DerlediklerimizGüncelKadın

DERLEDİKLERİMİZ | Pandemiyi Bir de Bana Sor

Yeni Yaşam'dan Gülcan Dereli kadınların yaşadıklarını anlatan 'Pandemiyi Bir de Bana Sor' kitabını, Sevda Erkılınç ile konuştu.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye ve bölge kentlerini de olumsuz etkiledi. Salgının en çok etkilediği kesim ise kadın ve çocuklar oldu. Şiddet ve yoksullukla boğuşan kadınlar aynı zamanda ciddi bir emek sömürüsüne de maruz kaldı. Kadınların ve LGBTİ+’ların deneyimleri ve yaşadığı zorlukları anlattığı bu süreç, bir kitapta özetlendi.

Yeni Yaşam’dan Gülcan Dereli Nisan Yayımcılık’tan çıkan “Pandemiyi Bir de Bana Sor'” isimli kitabı, Yeni Demokrat Kadın aktivisti Sevda Erkılınç ile konuştu.

*Merhaba, öncelikle “Pandemiyi Bir de Bana Sor” isimli kitabınız çıktı, kitap fikri nasıl oluştu?

Merhabalar… Kitap “Pandemiyi Bir de Bana Sor” isimli kampanyanın ürünü. Kampanya kadınların pandemi boyunca evlere kapatılarak, daha fazla emek sömürüsüne, daha fazla şiddetin farklı türlerine maruz bırakıldığı, yalnızlaştırıldığı bir dönemde ortaya çıktı. Kadınlar olarak yan yana gelmeye ve yaşadıklarımızı konuşmaya, paylaşmaya ve ortak bir deneyim açığa çıkarmaya dair bir fikrin ürünüydü kampanyamız. Kadınlar yan yana geldikçe, paylaştıkça güçleniyor bizce.

Kampanya pandemi koşullarını dikkat alarak kapı ve balkonlarda buluşmalar şeklinde yüzlerce kadına ulaştığımız bir şekilde gerçekleştirildi. Bu dönemde buluşmaların kadınların izinleri ile kayıt altına alınması ile kitabımız ortaya çıktı. Çünkü her bir kadının yaşadığı, söylediği değerliydi ve bizim cephemizden mütevazi de olsa tarihe not olarak düşmeliydi.

Hatırlarsanız geçtiğimiz haziran-temmuz aylarında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması tartışması yeniden ve daha ciddi gündeme getirilmişti. Şuan iptal kararının geri çekilmesi için verdiğimiz mücadele o dönemde başladı. Kampanyamız başlayan o mücadelenin de bir parçası, bir halkası aynı zamanda.

Kitabımız pandemi boyunca devam eden mücadeleden ve direnişten besledi aslında.

*Kitapta yer verdiğiniz hikayelerde ortak bir nokta dikkat çekiyor. Yoksulluk, şiddet ve emek sömürüsü. Koronavirüs süreci kadınlar için böyle mi geçti? Bunun asıl sorumlusu kim ve ne?

Kadınlar bu dönemde hakikatten yaşanan yoksullaşmada etkilenen kesim oldu. Bunu kendi çalışmamız sırasında gördük, konuştuk. İlk işten çıkarılan kadın olunca daha fazla işsizleşen ve daha fazla yoksullaşan kadın oluyor.

Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği tarafından yapılan ‘Salgında Kadın Olmak’ araştırmasına göre salgın öncesinde ekonomik durumunu orta halli olarak tanımlayan kadınların oranı yüzde 86 iken salgın sonrası bu oran yüzde 66 oldu. Aradaki yüzde 20’lik kesim ise durumunu yoksul veya çok yoksul olarak tanımlamaya başladı. Kadınlar sadece daha fazla yoksullaşmadı. Sağlık halkına daha az erişti, ruhsal anlamda daha fazla etkilendi.

Evlerine kapatıldığı için ve evlerde pandemi nedeniyle daha fazla aile bireyinin sürekli evde olmasıyla ev içi emeğin katlanmasıyla ev içi emeğinin sömürüsü katlandı. Şiddete karşı başvurduğu hukuki yollar tıkandığı için, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması tartışması bu dönemde başladığı ve bunun erkeklere güç vermesiyle daha fazla şiddete maruz bırakıldı.

Bunun sorumlusu pandemiyi fırsata çeviren AKP-MHP iktidar bloğudur. Onun aracılığıyla güç bulan erkek iktidarı, patriarkal güçtür sorumlu olan.

*Kadınların normalleşme kavramını sorunlu bulduğuna dikkat çekiyorsunuz, neden?

O dönemde bir “Yeni normal” kavramı almış başını gidiyordu. Normal kavramı kendi başına sorunlu bir ifadeyken, vurgulamak istenen kadınlar açısından önceki dönemde yaşadığı şiddetin nornalleştirilmesiydi.

Ezilenler cephesinden de kadınlar açısından birçok hakkın geri alınması, hayatlarının tehdit altında olması nasıl bir normale karşılık gelebilirdi? Bu şekilde önceden yaşanan ve pandemiyle daha fazla artan şiddetin, emek sömürüsünün normalleşirilmesi, sıradanlaştırılmasıdır.

Kitapta birçok kadın ve LGBTİ yeni normal veya normal tepki göstererek, hayatlarındaki normalleştirilen hak gasplarına isyan ediyor.

*Cezaevinden de kadınlara ulaştınız. Salgında en çok etkilenenler arasında cezaevinde bulunan kadınlar da yer alıyor. Korona cezaevlerini gerçekten yangın yerine mi çevirdi?

Kesinlikle, açık görüşlerin gasp edilmesi, kitap sınırlaması, sosyalist gazete ve dergilerin verilmemesi, spor hakkı gibi sosyal hakların elinden alınması, mektupların ya verilmemesi ya da çok geç verilmesi hapishaneleri gerçek anlamıyla yangına çevirmiştir.

İktidarın pandemi fırsatçılığı hapishanelerde tutsaklar üzerinden çok daha ağır bir şekilde hayat buldu. Pandeminin sokak sessizliği hapishanelerde de çok ağır bir şekilde kullanıldı.

Bizler kitabımız kadın tutsakların küçük bir kısmına ulaşarak sözlerini, deneyimlerini ve direnişlerin kitaba eklemiş olduk.

Deniz’e atfen etkinlik

*Son olarak bir kampanyanız var. Biraz bahseder misiniz?

Evet kitap tanıtım etkinliğimizi kampanyavari bir biçimde ele almaya çalıştık. İstanbul Sözleşmesi için son tarih olan 1 Temmuz’a kısa bir süre kala verdiğimiz mücadeleyi büyütürken, LGBTİ+ların mücadelesinin en görünür olduğu bu süreçte kadınlar ve LGBTİ+lar bir araya gelişimiz bu çalışma açısından oldukça değerlidir.

Çünkü kitabımızın kahramanı kadınlar ve LGBTİ+larla, #BuluşuyoruzKonuşuyoruz etiketi ile bir araya yeniden gelmiş olacağız. Kitabımızın dağıtımını yaparken aynı zamanda tanıtım etkinliği için buluşmalar, piknik ve ev ziyaretleri şeklinde bir araya gelişler örgütledik. Kadınlar bir araya geldik, deneyimlerini ortaklaştırıp birlikte bir yol buldukça güçlenecek çünkü.

Bugün İstanbul Sözleşmesi için nasıl kadınlar birlikte mücadele ettikçe güçleniyorsa, mücadelesi büyüyorsa, Deniz Poyraz için nasıl bir araya gelip dayanışmayla isyanını büyüttüyse öyle güçleniyor, mücadelemiz büyüyor.

Bizler Yeni Demokrat Kadınlar olarak 26 Haziran’da İstanbul’da Taksim Hill Otel’de yapacağımız tanıtım etkinliğinde tüm kadınları bekliyoruz. Tüm kadınları, LGBTİ+ları, kadın örgütlerini Deniz Poyraz’a atfen yaptığımız etkinlikte bu mütevazi ancak değerli çalışmamızı paylaşmaya, ortaklaştırmak davet ediyoruz.

Biz kadınlar Birlikte daha güçlüyüz. (Kaynak: Yeni Yaşam)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu