Komünist önder İbrahim Kaypakkaya devlet tarafından katledilmesinin ardından 41 yıl geçmesine rağmen içlerindeki Kaypakkaya korkusu her gün büyüyerek devam ediyor.
İbrahim Kaypakkaya’nın bundan 41 yıl önce ortaya koymuş olduğu ideoloji ve politik hat yarım asırdır onun yoldaşları tarafından büyük bedeller ödeterek ve ödeyerek günümüze kadar ulaşmıştır.
Bu, öyle bir siyasi ideolojidir ki şimdiki zamanda da ve bundan sonra da güncelliğini koruyacaktır.
Çünkü 70’li yıllarda birçok akımın Kemalizm’i ilerici ve mutlak kurtuluş yolu olarak görmesine rağmen İbrahim Kaypakkaya Kemalizm’i doğru bir şekilde analiz ederek keskin bir çizgiyle Kemalizm’in faşizm olduğunu ortaya koymuştur ve halkımız için nihai kurtuluş için yeni bir umut ve meşale olmuştur.
Katledilişinin 41. yılına yaklaştığımız İ. Kaypakkaya yoldaşa yönelik korkudan kaynaklı devlet tarafından Kaypakkaya yoldaşı anmak, ismini haykırmak, hatta resmini taşımak bile büyük bir tehdit olarak görülmektir.
Devlet, korkusunun da vermiş olduğu kaygılarla o kadar pervasız saldırmaya devam ediyor ki Kaypakkaya yoldaşın annesine bile oğlunun mezarına gitmesinden kaynaklı davalar açılıyor, Kaypakkaya yoldaşı andıkları için onlarca yıl hapis isteniyor.
Geçtiğimiz gün (28 Kasım Perşembe günü) Pınar Ayıdınlar’a bağlamasıyla eşlik eden Kenan Yersiz ‘e 13. Munzur Kültür Ve Doğa Festivalinde Dersim merkez stadyumunda sahne alırken Kaypakkaya’nın resmini taşıdığı için Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla dava açılmıştır.
Kenan Yersiz’le yaptığımız söyleşide bizlere olayın gelişimini şöyle aktardı;
“28 Kasım saat 12:00’de İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nden telefon aracılığıyla arandım. İsmini Ökkeş olduğunu söyleyen T.M.Ş polisi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden emniyete çağırıldım.
29 Kasım saat 09:30’da ben de emniyete gittim.
Dersim festivaline sizleri kimler çağırdı diye sordular. Ben de belediye tarafından çağırıldığımı söyledim. Sahnedeyken elinizde bulunan Gezi şehitleri ve İbrahim Kaypakkaya’nın resimlerini sordular. Bana İ.Kaypakkaya resminin denk geldiğini söyledim, ben de onu kaldırdım dedim. Herhangi bir “terör örgütü”, kurum ve kuruluşlarla bağlantın var mı sorusuna ise: “Hayır, ben ekmeğimi müzikle kazanan bir halk sanatçısıyım” dedim ve daha fazla konuşmak istemediğimi ekleyecek bir şeyimin olmadığını belirttim.
Bu soruşturma kapsamında 12 Aralık Perşembe günü Malatya Cumhuriyet Başsavcılığında açılan dava görülecek.
