Manşet

Büyükşehir yasası ile köylük bölgelerin talanı kapıda

5 Ekim’de startı verilen Kentsel Dönüşüm Projesi’yle beraber gerçekleştirilen talanın ciddiyetini doğru okumak gerekiyor.

Ekonomik krizin cenderesinde artış gösteren sömürü şimdilerde emekçi halkın konut hakkının gasp edilerek tekrar halka satılması ile devam ediyor. Halktan çalınanı halka satma çabası ekonomik krize çare olarak görülüyor.

Kentsel Dönüşüm olarak adlandırılan talan, köylerde ise Büyükşehir Kanunu olarak devreye sokulmak isteniyor. İnşaat sektörü ile yaratılmak istenen birikim, aşırı kâr hırsına paralel sömürü mekanizmasını da hızlandırıyor. Her alana atılan beton köylere de dökülerek, kazma köylere de vurularak bu alanlar tarımsal sömürünün dışında inşaat sektürü bağlamında ranta açılıyor. Yıllardır tarımsal üretimin piyasaya kurban edilmesi ile yoksullaşan köylü, bu yasa ile tamamen mülksüzleştirilmek isteniyor. İşte Büyükşehir Yasası da bu içeriğe sahip.

Yasayla köylülerin hakları kaybolacak

Mevcut köylerin yarısını belediyelerin mahallesi yapacak tasarıya göre, 18 bin 200 köy mahalleye dönüştürülüyor. Bir anlamda Türkiye’deki köylerin yüzde 47’si köylülere sorulmadan tasfiye ediliyor. Tasarı yasalaştığında nüfusun % 75’i “şehirli” olacak. Ayrıca tasarıyla köylülerin bazı hakları da kaybolacak. Köyler, belediye sınırları içine alındıktan sonra yasa gereği bu alanlarda hayvan yetiştiriciliği yapılamayacak. Köyde üreterek aile bütçesine katkı, sofrasına katık yaptığı sütün, yoğurdun, tavuğun ve yumurtanın şehirde tüketicisi olacak olan köylü, bu yasa ile beraber giderek daha fazla yoksullaşacak-mülksüzleşecek. Her yıl devlet bütçesi ile cari açığın denge organizasyonunda önemli bir yerde duran tarım bu yasa ile tasfiye edilecek.

Yasayla köylü nüfusu yarı yarıya düşecek”

Elbette tüm bunlarla beraber köylü nüfusunda da azalma yaşanması olası bir durum. Bir açıklama yapan Çiftçi-Sen; bu konuya şu şekilde değiniyor.

“Yasa ile beraber köylü nüfusu yarıya düşecek. Kırlar ıssızlaşacak. Tarım şirketleşecek. Şirketler tarımsal üretimde kimyasal kullanacağından toprak, yeraltı ve yerüstü suları kirlenecek, kullanılamaz hale gelecek. Mahalleye dönüştürülen köylerin toprak, mera ve yaylakları belediye tasarrufuna geçecek, dolayısıyla toprak, mera ve yaylaklar amaç dışı kullanılabilecek. Amaç dışı kullanılacak alan oranında ekolojik denge bozulacak, tarımsal ürün azalacak, halk gıda sıkıntısı yaşayacak, çiftçiler işsiz kalacak. Köylüler yerlerinden yurtlarından olacak. Mahalleye dönüştürülecek köylerin değerlenecek olan ortak malları; meralar, yaylaklardan yararlananlar köylüler olmayacak. Köylüler, yaşam alanı üzerindeki haklarını kaybedecekler.”

Çok uluslu tarım ve gıda şirketleri ile AB’nin; “tarımda köylü nüfusunu yüzde 10’un altına düşürün” açıklamasına paralel bir tasarruf olan kanun, sadece Türkiye’de hayata geçirilmiyor. Panama’da da hükümetin serbest toprak alanlarını satışa ve sermayenin talanına açan kararı geçtiğimiz hafta cumhurbaşkanı Ricardo Martinelli tarafından onaylandı. Yasanın onaylanması, ülke genelinde halkın sokağa dökülmesine neden oldu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu