GüncelKadın

KADIN | “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, Sözleşmeyi Uygula!

"Erkekliğin sırtının sıvazlandığı, şüpheli kadın ölümlerine “intihar” denildiği, sanıkların erkek yargı tarafından aklandığı bugünlerde, kadın ve LGBTİ+ların yaşam mücadelesini ancak birbirimizden güç alarak büyüteceğiz"

Pandemi döneminde evlere kapatılan, emeği sömürülen kadınlar şiddetin her türlüsüne daha fazla maruz kaldığı bir dönemde kadın ve LGBTİ+ların yaşam hakkını savunan İstanbul Sözleşmesi erkek iktidar tarafından tartışmaya açıldı.

Pandemide artan şiddeti engellemek yerine, salgını bir fırsata dönüştüren erk zihniyet ilk elden kadın mücadelesinin kazanımlarını hedefine koydu. Uluslararası bir sözleşme olan “İstanbul Sözleşmesi”nden çıkılması ve maddelerinin, içeriğinin değiştirilmesi (revize edilmesi) tartışmaları AKP MYK’nın gündeminde yer edindi.

Tam da bu dönemde kadın ve LGBTİ+’lara dönük şiddetin daha fazla arttığı bir gerçeklik iken, devletin açıkladığı salgından korunma “tedbirleri” biz kadın ve LGBTİ+ları koruyamadı. Üstüne üstlük yaşamlarımızı hukuksal olarak korumak adına sahip çıktığımız, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması fiilen engelledi.

Pandemide alınmayan tedbirlerle birlikte erkekliğin daha fazla öldürdüğüne tanıklık ettik. Kadınlar “hayır” dediği için, ayrılmak istediği için ölümle tehdit edildi, katledildi. Yine bu dönemde çıkan infaz yasasıyla kadın ve LGBTİ+ katilleri, taciz ve tecavüzcüler, çocuk istismarcıları serbest bırakıldı. Çıkarılan bu yasayla erkeklik cesaretlendirilerek, devlet tarafından güvence altına alındı.

Pandemi süresince artan erkek devlet şiddetine karşı kadınlar hayatlarımıza, kazanımlarımıza sahip çıkıyoruz diyerek “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” eylemlilikleriyle sokağa çıktı. Evet hem de salgının yayıldığı bu riskli günlerde kadınlar daha fazla ölmemek için sokaktaydı.

Erkek yargıya rağmen, Pınar Gültekin’i katledenlerin takipçisi olacağız…

Tam da böylesi bir dönemde Muğla’nın Ula ilçesinde 16 Temmuz’da kaybolan ve 21 Temmuz’da Menteşe ilçesinde ormanlık alanda cenazesi bulunan 26 yaşındaki Pınar Gültekin vahşice katledildiği haberini aldık.

Erkekliğin sırtının sıvazlandığı, şüpheli kadın ölümlerine “intihar” denildiği, sanıkların erkek yargı tarafından aklandığı bugünlerde, kadın ve LGBTİ+ların yaşam mücadelesini ancak birbirimizden güç alarak büyüteceğiz.

Pınar Gültekin’ini katleden Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mercan Avcı kadınların birlikte yürüttüğü mücadele sonucunda tutuklandı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmeden” 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

9 Kasım’da görülen mahkemeye kadın örgütlerinin müdahil olma talebi ise “suçtan doğrudan zarar görmediği” gerekçesiyle reddedildi. Oysa kadınların Pınar için yürüttüğü adalet talebi, şiddet sarmalında yaşam mücadelesi veren tüm kadınlara ses olmak için sürdürülmekte…

Duruşma öncesi adliye önünde bulunan, duruşmaya alınmayan kadın örgütleri yaptığı açıklamayla; “Bu erk sisteme en yüksek sesimizle İstanbul sözleşmesi bizimdir demeye devam edeceğiz. Pınar Gültekin, Zeynep Şenpınar ve katledilen tüm kadınlar isyanımızdır. Hepinizi adliye koridalarında devem eden erkek devletin davranışları olan sözde namus kavramına, haklı tahrik zırvalılarına, bahanelerle yapılan indirimlere müsaade etmemek için davaya sahip çıkmaya çağırıyoruz” sözleriyle 2. mahkemeye çağrıda bulunarak davanın takipçisi olacaklarını dile getirdiler.

Patriyarkanın sistemli saldırılarıyla birlikte sömürü ve şiddet döngüsü içeresinde kadınların yaşamları tehdit altındayken, “zarar görmediğimiz” iddiası gerçekliği yansıtmamaktadır.

Bu tutumla erkek yargı kendi hâkimiyeti içerisinde erkekliği aklama peşindedir. Fakat kadın mücadelesinin bir kazanımı olan ve TC’nin tarafı olduğu İstanbul Sözleşmesi uluslararası alanda bu gibi davalara kadın örgütlerinin katılma ve müdahil olma sürecine hukuki dayanak sağlamaktadır. Kendi hukukunu uygulamayan yargılama karşısında, ısrarla kadın mücadelesinin kazanımlarına sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu