İstanbul: Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınları için 602. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelerek “Failler belli kayıplar nerede?” dediler.
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 602. haftasında da kaybedilen yakınlarının bulunması ve katillerin yargılanması için bir araya geldi.
Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği, bu haftaki eylemde, Mardin Dargeçit’te Jitem tarafından üçü çocuk, ikisi lise öğrencisi 7 kişinin gözaltında kaybedilerek katledilmesinin halen süren davasında adaletin sağlanmasını talep ettiler.
Eylemde ilk olarak söz alan Şerif Taşkaya, devlet katliamlarının geçmişten bu yana artarak devam ettiğini vurguladı. Devletin öldüremediği yerde asimile etmeye çalıştığına dikkat çeken Taşkaya, devletin Kürt olduğu için çocukları dahi katlettiğini ifade etti.
Son yıllarda insanların daha çok öldürüldüğünü, tutuklandığını, muhalif medya kanallarını da kapatıldığını belirten Taşkaya, tüm bu saldırılara rağmen mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini hatırlattı.
“Kaybedilenlerimizin akıbetini, kaybedenlerden de hesap soracağız”
Daha sonra söz alan Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, yasaklarla, baskılarla, tutuklamalarla seslerinin kısılmaya çalışıldığını söyledi.
Muhalif TV ve radyoların kapatıldığını anımsatan Yıldız, “Bunları yapanlar, sadece onların yalanlarını dinlememizi istiyorlar. Biz ise bu yalanları değil gerçekleri aramaya devam edeceğiz. Kaybedilenlerimizin akıbetini soracağız. Kaybedenlerden de hesap soracağız” dedi.
Sonrasında Davut Altunkaynak’ın kardeşi Kazım Altunkaynak söz alarak, “12 yaşındaki abimi devlet gözaltında katletti. Failler halen daha yargılanmadı. Bizim tek bir isteğimiz var: Adalet!” diye belirtti.
Ardından Davut Altunkaynak’ın annesi Hayat Altunkaynak ve Abdurrahman Coşkun’un annesi Hediye Coşkun’un Cumartesi Anneleri’ne gönderdikleri selamlama mektupları okundu.
“Kayıp davalarında artık failler aklanmasın!”
Eylemde basın açıklamasını okuyan Zeynep Kınalı İpek sözlerine, Dargeçit Jitem davasında yargıçların görevlerini yerine getirmesini ve adaletin sağlanmasını istedi.
OHAL’in herhangi bir haklı bir gerekçe olmadan 3 ay daha uzatılmasına değinen İpek, “Bugüne kadar OHAL uygulamaları ‘darbe girişiminde bulunanlardan hesap sorulması’ amacı ile sınırlı tutulmadı. Amacın ve sınırın dışına çıkılarak eleştiri hakkını kullanmayı imkansızlaştırmak için, basın özgürlüğünü ortadan kaldırmak için, tüm kamu kurumlarından kendisinden olmayanı temizlemek için kullanıldı. OHAL bahane edilerek sesimizi kamuoyuna duyuran televizyon ve radyolar kapatıldı” dedi.
Bu hafta geçmiş dönemdeki OHAL uygulamaları sonucunda gözaltında kaybedilen “Dargeçit kayıpları için adalet istiyoruz” diyerek buluştuklarını ifade eden İpek, üçü çocuk, ikisi lise öğrencisi 7 kişinin gözaltında ağır işkencelerle katledilerek kaybedildiğini ve ailelerin tüm girişimlerinin devlet tarafından sonuçsuz bırakıldığını anlattı.
İpek son olarak, failleri aklama faaliyetine dönüşen kayıp davalarında hukukun işletilmesini, faillerin cezalandırılıp adaletin sağlanmasını istediklerini belirtti.
Açıklamadan sonra eylem sonlandırıldı.
