Makaleler

Fıtratında Direniş Var

 

Soma’da yürekler yanmaya devam ederken, siyasi sorumluluk ve insani vicdan taşıdığı düşünülen Başbakan R. T. E. ekranların karşısına geçip “bu işin fıtratında var”, “olağan”, “1984’te de kazalar oluyordu” gibi gayrı insani açıklamalarda bulundu.

Daha fazla maden işçisini kurtarmak için emek harcandığı esnada yapıldı bu açıklama. Ne acının, ne gözyaşının, ne de yaralı yüreklerin feryadına kulak verildi. “Mili Yas” tutmayıp isyan edenlere tekme, tokat, yumruk, gaz bombası, tazyikli su, plastik mermi atıldı. Avukatlar yaka paça dövülerek gözaltına alındı. Yüzlerce maden işçisinin katlinin ardından bir isyan çıkmasının korkusuyla Soma abluka altına alınıp, en demokratik protestolara azgınca saldırdı. Sermayenin dili, dini, ırkı ve vicdanı olmadığı, örnekler verilen 1860 yıllarda olduğu gibi, hafızalara kazınarak bir kez daha kanıtlandı.

150 yıl önce “An’lar karın öğeleridir”(1) sloganı maden patronları dâhil tüm patronların temel sloganlarından biriydi. Bu slogan, çalışma saatlerinin, iş koşullarının ve işçi güvenliğinin nasıl olduğunu özetleyen bir slogandı. Maden işçileri özgülünde yerin altında, dar tünellerde, ilkel yöntemlerle, 20 saate kadar varan ve erkek- kadın ve çocukların çalıştırıldığı, yemek molasının olmadığı, tuvalet ihtiyacının dahi karşılanmadığı iş koşulları söz konusuydu.

Serbest ticaret döneminde, kapitalist sermeye dünya pazarına hâkim olma rekabeti içinde maden proletaryasına dayattığı koşullar böyleydi.  İşçiler yaşamlarını sürdürebilmek, karınlarını doyurabilmek, çocuklarına bakabilme günlük gereksinimlerini giderebilmek için ağır sömürü şartlarına rağmen madende çalışmak zorunda bırakılıyordu. Emek gücünü sadece emek gücünü aldığı işçilerin “… gerçekten de vampir sömürülecek tek bir adalesi, siniri, bir damla kanı olduğu sürece onu elinden..”(2) bırakmıyordu.

Kapitalist sermaye, 150 yıl önce de maden proletaryasının sadece emek gücünü değil kanını ve canını da emiyordu. “ Demek ki sermaye toplumun koyduğu zorunluluklar olmaksızın işçinin sağlığına karşıda yaşayacağı ömrün uzunluğuna karşı da vurdumduymazdır…”(3) sermayenin vurdumduymazlığına karşı sadece emek değil ömrü de sömürülen maden proletaryası, bıçağın kemiğe dayandığı noktada emekten ve örgütsüz olan gücünü grevlerde, daha büyük grevlerde sermayeye göstermiştir. Bu gün Soma katliamı üzerinden “Avrupa’da 10 yıldır maden faciaları olmuyor” denmesi sermayenin vurdumduyar olmasından değil, 150 yıl öncesinin çalışma koşullarına karşı direnen, mücadele eden, maden proletaryasının emekten gelen gücünü sermayenin karşısına dikilmesindendir.

150 yıl sonrası, bugünün TC devletinde emeğin sermaye karşısındaki durumu ve emek sömürüsü biçim ve nitelik olarak aynıdır. Son on yıllık dönemde palazlanan, dünya pazarlarına daha çok açılan Türk sermayesinin daha fazla kar, daha fazla birikim talebinin ürünüdür Soma. İşçi katliamında bugüne, Soma üzerine yazılan tüm yazılarda, işçilerle yapılan röportajlarda, çalışma saat ve koşulları, iş güvenliği ve işçi sağlığı, 150 yıl öncesinin sömürü koşullarıdır. Dinamitle kömür çıkarma, fi tarihinden kalma maskeler, yemek molası dahi olmadan 20 saate varan çalışma süreleri, denetimsiz üretim, yaşam odasının bile olmadığı güvenliksiz çalıştırma ve diğer olması gerek ama olmayan uygulamalar. Her biri, 150 yıl öncesinde olduğu gibi düşük maliyet yüksek gelir, daha fazla artı- değer sömürüsü, daha fazla kar için uygulanan ağır sömürü koşullarıdır. Bu koşulların yarattığı Soma katliamını bir sermaye vurdumduymazlığı ile savunacak tek kelime fıtrattır.

Fıtrat; yani yaradılış; yani “bir şey yaratılırken kazanmış olduğu özellikler bakımından durumu”.(4) Madenciliğin fıtratı kapitalist sermayenin, vahşi kapitaliz olarak nitelenen dönemde kapitalist ekonomi yasalara uygun olarak yaratıldı. Aşırı üretim, azami kar ve artı değer sömürüsü, kapitalizmin tüm iş kollarında, dolayısıyla madencilikte de temel üretim tarzı oldu. İşçi emek gücünü kapitaliste sattığı andan itibaren, bu çatkın dişlerince ezilir. Artık kapitalistin daha fazla zengin olması, pazarda rekabet gücünün artması için çalıştırılır. Her daim çok çalışmak ve çok üretmek zorunda bırakılır. Mola deyimine giren zamanlar da çalınır. Ve hatta Soma’da olduğu gibi yemek molası da verilmez. İşçini her anı, kapitalistin zengin olması adına, sömürü odaklı örgütlenir. “.. Çok saygıdeğer bir bay, (bu işin fıtratını yapan b.n) bana, ‘günde bana 10 dakikalık çalışma izni verecek olsanız cebime yılda fazladan bin Sterlin koymuş olursunuz” demişti”(5). Bir kapitalist için (somutta Soma holding patronu Alp Gürkan) işçinin ve de işçi emeğinin, üretimin ve yeniden üretimin bundan başka anlamı yoktur. Döngü şöyledir; üretim, met artı değer, kar ve yeniden üretim. Bu döngünü hem nesnesi hem de öznesi işçidir, işçi sınıfıdır. Kapitalistin zenginliği bir işçinin sömürü derecesi ile orantılıdır. 150 yıl önce kapitalist rekabette İngiltere’yi güçlü yapan işçi sınıfı üzerindeki ağır sömürü koşullarıdır. 150 yıl sonra Maslak’ta Soma Holdinge gökdelen diktiren yine maden işçileri üzerindeki sömürüdür. Madenciliğin fıtratında sömürü ve azami kar vardır.

Kapitalist sermayenin kuklası RTE’nin “fıtrat” olarak nitelendirdiği sadece işçi katliamı değil, ağır çalışma koşulları ve sömürü şartları, kapitalist üretim tarzı ve bunların bir doğa yasası gibi kabul edilmesinin sınıfsal çağrısı vardır.

Göçük, grizu patlaması, yangın ve diğer nedenlerden dolayı işçi katliamları fıtrat değil fıtratın bir sonucudur. Fakat tarih bize maden proletaryasına dair sömürü, zulüm, baskı ve katliamı anlatmaz, birde kapitalist sömürü ve zulme karşı genel grevleri, direnişleri, örgütlü mücadele ile elde edilen kazanımları da anlatır. İşçi sınıfının fıtratı budur.

Ne “milli yas” ilanı nede tekme, tokat ve yumruk, ne de polis ablukası değiştiremez ve de söndüremez mayasında direniş olan bu fıtratı. “Bu kavga en sonuncu kavgamızdın artık/ Enternasyonalle kurtulur insanlık”

 

*Dipnotlar:

1- Kapital cilt 1, Karl Marks, Sol Yayınları, s. 239

2- age

3- age

4- Arkadaş Türkçe Sözlük, Ali Püsküllüoğlu, Arkadaş Yayınevi

5- Kapital cilt, Karl Marks, Sol Yayınları, s. 239

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu