Güncel

Bugün Günlerden Ziilan

Komutan;

“…İçinizde bu kadının karnını deşip piçini çıkaracak bir gönüllü çıksın diye bağırdı. Bir kaç kez seslendi, askerlerden bir ses çıkmadı. Bunun üzerine bu işi gerçekleştirecek kişiye 40 gün mükâfat izni var dedi. Bir asker gönüllü olarak çıktı. İki kolundan kıskıvrak tutulmuş zavallı kadının karnını süngüyle yardı. Kadıncağız hemen öldü. Çocuk yaşıyordu.

Komutan;

Bakın bakalım, erkek mi kız mı diye sordu. Asker erkek diye cevapladı, Komutan;

Piçin erkek olduğunu tahmin etmiştim dedi.

Asker çocuğu da süngüleyip öldürdü”.

 

Yukarıda ki itiraf aslında bize 13 Temmuz 1930 Zilan Katliamı’nı özetler nitelikte. TC’nin “tek dil, tek bayrak, tek millet”  anlayışının bir ürünü olan bu katliam o günden bugüne başka isim ve başka bölgelerde kendini defalarca gösterdi.

Peki, ne oldu Zilan’da, gelin hep beraber bir göz atalım.

Kürtlere uygulanan imha-inkâr politikalarına karşı Ağrı halkı serhildan ilan etmiş ve TC resmi rakamlara göre 15 bin fakat gerçekte 44 bin insanı katletmiştir. Bu katliamın diğer tüm katliamlardan bir farkı var. Geride neredeyse hiçbir tanık yoktur. Kısacası TC hareket eden her şeyi ve herkesi yok etmiştir.

Osmanlı’dan devraldığı kanlı geleneği şanına yakışır bir şekilde devam ettiren TC, Kürt halkı başta olmak üzere azınlık ve inançlara bu topraklarda zulüm etmiştir. Asimile olmayan, değişmeyen herkesi katletmiş ya da sürgüne göndermiştir. Rumlar, Ermeniler, Aleviler, Ezidiler ve daha nice etnik ve dini köken bu durumdan nasibini almıştır. “Milyonlarca Ermeni ve Rum nerede?” sorusuna en “güzel” cevap TC’nin kanlı tarihin de durmaktadır.

Kürt halkı hem ulus kimliğinden hem de yıllardır yürüttüğü silahlı mücadelen kaynaklı daha fazla katliama maruz kalmış olmasına rağmen kendi kimliğini korumuş ve TC faşizmine tabiri caizse “kök söktürmüştür”

“Yaşamanın bir başka adı direnmektir” derdi Apê Musa. Kürt halkı nice Zilanlar yaşadı ve yaşıyor. IŞİD canilerinin Kobanê’de yaşatmak istediği de Zilan’ın bir başka adıdır. Ama Kürt Halkının cesur kadınları ve erkekleri Apê Musa’nın deyimi ile yaşamanın bir başka adı olan direnmeyi seçtiler.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu