GüncelManşet

Önce Tedi, şimdi Bomi; depo işçileri direnmeye devam ediyor

Kartal: DGD-SEN ( Depo-Antrepo- Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı İşçileri Sendikası) Genel Başkanı Murat Bostancı, Bomi Depo önünde 17 Ekim günü işten çıkarılmasına karşılık direnişe geçti.

Bomi Depo işçileri aylardır direnişte olan Tedi Depo ile karşı karşıya bulunuyor. Tedi Depo işçileri direniş çadırlarını kaldırarak mücadeleye hukuksal yollarla devam ederken Murat Bostancı, direniş çadırını daha birkaç gün öncesine kadar Tedi işçilerinin direniş çadırının olduğu noktaya kurmuş, kısacası bu alan artık yine direniş alanına dönmüş durumda.  Ve bu direniş alanı Türkiye tarihinde bir ilke de ev sahipliği yapıyor! Bostancı, bir işçi olarak işten atılan ve direnişe geçen ilk sendika genel başkanı.

Bostancı, DGD-Sen’in kurucusu ve genel başkanı. Yıllarca işçilere yönelik hak gasplarına karşı mücadele eden ve depo önünde kötü çalışma koşullarını protesto eden Bostancı, şimdi ise kendi hakları için mücadele ediyor. Bostancı, her gün öğlen ve çay molalarında depo önüne çıkan işçi arkadaşlarına sendikalı olduğu için işten atıldığını ve içerdeki kötü çalışma koşullarını megafon ile seslenerek teşhir ediyor.

Sendika başkanı olmak işten atılmasına sebep oldu

Bomi Depo direnişinin 7 haftayı bulan günlerinde Murat Bostancı ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 6 aydır depoda taşeron olarak çalışan Bostancı, 13 Ekim günü deponun koordinatörü tarafından çağrılarak bir gün önce mesaiye kalmadığı gerekçesiyle işten çıkarılmış. Ancak Bostancı, yazılı belgede işten çıkarılmasının 25. maddeye bağlandığını ifade ediyor. 25. madde ise ucu açık ifadeler barındırıyor ve işyerinin tek taraflı haklı feshini ifade ediyor.

Aslında Bostancı, işten çıkarılmadan önce çıkarılacağını fark etmiş de! İşyerinde sendikal örgütlenmeye olan düşmanlık gözetildiğinde, depo koordinatörünün “Tam sendika başkanı ve temsilcisi olacak tiptesin” sözlerinin bu öngörüye yol açması oldukça normal. 

Nitekim Bostancı, işten çıkarılmasının gerçek nedenini sendikalı ve sendika genel başkanı olmasına bağlıyor. İşten çıkarılırken patronlara bunu ifade ederek direnişe geçeceğini de söylemiş. Bostancı, “Bir işçiyi sendikalı olduğu için işten çıkarmak suç. Bu nedenle patronlar sendikadan rahatsız oldukları zaman böylesi bahaneler üretiyorlar. Bunun bir örneğini de Bomi Depo’da yaşadık” diyerek süreci özetliyor.

14731190 1805676493009078 3121720574809202319 nSenelik 270 saatlik mesai saati, 2-3 ayda doluyor

Son dönemde depolar birçok işçinin işten çıkarılması ile gündeme gelirken buralardaki çalışma koşullarına ilişkin ile Bostancı, “Çok ciddi boyutlarda esnek çalışma koşulları mevcut. Senelik 270 saatlik mesai saati, 2-3 ayda doluyor bazen. Mesai saatlerinin gece 11.00’i bulduğu, maaşların çok düşük olduğu koşullarda insanlık dışı uygulamalar ile çalışıyoruz. Bunun dışında depoda iki taşeron şirketi var” diyor. Kadın çalışanlara ayrı bir baskı olduğunu ise şu şekilde vurguluyor: “Kadın işçiler müdürler, ekip başı vb. kişilerin hakaretleri ve küçümseyen davranışlarına maruz kalıyor. Taşeron kadın işçiler için şartlar daha ağır, kadınlara sürekli hakaret sanki çok doğalmış gibi yapılıyor.

“Direniş meşru mücadelenin bir parçası”

DGD-Sen’in Bomi Depo’daki örgütleme çalışmasını anlatan Bostancı, takım sözleşmesi ve protokol haklarının olduğunu dile getirirken bunun direniş ile kazanacaklarına inandıklarını ifade ediyor.

Direnişi meşru mücadelenin bir parçası olarak ele aldığını belirten Bostancı, “Fiili mücadelenin bir parçası olarak bu direnişi sürdürüyorum. Bu sadece DGD-Sen’in Genel Başkanı olmamdan öte, burada esnek çalışmaya, taşeron uygulamalarına, emek hırsızlığına karşı, fiili mücadelenin önemi de anlatmaktır” diyor ve talepleri karşılanmazsa direnişle birlikte mücadele farklı eylemlerle devam edeceklerini sözlerine ekliyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu