Güncel

Devrimin mayası nerede tutacaksa o alanlara seferber olmak…

Seçim maratonunun finalini barındıran son virajına girmiş bulunuyoruz. Bunun da yarattığı etkiyle olsa gerek, düzen partilerinin propaganda çıtası daha yukarılara çekildi. Kafamızı çevirdiğimiz her yerde düzen partilerinin afişi, pankartı, seçim reklamı ile karşılaşmak mümkün. Seçim virajının dönülüyor olması egemenlerin hassasiyetlerini de artırmış görünüyor. Hopa’da içlerinde çay üreticilerinin, suyuna-derelerine sahip çıkan köylülerin de olduğu halkın, eylemine gösterilen azgın şiddet bunun bir göstergesi olsa gerek.

AKP, daha önce de sıkça karşılaştığımız işçi-emekçi düşmanı yüzünü bir kez daha sergilemekten çekinmemiştir. İlçeyi adeta gaza boğan polis, Ankara, İstanbul ve İzmir’de polis terörüne tepki gösterenlere de aynı tahammülsüzlük ve saldırganlıkla karşılık vermiştir. Hopa’da adeta bir sürek avı başlatılmış, ilçede OHAL görüntüleri ortaya çıkmıştır. Seçim arifesinde herhangi bir “kaza”yla karşılaşmak istemeyen AKP, işi şansa bırakmamak adına bir yandan yumruğunu gösterirken bir yandan da gösterilen tepkiye dönük propaganda-dezenformasyon çalışması yürütmektedir.

Erdoğan, gittiği her yerde on binlerce insana yaşananları ters yüz ederek ve özünden kopararak anlatmakta, yığınların bilincini karartmaktadır.

Daha önce “görevi gereği” icra ettiklerini itiraf eden Ayhan Çarkın’a dokunmayan yargının Ankara’nın emri ile gözaltına alınarak sorgulanması ve yeni itiraflarda bulunduğunu gazetelere servis edilmesi de bu seçim yatırımının bir parçası olsa gerek. Türk egemen sınıfları politikalarını yaşama geçirme noktasında istedikleri hızda ve çapta yol alamadıkları anda psikolojik savaşı devreye sokmaktadır. Sivas katliamının PKK’liler tarafından gerçekleştirildiği yalanının etrafında koparılan fırtına da bunun bir parçası ve özellikle T. Kürdistan’ında Alevi inancından halkımızla, yurtsever hareket arasında mesafe açma projesinin bir ürünüdür. Bu tür politikalara başvurulduğunu daha önce görmüştük.

AKP’yi daha hızlı adıma atmak ve manevra yapmak zorunda bırakan etkenlerden birinin, CHP’nin geçmişe oranla daha etkili muhalefeti olduğunu söylemek mümkün. CHP, Kılıçdaroğlu ile Baykal döneminde görmediği sayıda miting düzenlemekle kalmadı, Kürt ulusal sorunu ve işçi ve emekçilere dönük söylemler noktasında AKP’yi zorlayacak çıkışlar da yaptı. Türk egemen sınıflarının Kılıçdaroğlu ile birlikte muhalefeti güçlendirme-yeniden dizayn etme projesinin işlediği anlaşılıyor.

Kürt ulusal hareketinin desteklediği bağımsız adayların tüm gözaltı-tutuklama furyasına, baskı ve engellemelere karşın, yarattığı coşku ve açığa çıkardığı sinerji sürecin ana renklerinden biri olmuştur. Aralıksız bir şekilde devam eden ve binlerce insanın gözaltına alındığı bir atmosferde yüzlerce seçim bürosu yakılıp yıkılmıştır. Tüm bunlara karşın Kürt halkının adaylar etrafında yarattığı direniş rüzgârı dindirilememiş, aksine öfkesini bilemiştir.

Egemen sınıflarla çatışmanın en yoğun ve şiddetli olduğu, sistemin en çok sarsıldığı ve yarılmaların gerçekleştiği zemin hangisi ise orada mevzilenmek, o dinamizmden beslenmek, devrimin, halk savaşının mayası nerede tutacaksa o alanlara seferber olmak gerektiğini ifade ettik. Her bir sorun ve gelişme özgülündeki politik tavrın öncelikle öncüyü eğiteceği gerçeğine işaret ettik. Bu perspektif ekseninde mevcut gücümüzün oldukça altında da olsa birçok ilde, bölgede çalışma yürüttük-yürütmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar taşıdığımız, Kürt halkının temel taleplerine dair zayıf refleksimizin kitlemiz üzerindeki etkisini daha açık bir şekilde görme fırsatı yakaladık. Tavrımızın açıklanmasının ardından hem içe dönük hem de kitlemizle yürüttüğümüz tartışmaların sürecin temel halkalarının kavranması noktasında önemli kazanımları olduğuna şüphe yoktur. Sürecin direnişlerle beslenen yakıcı atmosferine dahil olunması politik öncünün bu sorun ekseninde Kürt halkının gerçeğinden daha fazla beslenmesine hizmet etmiştir. Bu anlamda örneğin, Amed’de 100 binlerin aktığı mitinge katılan yoldaşlarımıza Kürt halkının ilgisi oldukça önemlidir. Özellikle gençliğin dinamizmi ve heyecanı yoldaşlarımızın coşkusunu katlamış, Kürt gençliği ve halkı ile iletişim ağını güçlendirmiştir. Keza benzer şekilde İstanbul’da birçok semtte, pazarlarda bildiri dağıtımlarıyla, merkezi yerlerde sesli ajitasyonlarla; ev ev, kapı kapı gezerek tavrımızı kitlelere anlatan yoldaşlarımız hem kitle faaliyeti noktasında adımlar atmış hem de Kürt halkıyla aynı denizde yüzme konusunda belli bir mesafe kat etmişlerdi.

Şırnak’ta şehit düşen gerillaların anılması sürecine İzmir’de dâhil olan yoldaşlarımızda açığa çıkan coşku önemlidir. İzmir’de çalışma kapsamında kapısını çaldıkları bir evden yoldaşlarımızın aldığı, “Madem ki Partizan’ın tavrı bu yöndedir, o zaman ben de oyumu vereceğim” söylemi dikkate alınmalıdır. Dersim’de bu sürecin etkili birer öznesi olan yoldaşlarımızın açığa çıkardığı potansiyel anlamlıdır. Politik öncüyü ateşleyecek olan bu yangından beslenmeliyiz. Günü, anı yakalamak yolu bu isyan ateşinin bağrında yer almaktan geçmektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu