Atina: 16 yıldır tutulduğu Atina’daki Korydallos Hapishanesi’nden isteği dışında sevk edilen, ailesinden ve avukatlarından uzak bir hapishanede tecrit edilmeye çalışılan D. Koufontinas 8 Ocak’tan bugüne (14 Mart) sürdürdüğü açlık grevini sonlandırdı.
Pandemi koşullarına rağmen, özellikle son iki hafta boyunca on binlerce insanın katıldığı eylemlerle Koufontinas’ın talebinin yerine getirilmesini isteyen Koufontinas’ın dostları ve yoldaşları, Yeni Demokrasi hükümetinin 17 Kasım örgütüne yönelik intikamcı politikaları doğrultusunda hemen her gün saldırıya uğramış, buna rağmen Koufontinas’ı sahiplenmekten, hatta Yunanistan devletinin yıllar önce dağılmış olmasına karşın “en tehlikeli” örgüt olarak kabul ettiği 17 Kasım örgütünün de pankartlarını açarak geri adım atmamıştı.
Koufontinas’ın oğlu Hekcor Koufontinas’ın açlık grevinin sonlandırıldığına dair açıklamasında söylediği gibi eylem, kendisini doğuran sebeplerin (eski hapishanesine geri sevk edilmesi) ve talebinin çok ötesine geçerek, Yeni Demokrasi hükümetinin dünyanın gözünde teşhir olması sonucunu doğurdu.
Dimitris Koufontinas ise yaptığı açıklamada, “Dayanışma, mücadelede bizleri birleştiren yaşamsal koşuldur” diyerek kendisiyle dayanışma içinde olan dostlarına ve yoldaşlarına, “sadece bir kişiye sempati duymakla kalmayıp, insanlık dışı bir güce karşı mücadelenin bir anında gösterdikleri şefkat için tüm ilerici insanlara” teşekkür etti.
Koufontinas açıklamasında şunları söyledi:
“Dayanışma ve destek, keyfiliğe, şiddete ve otoriterliğe karşı direnen yaşamsal sosyal güçlerin var olduğunu gösterdi. Ve bu yeni bir umut veriyor. İktidardaki aile, yasaları ve anayasayı, içtihadı ne kadar acımasızca aşağıladığını gösterdi. Onları öylece bırakıyorum. Onları sokağa çıkan insanlar yargıladı. Ne olduğu, nasıl başladığından çok daha önemlidir.
Bu mücadelelerin gücü karşısında, kalbim ve aklımla, aranızda olduğumu kendi adıma beyan ederim.”
