Güncel

152 kadın kurumundan çağrı: Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz

152 Kadın Kurumu, ulusal ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan en temel yasal hak ve kurumlarının ciddi tehdit altında olduğunu belirterek, "Haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz” çağrısı yaptı.

H. Merkezi: Türkiye Kadın Hareketi bileşenleri, “Haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz” çağrısıyla yazılı açıklama yaptı. Kadınların eşitlik, özgürlük ve insan onuruna yakışır yaşam şartlarına sahip olma mücadelesinin yüzyıllardır sürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, mücadele ve dayanışma sayesinde eşitlik yönünde siyasal ve toplumsal değişimi sağlayacak anayasal ve yasal reformların gerçekleşmesiyle ilgili mekanizmaları kurduklarını hatırlattı.

Haklarımız ve kurumlarımız tehdit altında

Yıl yıl elde edilen kadın kazanımlarının sıralandığı, ulusal ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan en temel yasal hak ve kurumlarının ciddi tehdit altında olduğu belirtilen açıklamada, kadınlarla ilgili tek bakanlığın adının önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak değiştirilerek işlevsizleştirildiğini ardından da Çalışma Bakanlığı’na bağlandığına dikkat çekildi.

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: 

Yıllardır, kadınların yasal ve kurumsal kazanımlarına karşı siyasi iktidar içinden ve dışından yürütülen kampanyalar, TBMM Boşanma Komisyonu Taslak Raporu ile adeta fiili bir hükümet programına dönüştü. Bu rapor ile çocuk yaşta zorla evliliklerin teşviki, çocuk istismar faillerine af, tecavüz faili ile evlendirme, kadının ev içi emeğinden kaynaklanan miras hakkını elinden alma, erkeklerin boşanmasını kolaylaştırma, boşanmak isteyen kadını ise (nafakasını evlilik süresine bağlayarak nafakasız bırakma tehdidi ve ‘aile arabulucuları’ gibi yöntemlerle) boşanmaktan vazgeçirme; şiddete karşı devlet korumasını belge sunma şartına bağlama gibi düzenlemelerin önü açılmak isteniyordu. Yasalarda kadınlar lehine olabilecek her ne varsa bunları budama girişimleri bugün hızla yasaların tamamen kaldırılması taleplerine dönüşmüştür. ‘Aile reisliği geri getirilsin’, ‘çocukların velayeti babaya verilsin’, ‘ev içi emek nedeniyle evlilik içinde edinilen malların eşit paylaşımından vazgeçilsin’, ‘kadına karşı şiddetle ilgili 6284 sayılı yasa tamamen kaldırılsın’, ‘Avrupa Konseyi’nin şiddetle ilgili sözleşmesinden Türkiye imzasını çeksin’ gibi talepler yaygınlaştırılmaya başlandı. Daha da ötesi, bu taleplerin gerçekleştirilmesinin önünde engel olarak görülen kadın örgütleri de açıkça hedef olarak gösterilmektedir.

Haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz

Açıklamada, söz konusu sürece karşı imzası bulunan kadın örgütleri/gruplarının mücadelelerle kazandıkları haklarından, eşitlik ve özgürlük talebinden asla vazgeçilmeyeceği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Cinsiyet ayrımcılığını pekiştiren her türlü söylem, siyasi pratik ve uygulamanın karşısında duracak ve sorumluları teşhir edeceğiz. Kendi hayatlarımız hakkında karar verme yetkisine sahip olan özgür ve eşit bireyler olarak, emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerinde kurulmak istenen tüm tahakküm biçimlerine karşı çıkmaya devam edeceğiz. 

Türkiye’nin tüm siyasetçilerini, siyasi partilerini ve sivil toplum bileşenlerini siyasal/toplumsal sorumluluk almaya ve kadınları eşit yurttaşlar olmaktan çıkarmak, kadınların emeğini sömürmek ve kadınları güçsüzleştirmek isteyen söylem ve politikalara karşı çıkmaya ve kadın örgütleriyle dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz. Biz kadınlar, Türkiye’nin tarih boyunca değişen erkek egemen yapılarına her zaman karşı durduğumuz gibi, bugün de karşı duracağız. Biz kadınlar, binlerce yıllık ortak mücadele tarihimizin bize kazandırdığı bilgi, deneyim ve dayanışma ile diyoruz ki haklarımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu