GüncelManşet

Cumartesi Anneleri: “Gever’de 21 yıl öncesi ile benzer vahşet yaşanıyor”

İstanbul: Cumartesi Anneleri eylemlerinin 603. haftasında 27 Ekim 1995’te gözaltında kaybedilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın akıbetini sordular.

Galatasaray Meydanı’nda, ellerinde gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla 603 haftadır kayıplarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri, bu hafta Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın akıbetini sordular, sorumluların cezalandırılmasını istediler. 603. haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Genel Kurul üyesi Mine Nazari yaptı.

“Gever’de yaşananlarla ilgili toplumun hakikate ulaşma hakkı engelleniyor”  

603 haftadır askeri darbe ve olağanüstü hal uygulamalarının insan haklarına ve yaşam hakkına geniş kapsamlı bir müdahale olduğunu söylediklerini hatırlatarak açıklamaya başlayan Nazari, “İdare ve ceza hukuku güvencelerini sağlamak yerine adaletsizliği derinleştirerek, baskıcı politikalarla toplumun hak arayan her kesimini hedef alan keyfi uygulamalarla OHAL devam ediyor” dedi.

21 yıl önceki OHAL uygulamalarının yarattığı hukuksuzluğun sonucunun yakılan köyler, göç ettirilen köylüler, infaz edilen, kaybedilen insanlar olduğunu belirten Nazari, bu hukuksuzluğun merkezlerinden birinin de Colemêrg’in Gever ilçesi olduğunu dile getirdi.

Bugün de Gever de sokağa çıkma yasakları ve OHAL uygulamaları ile 21 yıl öncesi ile benzer vahşetin yaşandığını ifade eden Nazari, “Top atışlarının hedefindeki Gever’de insanların can ve mal güvenliği tehdit altında. Gever’de yaşananlarla ilgili toplumun hakikate ulaşma hakkı engelleniyor” dedi.

OHAL karanlığına mahkum eden AKP sorumludur”

603. haftada Gever’de 21 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için buluştuklarını hatırlatan Nazari, “ 21 yıldır söylüyoruz: Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın kaybedilmesinden Yüksekova Taburu’nda görevli Piyade yüzbaşı Nihat Yiğiter, Yüksekova Komanda Taburu’nda görevli itirafçı Kahraman Bilgiç, Yüksekova Komando Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul sorumludur. Dönemin OHAL koşullarını yaratan hükümetler ve uygulayanlar sorumludur. Etkin soruşturma yapma sorumluluğunu yerine getirmeyen, kayıpların akıbetlerini açıklamaya yönelik mekanizmaları oluşturmayan, failleri koruyup insanları yeninden OHAL karanlığına mahkum eden AKP hükümeti sorumludur ” dedi.

Nazari açıklamayı Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın akıbetlerinin açıklanması ile failleri ve sorumlularının yeniden yargılanmasını isteyerek sonlandırdı.

IMG 794627 Ekim 1995’te ne oldu?

27 Ekim 1995 günü Binaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburu’na bağlı askerler Gever’e bağlı Ağaçlı köyüne baskın düzenledi. Askerler köylüleri dipçikleyerek, yaşlı insanları yerlerde sürükleyerek köy meydanına topladı. Meydandakiler sıra dayağından geçirildi.

73 yaşındaki yürüme zorluğu çeken Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş gözaltına alınarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburu’na görütüldü.

Onları sormak için tabura giden aileler Mikdat’ı kanlar içinde gördü. Binbaşı Yurdakul, “24 saat gözaltında tutulacaklar” dedi. Aileler ertesi gün tekrar gözaltına gittiğinde ise “Kimseyi gözaltına almadık, bir daha buraya gelmeyin” dedi. Ailelerin yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. 3 köylü için resmi kurumlar “Gözaltına alınmamıştır” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu