliği varsa suç benim değil ki! Suç beni işten çıkaranların.

İşçinin hakkını korumak devletin işidir. “İki sendikaya birden üye olabilirsiniz” diyor, biz bir tanesine üye oluyoruz diye tehdit ediliyoruz. “Sorunu biz çözeriz” diyorlar. Sendikasız sorunu çözecekmiş! Nasıl çözeceksin? Sendika buraya girerse yapılan tüm hukuksuzluklar açığa çıkacak diye istemiyorlar sendikayı.

Sen işçiye sahip çık, hakkını koru ki ben de sendikaya üye olmayayım! Her gün bir yasa çıkartıyorlar. Ben son 10 senedir işçiler hakkında bu devletten iyi bir şey duymadım.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu