Manşet

“Direniş bize onurlu duruş kazandırdı”

İstanbul: 1 seneyi aşkın bir süredir direnişte olan Hey Tekstil işçileri direnişlerini kararlılıkla sürdürüyor. Sendikasız olan Hey Tekstil işçilerinin örgütlü duruşları ve kazandıkları bilinç oldukça değerlidir. Ekonomik talepleri ekseninde direnişe başlayan işçiler bugün sadece kendi ekonomik talepleri ekseninde değil tüm toplumsal muhalefet noktalarında yer almaya çalışıyor. İşçilerin bilinçlerinde yaşanan bu değişimi Hey Tekstil işçilerinden Mehmet Zeki Gördeğir’e sorduk:

 

“ ‘Halk için emniyet’ diyenlerin safı belli”

ÖG: Direnişten önce örgütlü mücadeleye nasıl bakıyordunuz?

– Biz çalışırken, işyerimizde haksızlık ve hak gaspları yaşanıyordu. Ama Türkiye’nin işsizlik şartları göz önüne getirildiğinde hepimiz maaşlarımızı alıyoruz, karnımız doyuyor deyip sesimizi çıkartmıyorduk. O zaman sendikal çalışmalar için sendikacılar geliyordu. Bizlerle görüşüyorlardı ama bir bu duruma sıcak bakmıyorduk. Meseleye sadece ekonomik olarak bakıyorduk. Zaten işyerinde bilinçli olarak konuşan, haklarımızı sıralayan, bunlara sahip çıkmamız gerektiğini söyleyen arkadaşlarımız işten atılıyordu; “ayıklanıyordu”.

İlk olarak direnişe ekonomik taleplerimiz ekseninde başladık. Ama bu direniş bize maddi veya ekonomik olarak bir şey kazandırmadı. Bu direniş bize manevi olarak bir şeyler kazandırdı. Bu direniş bize onurlu duruş kazandırdı. Her şeyden önce sınıf bilincini kazandırdı. Mesela eskiden işten atılan arkadaşlarımız oluyordu. Biz de bunlara sessiz kalıyorduk. Herhangi bir katkımız olmuyordu, destek vermiyorduk, yanlarına gitmiyorduk. 1 Mayıs’lara katılmıyorduk. Yani kendi canı yanmadığı sürece bu genelde böyle oluyordu.

– Düşüncelerinizdeki değişiklikten bahsedebilir misiniz?

– Direniş boyunca birçok kurum ve kuruluşla tanışma imkânı bulduk. Yaptığımız eylemlerle sesimizi duyurmaya çalıştık. Ve şunu anladık ki haklarımızı adliye koridorlarında aramak nafile. Haklarımızı; sokağa indiğimizde, bizleri sömüren patronlar üzerinde baskı oluşturduğumuzda, onları teşhir ettiğimizde, hukuki süreci bu şekilde işlettiğimizde kazanırız. Yaptığımız eylemlerde polisin saldırması, arkadaşlarımızı yerlerde sürükleyip gözaltına alması ile “halk için emniyet” diyenlerin kimin emniyetini sağladığını gördük. Bizlere barikat kurup Aynur Bektaş, Süreyya Bektaş gibi hırsızların korunduğunu gördük. Biz de haklarını arayan işçiler olarak doğallığında kendi safımızı öğrendik. Sermayedarların ortak çabalarına karşı biz de bir sınıf olarak bu mücadelenin bir noktasında olmayı öğrendik.

 

“Avukatlarımız için de slogan atıyoruz!”

Bilindiği üzere ÇHD’li avukatlara yönelik operasyon gerçekleştirdi. Sizin avukatlarınızda tutuklananlar arasında…

– Hey Tekstil direnişi birkaç gün içinde kazanılabilecek bir direnişti. Ancak bazı dar grupçu siyasal anlayışların tavrından, sınıftan uzak tutumlarından kaynaklı bu direniş bu kadar uzadı. Bu siyasal anlayış bizi kendi çevresinde örgütlemeye çalıştı. Bizim direnişimizi örgütlemeyi ve haklarımızı almayı hedef almadı. Bu siyasal anlayışı açık bir şekilde söylemek istiyorum; Emek Partisi’dir. Onun bu tutumu direnişimizi zayıflattı. Direnişi bu yüzden bırakan arkadaşlar oldu. 30 kişiyle başlayan direnişte 7 kişi kaldık. Ancak daha sonra ÇHD’li avukatlarımız sayesinde direnişimiz hareketlendi. Avukatlarımız sadece avukat olarak değil, direnen arkadaşlarımız gibi her zaman yanımızdaydılar. Aynı çadırda günlerce kaldık. Bir komplo ile avukatlarımız tutuklandı. Mahkemede savcı avukatlarımıza “işçilerin arasında ne işiniz vardı, onlarla neden eylem yapıyordunuz” gibi sorular sordu. Bu da adalet denilen şeyin işçilerden mi yoksa sermayeden mi olduğunu gösteriyor. Avukatlarımız için her eylemde “Devrimci avukatlar onurumuzdur” sloganlarını atıyoruz. Onların yanında olduğumuzu gösteriyoruz.

– Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

– Direnişimiz bir yılı geçti. Bu zaman zarfında kararlılığımızda bir eksilme yok. Bu zamana kadar bizle muhatap olmayanlar artık muhatap oldu. Bize burada “yetkili yok” diyenlerin yeri geldiğinde bizle yetkili olarak masaya oturduğunu gördük. Bu bizler için bir kazanımdır. Bu kazanımları artırmak için eylemlerimiz devam edecek. Hafta içi her gün TOBB önünde eylemlerimizi sürdüreceğiz. Sizler aracılığıyla da direnişimize destek olanlara buradan zafer sözü veriyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu