Emek

Emekli-Sen’de neler oluyor?

3 Mart tarihinde geniş bir katılımla Emekli-Sen Beyoğlu Şube’si genel kurulunu gerçekleştirdi. Ancak Emekli-Sen’in Genel Merkezi hiçbir gerekçe göstermeden genel kurulu kabul etmedi. DİSK ise bu sürece dair yazılı açıklamalarda bulunarak bir yaptırım uygulamadı. Bu dağınıklık içinde Emekli-Sen Genel Merkezi tarafından atanan bir kesim azınlık  grup ile 16 Mart tarihinde TMMOB’ta birçok üyeden bağımsız bir biçimde bir genel kurul gerçekleştirdi. Bu karmaşık durum sendikalaşma mücadelesi veren Emekli-Sen’i fiili meşru mücadele noktasında oldukça örgütsüz bir pozisyona sürükleyecektir. Özgür Gelecek olarak tartışmanın bugün için ulaşabildiğimiz bir tarafı olarak Emekli-Sen ve son süreçte geldiği pozisyon hakkında Emekli-Sen Beyoğlu Şube Başkanı Hasan Kaşkır ile sohbet ettik.

Öncelikle bize Emekli-Sen’den bahseder misiniz?

Sendikamız Emekli-Sen 12 Temmuz 1995‘te DİSK’in öncülüğünde kuruldu. Bugün ülkemizde 10 milyon emekli var. Bunlar kendi misyonlarını yerine getirmiştir. Sigortalarını, vergilerini ödemişlerdir ve emekli olmuşlardır. Ancak insanca yaşam adına bir kazanım elde edememişlerdir. Ama siyasal iktidarlar bunların örgütsüzleşmesi ile birlikte bu geniş kesimi açlık sınırının altında bir maaşa mahkûm etmiştir. Emekli-Sen’nin kuruluş temelinde dört ana talep var. Bir emekliler sendika yasasını çıkarmak; iki sendikanın mali giderlerini sağlamak yani aidatların kaynağından kesilmesini sağlamak; 3 sosyal güvenlik kurumlarındaki örgütlenme olanaklarını sağlamak; 4 mevcut zamları belirlemek adına devletle masaya oturmaktır. Emekli-Sen kurulalı 18 yıl oldu ve bu 18 yıl içinde belirtilen taleplerin hiçbiri kazanılamadı. Emekli-Sen girmiş olduğu hukuksal süreç tamamlamış ve yargı emeklilerin bir sendika kuramayacağı üzerine bir karar vermiştir. Tabi daha sonra Emekli-Sen olarak AİHM’e başvuru yapıldı ve davamız şu an devam ediyor.

Bir elbette hukuka saygı duyuyoruz ama mevcut kazanımların hukuk yoluyla değil fiili meşru mücadele ile kazanılacağına inanıyoruz.

Emekli-Sen için yapılan yorumların çoğu üretimden gelen gücünün olmayışı konusunda. Bu anlamıyla bunun fiili meşru mücadele noktasına etkisi nedir? Bir yaptırım gücü var mı?

Bugün birçok ülkede emekli sendikaları var ve ciddi güce sahip. Ve ayrıca emekliler yaşlılar federasyonu (FERPA) ve bizde bu federasyonunun üyesiyiz. İtalya’da 7 milyon sendikalı emekli var. 7-8 sene önce çiftçilerle birlikte hükümeti düşürdüler. Demek istediğim o ki emekliler geniş bir kesimi kapsıyor ve örgütlenmesi ciddi değişimler yaratabilir.

Peki, Emekli-Sen bu gücü açığa çıkarmak için neler yapıyor?

Şöyle söylemek gerekiyor Emekli-Sen kurulduğundan bu yana emekli Sen Marmara Bölgesi ile genel merkezinin bir çekişmesi var. Sendikamızın genel merkezi Ankara’da ancak pratik yoğunluktan kaynaklı İstanbul gibi görünüyor. Yani emeklilerin fiili meşru mücadelesi daha çok İstanbul şubeleri üzerinden örgütleniyor. Mücadele biçimler İstanbul’dan doğru öneriliyor. Genel merkezin bu anlamıyla bir atıllığından söz edilebilir. Bu yüzden bugün genel merkezin edilgen tutumu İstanbul şubelerinin etken tutumu genel merkezi kaygılandırıyor.

Nasıl bir kaygı?

Bu kaygı İstanbul genel merkezi alıp Ankara’ya taşıyacakmış kaygısı. Bu yüzden genel merkez İstanbul şubelerinin gücünü bölen, dağıtan bir çalışma yürütüyor. Sendikaları bölüyor, üyelerini dağıtıyor, üyelikten düşürüyor ve istediği biçimde yönetim atıyor. Bunlar Emekli-Sen’i güçlendirmediği gibi sürece dair örgütlü politikalarda üretilememiş. Bunu örgütleyen İstanbul şubeleri ise devamlı olarak muhalif ilan edilerek devamlı bir tasfiye politikasıyla karşı karşıya.

Bu tasfiye politikasını açabilir misiniz?

EmekliSenSon olarak biz şube olarak genel kurul gerçekleştirdik. İki liste çıktı. Bizim listemiz oy fazlalığıyla kazandı. Ve muhalif liste ile el sıkıştık. Muhalif liste bize dedi ki “siz listenizi genel merkeze gönderin, genel merkez bu listeyi kabul etmezse biz sizin yanınızda olacağız” dediler. Sonuç olarak genel kurul sonucu kabul edilmedi. Ancak biz bu konuda yargıya başvuramıyoruz. Biz de Konfederasyonumuz DİSK’e başvurduk. Ancak DİSK bu konuda sadece uyarılar yapmakla yetindi. Genel merkez kabul etmese de biz çalışmalarımıza devam ettik. Daha sonra bir grup çıktı tekrar şube genel kurulu talep etti ve biz buna karşı çıktık.

Daha sonra bize dediler ki bizi genel merkez atadı. Bu grup 6 ay içinde çoğunluğu sağlayıp şubeyi genel kurula götürmediler. Aradan geçen bunca zamana karşın bir genel kurul yapamadılar. Biz 3 Mart 2013’te bir genel kurul gerçekleştirdik ve yeni bir listeyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Genel kurulda tüm üyelere çağrıda bulunduk. Ancak 16 Mart günü genel merkez tarafından atanan bu grup kimseye çağrı yapmadan ilginç bir şekilde sadece kendi taraftarları ile bir genel kurul gerçekleştirdi. Buna kimse anlam veremedi. Biz oraya gittiğimizde bizi de içeri almak istemediler. Bu bir tasfiye politikasıdır. Genel merkez onların bu genel kurulunu onaylayacaktır. Bundan sora bizim neler yapacağımızı ise bu süreç belirleyecek. Bugün Emekli-Sen şubeleri İzmir, Kocaeli, İstanbul ve daha birçok yer genel merkezin sadece aidatlara bağlı mücadele pratiğinden usanmış durumda. Bu süreçte yeni bir sendika oluşumunu dahi düşünüyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu