GüncelManşet

Efrîn’in direnişi Newroz’un isyan türküsü olacak!

Bu yıl kutlanacak Newroz etkinliklerinde, “Faşizm kaybedecek halklar kazanacak” şiarı da içinden geçtiğimiz tarihsel sürecin, zaferle sonuçlanacağını egemenlere ileten bir mesaj olacaktır. Efrînde işgal saldırılarına karşı vatanını, onurunu ve geleceğini savunan Efrîn halkının görkemli direnişi bu yıl Newroz’un isyan türküsü olacak!

Her ulus veya halk sahip olduğu kültürel zenginlikleri ile kişilik kazanır. Bu durumda Kürtler varlıklarını sürdürmenin olmazsa olmaz koşulu olan doğal hayatın derin bilgisini efsanelerle, mitolojiyle, sözlü kültürün tüm ürünleriyle kuşaktan kuşağa aktardı. Ve yaşamın yeniden boy verdiği güne, 21 Mart’a, yeniden doğuyormuş gibi Newroz dedi.

Yeni Gün, Nu-Roj ya da Newroz. Halklar 21 Mart tarihine böyle bir anlam biçiyor. Milattan önce başlayan yeni gün kutlamaları, doğayla haşır neşir olan tüm halklarda geleneksel bir nitelik kazanarak bugünlere kadar ulaştı. Bu gün, yeni günün ilk kutlandığı Mezopotamya halkları için değil, yeryüzünde birçok halk topluluğu için ayrı bir öneme sahip. Örneğin Tayland’da Trut bayramları, İtalya’da Pasua, Norveç’te Paske şenlikleri 21 Mart’ta başlıyor. Bu noktada yeni güne farklı bir anlam katan Kürtlerin atası olarak kabul edilen Medler, Acemlerin atası Persler, Ermenilerin atası Urartular ve daha birçok halk, 2.650 (Kürtlerin asıl olarak 4 bin yıldan fazla bir süredir kutladığı biliniyor) yıl önce zalim Dehaq’ın Kürt demirci ustası Kawa tarafından öldürülmesiyle, 21 Mart’ı yeniden doğuş günü olarak kabul ediyor.

Kürt demirci ustası Kawa’nın, zalim Dehaq’ı öldürmesiyle bir direniş tarihi başlatması üzerine Kürdistan ve Mezopotamya halklarına umut vermiştir. Onun içindir ki, Newroz birçok halkın tarihinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Kürt tarihinde Newroz tümüyle bir ulusal uyanış ve direniş geleneği haline dönüştürülmüştür. Bu da Kürdistan ve Mezopotamya halklarının özgürlük ve direniş bayramı olan Newroz’un özgürlük ve mücadele bayramı olarak kutlanmasına yol açmıştır.

 

Newroz ruhu özgür gelecektir

Zulüm ve katliamlar karşısında ise milyonların öfke ve isyan çığlıkları ile meydanlara aktığı bir yapıya dönüşen günümüzde Newroz, başta Kürt halkı olmak üzere bütün Ortadoğu ve Mezopotamya coğrafyasında dört bin küsur yıldır süregelen bu gelenek, çeşitli dini ve kültürel inanışlarda, farklı isimlerde ve şekillerde olmak üzere TC hariç her yerde baskı, yasak ve saldırıların olmadığı bir şekilde kutlanıyor. Ondandır ki zalim kral Dehak’tan bugüne ne Dehak’lar ne de katliamları sona erdi. Lakin Demirci Kawa’lar ve direnişleri de var olmaya devam etti. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Diyarbakır Hapishanesi’nde akıl almaz işkencelere uğrayan devrimci ve yurtseverler, Newroz ve Demirci Kawa efsanesinden ilham aldılar. Hapishanedeki işkenceleri protesto etmek için Mazlum Doğan 21 Mart 1982 tarihinde kendini feda etti.

Kürt tarih yazımında Mazlum Doğan “Modern Kawa” olarak yer aldı. Bugün Efrîn’i topyekün işgal etme hayali kuran “Modern Dehak”, karşısında Kawa’yı bulacağını çok iyi biliyor. Newroz’u 21 Mart gününden ibaret görüp, sadece bir doğa olayı, bahar bayramı olarak lanse etmeye çalışarak, her yıl komik sayılabilecek protokol düzeyindeki etkinliklerle kutlayan egemen zihniyet, Newroz kavramının içini boşaltmaya çalışmaktadır.

Kürt halkının binlerce yıllık direniş geleneğinin bir simgesi ve baharın gelişinin gerilla için önemi karşısında ise devlet çareyi alanlara, meydanlara saldırmakta buluyor. Her Newroz sürecinde milyonları meydanlarda bir araya getiren iradeye tahammül edemiyor. TC’nin Newroz hazımsızlığı, başta 1992 Cizre Newroz’unda yaşanan katliam olmak üzere birçok kez kendini göstermiştir. Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1992 yılında Newroz’u kutlamak isteyen Cizre halkı devletin sert ve acımasız müdahalesine maruz kalarak 57 insanın ölümüne ve yüzlerce kişinin de yaralanmasına neden olmuş, ilerleyen süreçte ise devlet personeli tarafından hayvanlar katledilmiş, evler yağmalanmıştı.

Bazen kolluk güçleri bazen de Hizbullah gibi paramiliter yerel-kontra çetelerle provokasyon yöntemlerini kullanarak saldıran devlet, son olarak geçen sene Diyarbakır Newroz alanının girişinde Kemal Kurkut adlı genci polis kurşunuyla katletti. Newroz alanları yıllar boyunca kitleler için sadece kutlama alanı değil, aynı zamanda ezilenlerin kürsüsü de olmuştur.

OHAL ve KHK’ların gündemden düşmediği, işçilerin, işsizlerin açlıktan kendini yaktığı ve tek tip elbisenin tutsaklara giydirilmeye çalışıldığı bu süreçte, her Newroz’da olduğu gibi hem ezilenlerin sesi, soluğu olmaya hem de umut ışığı olmaya devam edecektir. Onun içindir ki, TC devletinin her türlü yasaklamaları ve kan dökmesine rağmen düzenli olarak kutlanan Newroz, geçen yıl “HAYIR”ın sesi olmuşken bu yıl Efrîn’in sesini meydanlara taşıyacak.

Bundandır ki demokratik alan çalışmaların engellendiği böylesi süreçte, en yakınımızdan başlayarak, Gezi İsyanı ve Kobanê Serhıldanı gibi deneyimlerimizden çıkardığımız derslere başvurmamız gerekir. Toplumun tüm muhalif kesimlerinin, Kobanê’de geleceği elinden alınmak istenen Kürdün Azadî Meydanı’ndaki karşı koyuşunu hatırlamalı ve Efrin’deki Newroz Meydanı’nda yazılacak destana omuz vermesi gerekir.  

Onun için, Newroz Bayramı aynı zamanda serhıldanlara ve direnişlere de moral motivasyon kaynağı olmuştur. Kuşkusuz Efrîn içinde böyle olacaktır. Bu yıl kutlanacak Newroz etkinliklerinde, “Faşizm kaybedecek halklar kazanacak” şiarı da içinden geçtiğimiz tarihsel sürecin, zaferle sonuçlanacağını egemenlere ileten bir mesaj olacaktır. Efrînde işgal saldırılarına karşı vatanını, onurunu ve geleceğini savunan Efrîn halkının görkemli direnişi bu yıl Newroz’un isyan türküsü olacak!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu