GüncelMakaleler

ŞİŞECAM DİRENİŞİ | “Spartaküs’ün hemşehrisi” 90 cam işçisi sendikaya rağmen direndi, Burgaz halkı candan destekledi

Dün işçilerin 20 günlük direnişin ardından “Şişecam’a geri adım attırdık, bunu direnerek başardık” diyerek sonlandırdıkları grevin ardından Lüleburgaz’da direnişe katılan ve bu süreç boyunca direnişe sahip çıkan Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu içerisinde yer alan bir Özgür Gelecek okuru ile sohbet gerçekleştirdik. Lüleburgaz’da ilk kez mahallelerden yüzlerce kişinin işçilerin grevine destek olmak için onlarca kilometre yol yürüdüğünü anlatan okurumuz, işçilerin direnişini şu şekilde özetledi:

 

“Sendikaya rağmen bir direniş!”

Şişecam patronlarının Paşabahçe Kırklareli cam fabrikasında –D-fırınını kapatacağı gerekçesiyle 289 işçinin işine son vereceğini bildirmesinden sonra teşvik uygulaması yapılarak 67 işçi teşvik almış ve daha sonra patron, 3 Ekim’den itibaren 90 işçiyi işten çıkarmaya başlamıştı.

İşten çıkarılan işçiler de Kristal-İş Trakya Şubesi önünde çadır kurarak Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu ve ailelerin desteğiyle eyleme başlamışlardı.

Platform 9 Ekim’de örgütlediği yürüyüş ve mitinge bin civarında katılım olmuş, o güne kadar ve sonrasında destek vermeyen Kristal-İş Genel Başkanı ve şube yöneticileri mitinge katılmış genel başkan konuşurken başta işten atılan işçiler olmak üzere tüm katılanlar genel başkan Bilal Çetintaş’ı, ona sırtlarını dönerek protesto etmişti.

Bu yürüyüş ve miting kamuoyu yaratmada ve basına yansımada etkili oldu. 17 gün devam eden oturma eylemine başta çevre belediyeler olmak üzere çeşitli demokratik kitle örgütlerinden destek ziyaretleri yapıldı.

 

“90 kişi dönecek bu iş bitecek”

İşten çıkarılan işçilerin aldığı karar gereği 20 Ekim’de Tuzla’daki Şişecam merkezine yürüyüş başlatılmış, yürüyüşe işten çıkarılan işçilerin kendileri ve aileleri olmak üzere Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin oluşturduğu 3 bin civarında katılımla hareket edilmişti.

22 km yüründükten sonra mola veren işçilere ve destekçilerine akşam geç saatlerde Valilik tarafından “2911 sayılı kanuna aykırı davranıldığı”, dağılmaları gerektiği, buradan ileri yürütmeyecekleri söylenmiş, ancak buna tepki gösteren işçiler, bu iş sonuçlanana kadar mücadele edeceklerini bildirerek konaklama yerinde beklediler.

İşçiler, yürüyüş ve konaklama yerlerinde aralıksız slogan atarak “90 kişi dönecek bu iş bitecek”, “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır”, “Direne direne, direnişten zafere”,  “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” gibi sloganlarla mücadeleyi diri tuttular.

 

“Son sözü direnenler söyler”

23 Ekim akşamı direnen işçilerin bekleyişi sürerken Şişecam patronları toplantı üzerine toplantı yapmış, sonuç olarak geri adım atmaya karar vermişlerdi. Buna göre 90 cam işçisinin tümünün Eskişehir Paşabahçe’ye tüm özlük haklarıyla gidebileceği kararlaştırılmıştı.

Sendikaya rağmen 20 günlük direnişten kazanımla çıkan cam işçileri, dün yaptıkları yaptıkları basın açıklamasıyla tüm destek veren DKÖ’lere, basına teşekkür etmişlerdir. 20 günlük mücadele göstermiştir ki, sendikacılara rağmen son sözü hep direnenler söylemiştir.

Direnişi bu şekilde özetliyor okurumuz, ancak sohbet aralarında bazı noktalar var ki, Şişecam işçilerinin direnişinin çok zengin deneyimlere sahip olduğunu ortaya seriyor. İşçiler için “Ne de olsa Spartaküs’ün hemşerileri…” diyen okurumuzla sohbetimiz soru-cevap şeklinde devam ediyor bu kez:

“Sendika, işten atmalarla ilgili patronla işbirliği yaptı”

– Sendika bu greve neden sahip çıkmadı?

– Sendikacılar, yani işçilerin paralarından geçimini sağlayarak onların hakları için mücadele edeceklerine taahhüt verenler (!) bir dönem daha koltuklarını korumak istiyorlar. Bunun için de patronun hazırladığı 700 kişilik listeye itiraz edip genellikle kendilerine muhalif olan sendikalı işçilerin listesini hazırlayarak patrona işten atmalar konusunda destek oluyorlar.

İşten çıkarılan ve bu sendika yönetiminden yana olan başka işçiler de var, yaklaşık 10-15 kişi ama onlar direnişe katılmıyorlar, sendikanın isteği üzerine.

Yani direnişe geçen 90 işçi hem sendikalı olduğu için patron tarafından hedef seçiliyor hem de sendikada şube yönetimine muhalif olduğu için sendika tarafından patronla işbirliği yapılarak işten çıkarılıyorlar. Böylesi bir şekilde işbirliğine giden bir sendika, işçilere, direnişe sahip çıkar mı?

Ancak işçiler bunun oldukça farkındaydı ve sendikaya inanılmaz bir öfke vardı. İşçiler defalarca sendika yönetimini direnişi sahiplenmeye çalıştı. Zorlayarak da olsa, hem Kristal-İş’in genel yönetimi hem de şube yönetimi göstermelik bir şekilde bir eyleme geldiler. 9 Ekim’de işçilerin yaptığı mitinge katıldılar. Ancak burada bile sendika, patron yandaşlığı yapmaktan, patronun hesabına düşünmekten kendisini alamadı. Mesela işçiler “Şalter inecek, bu iş bitecek” diye slogan atarken sendika yöneticileri işçilere tepki göstererek “Bu elektrik düğmesi mi ki kapansın!” dediler ve açıktan taraflarını herkesin gözünün içine bakarak ortaya serdiler.

 

“Burgaz halkı direnişi candan destekledi”

– Sendikaya rağmen 20 gün sürdü bu direniş… Peki Burgaz halkının direnişe desteği nasıldı?

– Burgaz halkı bu direnişi candan destekledi. Daha önce çok sayıda direnişe katıldım. 80’li yıllardan bu yana bölge halkından bu kadar destek gören başka bir eylem görmedim açıkçası. Mesela 9 Ekim’de yapılan mitinge 5 bin kişi katıldı. Daha sonra mahallelerde yüzlerce kişinin katıldığı destek yürüyüşleri oldu. İşçiler İstanbul’a yürüyüş başlattıkları sırada 3 bin kişilik bir halk kitlesi işçilerle birlikte yürüdü.

Yürüyüşlere katılım dışında 20 gün boyunca bölge halkı işçilerin yaşamsal ihtiyaçlarını belediyeleri de işin içine katarak kendisi karşıladı. Tüm bunlar direnişin halk tarafından nasıl sahiplenildiğini gösteriyor.

 

“Bu direniş işten atmaların da önünü kesti”

– Şişecam’da geçmişte de böylesi direnişler yaşanmıştı bildiğimiz kadarıyla…

– Evet, burada daha önce de direnişler yaşandı. Bunlar içerisinde en önemlisi ve işçinin direnişle neyi elde edebileceğini gördüğü direniş 1999 yılının 13 Eylül’ünde yaşandı. O gün Trakya Cam Fabrikası’nda 8 işçinin çıkarılmasına tepki olarak tüm Trakya Cam Fabrikası işçileri işini bırakarak direnişe başlamıştı. Patronun çağrısıyla jandarma fabrika içine sokularak işçilere cop ve dipçikle saldırmasına, saldırıda 15-20 işçinin yaralanmasına rağmen aralıksız 32 saat boyunca direniş sergilemişti işçiler. Ve bu direniş sonucunda patron, 8 işçiyi geri almak zorunda kalmıştı.

İşte o zaman işçiler içerisinde “Direnirsek kazanırız” duygusu oluşmuştu. Biz bu direnişi yaşayan insanlar olarak, bu direnişi yaşayan işçiler var oldukça patronların bir daha işten atmalara kalkışmayacağını düşünüyorduk. Öyle de oldu. Ancak ne zaman ki o tarihte bu direnişte yer alan işçiler emekli olmaya, bu direniş unutulmaya yüz tuttu, bugün yaşadığımız işten atmalar yeniden baş gösterdi.

Ancak yine işçiler direnişin ne denli önemli olduğunu bu 20 günde bir kez daha gördü. Bu direnişle hem haklarını aldılar hem de Şişecam Trakya fabrikalarında bundan sonra olabilecek işten çıkarmaların önünü kestiler. Şişecam fabrikalarında “işin sürekliliği esastır”. Uzun bir süre patronların böylesi bir direniş yaşamamak için işten atmalara gitmeyeceğini tahmin etmek zor değil.

 

{gallery}sisecam direnisi{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu