GüncelManşet

DDSB:”15-16 Haziran ruhuyla mücadeleye!”

 

Güvencesiz ve geleceksiz çalışmadaki ölümün adı; taşeron sistemi…

15-16 HAZİRAN RUHUYLA MÜCADELEYE!

Her gün iş “kazalarında” işçiler ölüyor. Son dönemlerde bu sayı öyle bir arttı ki Soma bu artışın şamar gibi insanın yüzüne çarptığı dönüm noktası oldu. Resmi rakamlara göre 301 maden işçisi katledildi.

İşte yıllardır adından bahsedilen ancak sermaye ve iktidarı tarafından her alanda yasallaştırılan taşeronluk sistemi Soma’da herkesin yüzüne başka yerden vurdu. Bir anda taşeronlaşma sistemi tartışılmaya başlandı. Sanki taşeron sistemini hakim kılan hükümet değilmiş gibi “bu sistemi mutlaka düzenlemeliyiz” deniyor ve yapılacak düzenlemeyle patronların yükü kaldırılmak istiyor. Üstelik bu, süsleyerek ve olmamışları olmuş gibi göstererek yapılıyor.

Cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla döşelidir.” Bu kadar ölüme neden olanlar işçi ve emekçilerin lehine asla düzenleme yapmaz, yapamazlar. Bunu ancak işçi ve emekçilerin mücadelesi sağlayacak ya da yapacaktır.

Çünkü taşeronda çalıştırılan işçi her an işten atılacağı korkusuyla yaşıyor, güvencesizlik içinde yoğruluyor. Taşeron sisteminden beslenenler bunun yok olmasını istemezler. Bugün Türkiye’de resmi rakamlara göre 3 milyondan fazla taşeron işçisi var. İşçi cinayetleri inşaat sektörü, tersaneler ve madenlerdeki taşeronlaştırmayla sıkça gündeme geliyor. Son günlerde Soma maden katliamı bunun en büyük örneğidir.

Taşeron işçiler yemek, güvenlik, sağlık ve temizlik gibi işlerde de çalıştırılıyor. Buna karşın taşeron işletmeler sendikalaşmanın da en az olduğu yerlerdir. Asgari ücretle çalışan, iş güvencesi olmayan, her an sözleşmesi feshedilip işten atılma riski taşıyan bu işçiler en ağır işlerde esnek zamanla çalıştırılıyor.

Kapitalist sistem; taşeronluk ve onun bir biçimi olan fason üretim ve farklı istihdam biçimleriyle işgücünü ayrıştırıyor. Örgütsüzleştirme saldırısında işten atma tehdidi başta olmak üzere üstü kapalı çeşitli yıldırma politikaları uygulanıyor. Patronlar için “daha az maliyet daha fazla kar” modeli olan taşeron ve fason üretim daha da büyütülüyor. Üretim küçük parçalara bölünerek işçilerin örgütlenmesi, sendikalaşması ve haklarını elde etmesi engelleniyor.

İşten çıkarmaların arttığı, ekonomik krizin gittikçe derinleştiği, güvencesiz çalıştırılmanın arttığı bu süreçte işçiler, emekçiler artık ölümlerin yaşanmaması için mücadeleyi yükseltiyor. Soma’da 301 maden işçisinin ölümünden sadece patronlar değil hükümet değil aynı zamanda bürokrat, işbirlikçi sendika yönetimleri de sorumludur. Bugün taşeronda işçilerin örgütlenememesinin bir nedeni de bürokrat, işbirlikçi sendikal anlayışın sınıfı örgütlememesi, hatta örgütlenmek isteyenlerin önünü kesmesidir. İşte Soma’da kendini dışavuran bu sorgulama sendikal bürokrasiye de tokat atmış durumdadır. Sömürülen tüm işçi ve emekçiler, bu sorgulamayı büyüterek hakları ve geleceği için daha fazla mücadele etmek ve daha fazla örgütlenmek zorundadır.

1970’de haklarını ve örgütlülüklerini korumak için 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’ni yaratan işçi sınıfı, mevcut durumundan yeni bir kopuşu gerçekleştiremediği müddetçe sermaye iktidarından, patronlardan ve onların uzantısı bürokrat, işbirlikçi sendikacılardan da kurtulamayacaktır. Tüm bu saldırı ve işçi ölümlerine karşı yeni 15-16 Haziranlar’ı yaratmak için şimdi örgütlenmeye, mücadeleye…

Taşeron Cinayettir, Yasaklansın!

Mücadeleyi Yükselt, DDSB’de Örgütlen!

Birlik, Mücadele, Zafer!

 

Devrimci Demokratik Sendikal Birlik

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu