Makaleler

Dokunulmazlık tartışmaları; Kürtlere karşı kutsal ittifak!

Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışması, AKP’nin yoğun çabasıyla son hızla yol alıyor.  AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin sunduğu önerilere MHP zaten dünden teşne iken, CHP’nin de bu koroya eklenmesi daha önce de sıkça karşılaştığımız ve söz konusu Kürtler olduğunda tüm düzen partilerinin “tek millet”, “tek devlet”, “tek vatan” çizgisinde nasıl sıralandıklarını bir kez gösterdi. AKP, CHP ve MHP; Kürt hareketinin ve onunla ittifak halindeki devrimci, ilerici güçlerin legal alandaki varlığını ve temsiliyetini budama ve tamamen bitirme peşinde. AKP, demokratik siyaset zeminini HDP’ye tamamen kapatarak, onu yığınlardan tecrit etmeyi, zayıflatmayı amaçlıyor. Bunu, HDP’yi kapatmadan, milyonlarca insanın siyasal iradesinin temsilcilerinin yetkilerini düşürerek, devamında zindanlara atarak yapmak istiyor. Bunu yaparken kendi yasalarını bile çiğnemekten çekinmiyor.

HDP’ye dokunmak için anayasaya ek madde!

AKP, milletvekillerinden topladığı 316 imzayla dokunulmazlıkların kaldırılmasını düzenleyen anayasa maddesine geçici madde eklenmesine dair kanun teklifini, 12 Nisan’da Meclis Başkanlığı’na sundu. Kanun teklifi şu şekilde:“Teklifte önerilen geçici maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı ve TBMM’de, dokunulmazlığına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, Anayasanın 83’üncü maddesindeki “suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” hükmü uygulanmayacaktır”

Böylece vekilliklerin, Başbakanlığa gönderilmiş ve kanun teklifi yürürlüğe girinceye kadar gönderilecek soruşturma dosyalarıyla ilgili dokunulmazlıkları, kanun yürürlüğe girdiği tarihte kalkmış olacak.  Diğer yandan 85’inci madde, dokunulmazlıkların kaldırılması kararı hakkında vekillere, anayasaya, kanuna veya içtüzüğe aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı tanıyor. Anayasa Mahkemesinin de iptal istemini on beş gün içerisinde kesin karara bağlaması gerekiyor. Ancak, AKP bunu engellemek için de “Teklifin öngördüğü şekilde dokunulmazlığı kaldırılan dosyalar bakımından, … dokunulmazlığın kaldırılması üzerine uygulanan … 85’inci maddenin (anayasaya uygunluk denetiminin) uygulanamayacağı da açıktır” şeklinde bir ek yapıyor.

Komisyonda şu anda, 43’ü HDP’li ve 79’u diğer partilerden olmak üzere, 122 milletvekili hakkında 506 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. Anayasanın vekillerin tutuklanamayacağını ifade eden 83’üncü maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesi uygulanmayacağı için dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleri Meclis kararı olmadan sorgulanabilecek ve tutuklanabilecek.  Kanun yürürlüğe girdikten sonra 15 gün içinde, dokunulmazlık dosyaları, birbirinden farklı il ve ilçelerdeki savcılara ve yargıçlara gönderilecek. Savcılar, 122 milletvekilini ve sonra eklenenleri sorgulayacak, mahkemeye sevk edecek, mahkemeler milletvekillerini tutuklu veya tutuksuz “yargılayacak”. Böylece dosyalar karma komisyon süreci atlanarak, direkt meclise gelecek ve kararı meclis verecek. Oluşan kutsal ittifakla birlikte ortaya çıkabilecek tabloyu kestirmek zor değil. Zira başından beri tartışma HDP’nin itibarsızlaştırılması ve vekillerin cezalandırılması amacıyla gündeme geldi. CHP, MHP ve AKP’ye ait diğer dosyaların aklanacağı ise şimdiden belli.

Kılıçdaroğlu: “Asıl gerekçe

HDP’lileri yargılamak”

Değişikliğin yapılabilmesi içinse 367 imza gerekiyor. Katliam ve vahşet uygulamalarını yetersiz bularak AKP’yi eleştiren ve akıl veren MHP teklife evet diyeceğini açıkladı.

CHP ise Kürt halkına ve Kürt ulusal hareketine, devrimci ve ilericilere yönelik her önemli saldırıda yine maskesini atarak gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun; “Buna AKP’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için evet diyeceğiz. Asıl gerekçe HDP’lileri yargılamak. Biz hayır desek, bunlar ‘HDP’lilerle kolkola’ diyecekler. Bunlar, toplumu nasıl kandırabiliriz diye çıkış yolunu arıyor…anayasaya aykırı…Bağımsız olmayan bir yargı herhangi bir yazarı, çizeri hapse atıyor ve buna itiraz ediyorsak, aynı bedeli siyasetçi de ödemeyi göze almalı. Biz, göze aldık.”(Basın-14 Nisan) sözleri HDP’ye karşı AKP çizgisinde nasıl konumlandıklarının açık bir örneği.

Kılıçdaroğlu, aklınca AKP karşıtlığı ve “korkmuyoruz” söylemini öne çıkararak politika yapıyor. Ancak yapılanın en ucuzundan yavan bir politika olduğu gün gibi aşikar.  CHP kendince Madem anayasaya aykırı neden evet diyorsun?” diyenlere yanıt veriyor: “Çünkü biz korkmuyoruz, gerekirse bedel öderiz…” Ama bu yanıtı verirken de ağzındaki baklayı çıkarmadan edemiyor; “Biz hayır desek, bunlar ‘HDP’lilerle kolkola’ diyecekler.” Anayasaya aykırı olmasının, anayasa ihlalinin CHP’nin umurunda olmadığını Kılıçdaroğlu açıkça itiraf ediyor, “Söz konusu Kürtlerse yasa da, kanun da teferruattır” diyor özetle.

Erdoğan “Ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim?”

Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili sözlerinin başta Davutoğlu, AKP ve de daha geniş bir yelpazede mahkemeler için talimat anlamına geldiğini biliyoruz. Bugüne kadar yaşanan gelişmelerde bunun örnekleriyle dolu!

Erdoğan, sürecin hızlandırılmasına yönelik talimatlar verdiğini söylerken Kürt ulusuna yönelik işlenen suçların sorumlusu olduğunu bir kez daha ilan etti: “Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim. Ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim? Bu kadar olaylar olacak, sen terör örgütüne silah taşıyacaksın arabanla, tabutlarla silah taşıyacaksın, ondan sonra…” ( İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı-11 Nisan Pazartesi) 

Dokunulmazlıkların kaldırılması hamlesi, TC devletinin ölüm kalım savaşı olarak adlandırdığı abluka, yasak ve kitle katliamlarıyla örülü konseptinin bir devamı olarak okunabilir. 20 Temmuz Suruç Katliamı’yla birlikte başta Kürt halkı olmak üzere tüm devrimci, ilerici güçlere ve muhalif kesimlere yönelik saldırıların dozajını artıran AKP, gelinen aşamada demokratik-legal alandan Kürt hareketini ve devrimci, demokrasi güçlerini tamamen tasfiye etmenin peşinde. Ancak bugüne kadar yaşanan tüm saldırganlığa ve vahşi katliamlara rağmen yok edemedikleri süregelen direniş evdeki hesabın çarşıya uymayacağını şimdiden gösteriyor!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu