DünyaGüncel

Tunus’ta halk “Ne polis ne İslamcılar! Halk devrim istiyor” sloganıyla sokaklarda

Tunus’ta polis baskısı, yolsuzluk ve yoksulluk karşıtı protestolar devam ediyor

2011 yılında eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali’nin rejimini deviren isyanın yıl dönümünde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine karşı bir haftadan bu yana devam eden eylemlere polis saldırdı. Polis saldırısında alıkonulan gençlerin serbest bırakılması için düzenlenen eylemlere de saldırı gerçekleşti.

Polisin bütün çabasına ve Habib Burgiba Caddesi’ne çıkan yolların demir bariyerlerle kapatılmasına rağmen alanda toplanan eylemcilere gaz bombası ile saldırıldı. Saldırı sırasında kitleden yaralananlar olduğu belirtilirken kaç kişinin yaralı olduğu konusunda net bir bilgiye ulaşılamadı. Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliği’nin (LTDH) Genel Başkan Yardımcısı Besam İtrifi, 21 Ocak’ta yaptığı açıklamada, hafta sonundan bu yana devam eden eylemlerde 1000’den fazla kişinin gözaltına alındığını belirtmişti.

Emekçiler Hareketi, Demokrat Yurtseverler Partisi, Devrimci Sosyalist Parti, İşçi Bayrağı Hareketi ve Devrimci Marksistler’in de aralarında bulunduğu 12 örgüt 22 Ocak’ta yaptıkları ortak yazılı açıklamada eylemlere destek verdiklerini duyurmuştu.

20 Yaşındaki Eylemci Polis Saldırısında Katledildi

Başkent başta olmak üzere pek çok yerde yoğun katılımlı düzenlenen eylemlerde geçen hafta 20 yaşındaki Heykel El-Raşidi, polis saldırısında ağır yaralandı. Saldırının ardından hastaneye kaldırılan El-Raşidi hayatını kaybetti.

El-Raşidi’nin katledilmesinin ardından özellikle onun yaşadığı Sbitla beldesinde daha güçlü eylemler örgütlenmeye başlandı. Sbitla Polis Merkezi’ni işgal etmek isteyen eylemcilere karşı kamu binaları önünde ordu birlikleri konuşlandırıldı. 

Eylemlerin Büyük Bölümü İşçi Semtlerinde

Eylemlerde işçi sınıfının yaşadığı semtler öne çıkıyor. İşçi semtleri Covid-19 salgınından en çok etkilenen bölgeler. Eylemciler hükümetin Covid-19 salgınıyla mücadeledeki başarısızlığına ve salgınla derinleşen ekonomik krizin faturasının kendilerine ödetilmesine karşı sokaklarda olduklarını belirtiyorlar.

Tunus’ta gençler üniversite mezunu olmalarına rağmen işsizler ya da çok daha düşük gelirli ve sosyal güvencenin olmadığı işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Günlük yaşamlarını idame ettiremediklerini haykıran gençler “Artık ne işle ilgili ne de eğitimle ilgili umudumuz yok. Sistem tamamen değişene kadar mücadele edeceğiz” diyorlar.

Pandemi Bahanesiyle Sokağa Çıkma Yasağı

Eylemcileri engellemek isteyen iktidar salgın bahanesiyle 14 Ocak’ta 4 günlük sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Yasağı aşarak sokakları dolduran eylemcilere karşı sokağa çıkma saati 20.00’den 17.00’ye çekildi. Eylemciler durdurulamayınca 14 Şubat’a kadar bütün eylem ve etkinliklerin yasaklandığı duyuruldu.

Hişam el Meşişi (el Nahda ve Tunus’un Kalbi destekli) hükümetinin parlamentodaki partilerinin açıklamaları, önceki hükümetin (Demokratik Akım ve Halk Hareketi) “devrimci bloku”nun ifadelerindeki gibi halkçı bir görünüme sahip. Ancak eylemciler iktidarın halkın taleplerini yerine getirmek için pratik adımlar atmadığını ve aksine halkı bastırmaya yönelik saldırıların yoğunlaştırıldığını belirtiyorlar.

Sokağa çıkma yasaklarının ardından gece ve gündüz sokaklarda olacaklarını belirten kitle “Korku yok, korku yok! Sokak halka ait” sloganları atıyorlar.

Hükümet: “Eylemlerin demokrasi ile ilgisi yok!”

Tunus İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Halid Hayuni ise eylemlerde polis tarafından alıkonulanlar için yaptığı açıklamada “Gözaltına alınanların büyük çoğunluğu yıkıcı eylemlerde bulundular ya da evleri veya işyerlerini yağmaladılar” diyerek halkın taleplerini karalamaya kılmaya çalıştı.

İki polisin de yaralandığını açıklayan Hayuni, “Eylemlerin anayasa ve yasalarca güvence altına alınan protesto hareketleriyle hiçbir ilgisi yok. Demokratik protestolar gündüz ve herhangi bir suç işlenmeden gerçekleşir” şeklinde konuştu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu