Dünya

“Nepal Maoist hareketinin yeni bir atılıma ihtiyacı var!”

13 Şubat 1996 tarihinde Nepal Komünist Partisi (Maoist) Nepal’de Halk Savaşı’nı başlatmıştı. Nepalli Maoistler, Halk Savaşı’nın 22. yıldönümünü karşıladılar. O zamanlar sadece bir tane Maoist Parti vardı. Şu anda dört: 1- Mohan Baidhya (Kiran) tarafından önderlik edilen Nepal Komünist Partisi (Devrimci Maoist) 2- Komünist Çekirdek 3- Netra Bikram Chanda (Biplav) tarafından önderlik edilen Nepal Komünist Partisi (Maoist) ve 4- Prachanda tarafından önderlik edilen Nepal Komünist Partisi (Maoist Merkez).

 

Prachanda-Baburam: Nepal Devriminin hainleri

Prachanda-Baburam Nepal devriminin ihanetçileri olarak bilinmektedir. Baburam “Yeni Güç/İktidar” ismiyle yeni bir parti kurmuş, ve artık Marksist olmadığını, Marksizm’e inanmadığını açıklamıştır. Yani şimdi bu bölüm kapanmıştır. Nepal Komünist Partisi (Maoist Merkez)’in başkanı Prachanda Başbakan olarak gerici hükümete liderlik yapmaktadır. Bizler, bu hükümetin yabancı gerici güçler, özellikle de Hindistan yayılmacılığı tarafından desteklendiğini bilmekteyiz. Kendisi şu anda Hindistan egemen sınıfının sadık bir hizmetkarıdır. Prachanda kendi “Merkez”ini, Nepalli Maoistlerin merkezi olduğunu iddia etmektedir. Fakat gerçekler, bunun tersidir. Nepal Komünist Partisi (Maoist Merkez) yeni-gerici partidir ve Prachanda yeni-gerici kampın liderliğini yapmaktadır.

 

Baidhya fraksiyonu: Teorinin pratiğe uygulanması problemi

Mohan Baidhya (Kiran)’ın liderlik ettiği Nepal Komünist Partisi (Devrimci Maoist) bir yere kadar devrimici bir parti olarak görünmektedir. Bu partinin dokümanlarında, Marksizm-Leninizm-Maoizm ve Yeni          Demokratik Devrim’in önemiyle “Devrimin Üç Sihirli Silahı”na ihtiyaç konusunda net açıklamalar yapılmıştır. Fakat, bu Partinin temel problemi pratiğe girmemesidir. Nepal devriminin politik çizgisi olarak “Halk Ayaklanması” belirlemişlerdir. Tek bildiğimiz şey, Nepal devrimi için bu politik çizginin uygulanabilir olmadığıdır. Şu anda, yaklaşan seçimlere katılmak için politik bir cephe oluşturmuş durumdalar. Seçimlerde daha fazla sandalye kazanmak için, diğer partilerle elele tutuşacaklar. Bu, neticede onları yanlış bir yönelime sokacaktır.

Baidhya’nın bazı pozitif bakış açıları mevcuttur, fakat pratikte hala bir dönüm noktasında bulunuyorlar. Bilimsel politik bir çizgi ve güçlü bir iradelerinin olmadığı durumda, devrimci hareketi hızlandırmaları mümkün değildir. Sadece politik konular üzerine dokümanlar hazırlamak ve çözüm sunmak, hiçbir şey kazandırmayacaktır. İşte bu nedenle, Baidhya fraksiyonu -pratikte değil söylemde devrimci olarak görülmektedir. Elbette bu sadece Nepal Komünist Parti (Devrimci Maoist)’in sorunu değildir, bir bütün olarak Nepalli Maoist hareketin sorunudur.

 

Biplav fraksiyonu: Hedefsiz yolculuk

Sokak gösterilerinin iki yıllık Bernstein tipi pratiğinin ardından, Biplav fraksiyonu birinci Ulusal Kongresi’ni örgütlemekle meşgul. Ulusal Kongre için politik dokümanını yayımladı ve bu belge kamuoyunda tartışılır hale geldi. Onların ne yapacakları ve Ulusal    Kongrelerinin sonuçlarının ne olacağı zaten açık.

Aslında, Prachanda gibi, Biplav fraksiyonu da Nepal Maoist hareketi içinde birçok kargaşa yaratmıştı. Biplav’ın belgelerine baktığımızda, tereddüt etmeden söyleyebiliriz ki, Biplav Marksizm-Leninizm-Maoizm’in devrimci ruhundan sapmıştır.

Aşağıdaki bazı noktalara değinmek istiyorum:

1- Dokümanlarında Parti isminden “Maoizm”i çıkartmışlardır. Fakat Maoizm’i çıkarmalarına mantıklı bir yanıt vermemişlerdir. Maoizm, sadece politik bir terminoloji değildir; halk devrimi için devrimci ruh ve hedefin anlamı ve sembolüdür. Bu karar (parti isminden Maoizm’in çıkartılması -ÇN) kadrolar içinde de birçok soruya ve endişeli bir meraka yol açmıştır. Aslına bakarsak, bu, Maoizm’i ilkesel ve pratik rehberlikten çıkarmanın hazırlığıdır.

2- Dokümanlarında, Çin, Küba, Kuzey Kore ve Vietnam sosyalist ülkeler olarak tanımlanmıştır. Bu, onların yeni aldığı bir karar değildir; daha önceki kararlarının tekrarlanmasıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken başka bir nokta vardır; 100 sayfalık dokümanlarında, Hindistan, Filipinler ve Türkiye’deki Halk Savaşlarıyla ilgili tek bir kelime dahi etmemişlerdir. Proletarya enternasyonalizminin anlamını unutmuşlardır. Gerçekte ise, proletarya enternasyonalizmin önemini bilinçli olarak gözardı etmişlerdir. Şu açık bir gerçektir ki, onlar Halk Savaşı’nın verildiği Hindistan Komünist Partisi (Maoist) ve diğer ülkelerin izlediği çizgiyi izlemeye niyetli değillerdir. Hindistan ve Filipinlerdeki Halk Savaşlarının gündemlerinde olmamasının nedeni budur.

3- (Biplav fraksiyonu) post-emperyalizm teorisini kabul etmişlerdir. Onların görüşüne göre, bugünkü emperyalizmin karakteri Lenin ve Mao döneminin emperyalizminden farklıdır. Onların görüşüne göre, emperyalizm, doğasını değiştirmiştir, ve bu post-emperyalizm dönemidir. Evet, 21. yüzyıldaki  emperyalizmin karakteri Lenin ve Mao’nun dönemiyle aynı değildir. Fakat bu post-emperyalizm dönemi değildir. Öz itibariyle emperyalizm daha fazla saldırganlaşmak dışında doğasını değiştirmemiştir. Biplav fraksiyonunun daha önceki dokümanlarında post-Maoizm kavramını ortaya atmışlardı, şimdi de post-emperyalizm. Nereden baksan ironi!

4- Açıklık getirilmesi gereken bir başka konu ise, sadece Nepal basını değil, yurtdışından Maoist hareketle ilişkili bazı basın kuruluşları da, Biplav’ı devrimci bir lider ve partisini de Halk Savaşının takipçisi olarak lanse etmektedir. Bu doğru değildir. Gerçekte, daha başından beri Biplav fraksiyonu Halk Savaşı’nın politik çizgisinden kopmuştur. Onlar politik çizgilerini “birleşik devrim” olarak tanımlamışlardır. Fakat bunun mantıksal bir açıklamasını yapmamışlar, “yeni tip”te şehir ayaklanması olduğunu söylemekle yetinmişlerdir.

5- Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha vardır ki; Biplav fraksiyonu Yeni Demokratik Devrim çizgisini terk etmiştir. Dokümanlarında, devrimin “üç sihirli silahı” üzerine tek bir kelime dahi yoktur. Parti isminden Maoizm’in kaldırılmasından sonra, Yeni Demokratik Devrim çizgisini ortadan kaldırmak için bir başka hayati karar daha aldılar. Dokümanlarında ifade ettikleri şekliyle; “şimdi Nepal’in politik programı bilimsel sosyalizm olmalı, Yeni Demokratik değil.” Bunun anlamı, Nepal bağlamında Yeni Demokratik Devrimin politik çizgisi bilimsel ve uygulanabilir değildir. Sorun değil, bu tam da Prachanda’nın politik çizgisidir. Kendi Parti dokümanlarında Prachanda şöyle söylemektedir: “Nepal’de Yeni Demokratik Devrim başarıyla sonuçlanmıştır, şimdi sosyalizmi inşa etme zamanıdır.” Şu açık olmalı ki, Biplav fraksiyonu Yeni Demokratik Devrim ve Halk Savaşını Nepal devriminin  ideolojik-politik çizgisi olarak hiçbir zaman kabul etmemiştir.

6- Aslında, Biplav fraksiyonu Nepal devrimi bağlamında Mao’nun politik ve askeri çizgisinin önemini açık bir şekilde ortadan kaldırmıştır. Parti yayın organı “Birleşik Ses”te yayımlanan “İdeolojinin gelişimi ve bilimsel yasa” isimli bir makalede, Biplav açık bir şekilde Nepal devriminde Lenin ve Mao’nun geçerli olmadığını ifade etmiştir. Onun ifade ettiği şekliyle: Nepal’de “Lenin çizgisi doğrultusunda ayaklanma da Mao’nun çizgisi doğrultusunda Halk Savaşı da mümkün değildir. Biz bunları sentezleyerek, sadece “birleşik devrim” çizgisi doğrultusunda, zaferi kazanabiliriz.”

7- Maoist iki çizgi mücadelesi kavramı da Biplav fraksiyonu tarafından reddedilmiştir. Onların düşüncesine göre iç mücadele ve iki çizgi mücadelesi aynı şeyler değildir. Bu ikisi birbirinden ayrılmalıdır. İç mücadele sınıf mücadelesi olarak isimlendirilmemelidir. Bu, liderler arasındaki görüş farklılığıdır; iki çizgi mücadelesi değil. Bu ne sürpriz! Parti içinde proletarya ve burjuvazi arasındaki çelişki, anlamını kaçınılmaz olarak Parti içi sınıf mücadelesi ve iki çizgi mücadelesinde bulur. Sadece bu mücadele sayesinde Parti gelişip güçlenebilir. Kapitalist yolcuların karakteristik özelliği ellerindeki iktidarı-gücü revizyonist çizgiyi zorla kabul ettirmek için kullanmaktır, bu şekilde parti içi sınıf mücadelesi, Marksist çizgi ile revizyonist çizgi arasındaki mücadelede somutlanır.

8- Yerel Kantipur televizyonu tarafından organize edilen bir tartışma programında, Biplav Halk Savaşı’nın gündeminin Monarşi ve Kral Gyanendra’nın devrilmesi olmadığının altını çizdi. Bu programda, Monarşi’yi devirmenin yanlış bir karar olduğunu vurguladı. Monarşiyi desteklemek, feodal sistem ve Kral Gyenandra’nın yanında yer almak ve Nepal’de Halk Savaşı sırasında elde edinilen kazanımları reddetmek demektir. 

9- Ulusal Kongrelerinde bu dokümanlarında radikal bir değişiklik yapacaklarını sanmıyorum. Biplav fraksiyonunun kadrolarının çoğunluğu, sınıf mücadelesinde yer almamış ve Halk Savaşı deneyiminden geçmemiş olan gençlerdir. Bu yeni kuşak, felsefi ve ideolojik materyalleri çalışmaya ilgi göstermemektedir. Bu kuşak “facebook devrimi”nin takipçileri olarak bilinmektedir. Bunlar, ideolojik olarak değil ekonomik olarak motive edilmişlerdir. Biplav’ın kendisi dahi MLM üzerine çalışmayan bir lider olarak bilinmektedir.

 

Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş

Biplav fraksiyonunun Partinin ilkelerine MLM’nin rehberlik ettiğini söylediği doğrudur. Aynı zamanda Prachanda’nın liderlik ettiği Maoist Merkez’in partisiye MLM’nin rehberlik ettiğini söylemekte olduğu da doğrudur. MLM’nin rehberlik ettiğini söylemenin tek başına hiçbir anlamı yoktur. Teorinin pratiğe uygulanması gerekmektedir. Halk savaşına-sınıf mücadelesine bağlılık ve sadakat gerekir. Prachanda ve Biplav’ın MLM’yi bir marka olarak kabul etmesinin bir anlamı yoktur.

Çok açıktır ki, Ulusal Kongre’nin dokümanı, sapma ve yanlış hedefin dokümanıdır. Gerçekten de, Biplav fraksiyonu, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in devrimci ruhunu terk etmiş ve hızla “bilinmeyen” bir hedefe doğru gitmektedir. Hiç tereddütsüz, Prachanda ve Biplav, aynı madalyonun iki yüzü gibi olduklarını vurgulamak isterim. Prachanda’nın maskesi zaten düşmüştü. Fakat Biplav Nepal Maoist hareketi içinde birçok kafa karışıklığı yaratmaktadır. Ve şunu unutmamak gerekir ki, Netra Bikram Chanda (Biplav) kişisel olarak, Prachanda kampına doğru gitmektedir ve Hindistan kuklası Baburam Bhattrai ile çok yakın ilişkileri mevcuttur.

Sonuç olarak;

Endişe verici olan nokta şudur ki, günümüz Nepal Maoist Hareketi, büyük bir gerilemeyle karşı karşıyadır. Baidhya fraksiyonunun bir sonraki adımını bekleyip göreceğiz. Fakat bugün Nepal Maoist Hareketinin bir yol ayrımındadır. Bu gerçeği kavramalıyız. Bu süreç, yeni bir kopuş, yeni bir adım -büyük bir atılım gerektirmektedir.

 

* Mao’nun 119. doğumgününde basılan “Günümüz Emperyalizmi ve Maoist Hareket” ve “Salam Rolpa” kitaplarının yazarı 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu