Kadın

“Kadın dayanışmasıyla davanın takipçisi olacağız”

İstanbul Gülsuyu Mahallesi’nde meydana gelen şiddet olayının ilk duruşması Kartal Adliyesi’nde görüldü. Kadın kurumları dava öncesi açıklama gerçekleştirdi.

2 Kasım 2019 tarihinde İstanbul Gülsuyu Mahallesi’nde yaşanan cinsel şiddet olayının ilk duruşması öncesi kadın kurumları tarafından davanın görüldüğü Anadolu Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada kadın dayanışmasının önemine vurgu yapılırken “Bu olayı erkek-yargı işbirliğinden bağımsız ele almıyoruz” denildi.

Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, Yeni Demokrat Kadın(YDK), Demokratik Kadın Hareketi(DKH), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Tevgera Jinen Azad (TJA), Anarşist Kadınlar, Halkevci Kadınlar, Devrimci Partili Kadınlar, Gülsuyu Kadın Dayanışma Evi, Kadın Savunma Ağı ve Nar Kadın Dayanışması üyeleri katıldı.

“Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarının atıldığı eylemde, “Dayanışma Yaşatır”, “Şiddete isyan” “Şiddeti izleme, müdahale et engelle” dövizleri taşındı ve “Tacize, tecavüze, şiddete karşı erkek adalet değil gerçek adalet!” pankartı açıldı.

Basın açıklaması öncesi HDP milletvekili Dilşat Canbaz Kaya seslendi. Kaya, alanda basın mensubundan çok polislerin olduğuna dikkat çekerek “Yine bir erkeği korumak için buradalar” dedi.

“Gerçekleştirilen saldırı patriyarkanın bir mesajıdır”

Kadınların daha güçlü olduğunu söyleyen Kaya, yaşanan şiddete karşı ses çıkaracaklarını dile getirdi ve “İsmini sayamadığınız onlarca kadının davasını takip etmeye devam edeceğiz çünkü yargı ve yasalar onlardan yana” şeklinde konuştu.

Ardından ortak açıklamayı okuyan Çağla Aydın, kadın şiddetinin failinin erkek-devlet iş birliği olduğuna işaret etti ve Gülsuyu Mahallesi’nde devlet eliyle büyütülen çetelerin şiddet politikasının bir parçası olduğunu belirtti. Aydın, “Kadına yönelik şiddet hiçbir bahane tanımaz. Amaç çok net: Kadınların yaşamın her alanından yok edilmesi, kadınların kazanımlarının gasp edilmesi ve kadın özgürlük mücadelesinin önünün kesilmesi. ” diye kaydetti.

Aydın, mahallenin muhalif bir kimliğe sahip olduğunu dile getirdi ve devam etti: “Devletin uyuşturucu ve çeteler eliyle bu muhalif kimliğe saldırılar gerçekleştirdiği mahallede kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarında da buna paralel bir artış var. Kim ne derse desin kadın arkadaşımızı çok yönlü bir şiddetin hedefi haline getiren bu saldırıyı; erkek egemen sistemden ve onun işbirlikçisi çetelerden, erkek yargı iş birliğinden bağımsız ele almıyoruz.”

Gerçekleştirilen saldırının kadınlara patiyakarnın bir mesajı olduğunu belirten Aydın, amacın kadını silikleştirmek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Gerçekleştirilen şiddetin arkadaşımız şahsında tüm kadınlara patriyarkanın mesajı olduğunu biliyoruz. Erkek ve devlet eliyle bizleri kimliğimize ve bedenimize yabancılaştırmaya çalışan patriyarka açığa çıkan kadın bilincimizi bu saldırılar eşliğinde yok etmeye çalışıyor. Faili silikleştiriyor, kadını hedefe koyuyor, şiddeti normalleştiriyor.”

Gerçeğin üstünü kapamaya çalışanlara karşı failleri teşhir etmeye devam edeceklerini söyleyen Aydın, “Şiddetin cezasızlıkla ödüllendirilmesine tahammülümüz kalmadı” dedi ve kadın dayanışmasıyla davanın takipçisi olacaklarının altını çizdi.

Açılamanın ardından kadınlar duruşmayı izlemek üzere adliyeye geçtiler. 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada saldırganın ‘cezai ehliyeti yoktur’ raporu almaya çalışması engellendi. Yaşanan saldırının bilinçli bir saldırı olduğu açığa çıkarken dava 18 Şubat 2020 tarihine ertelendi. Saldırganın tutuklu yargılanmasına devam kararı verildi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu