Kadın

Güçleneceksek, ancak böyle güçleneceğiz!

Geçtiğimiz hafta, köşemizden, “Buluştuk, tartıştık, peki güçlendik mi?” diye sormuştuk. Buluşmanınardından kadınların kimi pratikleri bu konudaümit veren yerde duruyor açıkçası.

YDG’li genç kadınların 27-28-29 Haziran tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen divam toplantısı sırasında YDK buluşmasına yönelik değerlendirmelerini tartışmaları, buradan doğru toplumsal cinsiyet konusunda daha derinlemesine tartışmalar yürütmeleri, hem teorik hem de pratik çıkarsamalar yapmaları önemlidir. Genç kadın toplantılarını, YDG’nin genel divan toplantısından ayırarak, bir gün eğitim çalışması ve bir gün de kadın çalışmalarının pratik süreçleri için ayıran bir hat izleme kararı aldı genç kadınlar. Bu kararın önemli bir yanı da, bu toplantıları yalnızca merkezi yerde bulunduğu için Ankara’da değil, çeşitli şehirleri gezecek olmaları… Bu kararlar hayata geçirildiği takdirde bir derinleşme ve enerjinin açığa çıkacağı tartışmasızdır.

Diğer yandan 29 Haziran günü Bursa’da bir piknik düzenleyen DDSB’nin bu piknik programı içerisinde yer alan YDK’lılar, yüze yakın kadınla bir toplantı gerçekleştirmiş, toplantıda bağımsız bir kadın çalışmasının önemini anlatmışlar ve örgütlenme çağrısı yapmışlardır. Yakın zamana kadar DDSB ile yaptığımız kadın komisyonu tartışmaları konusunda henüz somut bir adım atılmış olmasa da, kadınların her fırsatı değerlendirerek kadınlarla biraraya gelme çabasının göstergesi olan bu pratik değerli bir çalışmadır bizim açımızdan.

Diğer bir örneğimiz de Sarıgazi’den… Bir süredir bizim de hem köşemizde hem de çalışmalarımızda yer verme konusunda eksik kaldığımız kadın cinayetlerinin yeniden karşımıza dikildiği 3 Temmuz günü, katledilen 5 kadın cinayetinden biri de İstanbul-Sarıgazi’de yaşandı. Sibel Kazankaya isimli bir kadının boşanmak istediği eşi tarafından sokak ortasında katledilmesinin ardından buradaki YDK’lı kadınların harekete geçmesiyle Sarıgazili Kadınlar, bir eylem düzenledi. Çok sayıda kadının katıldığı bu eylem, cinayetin yaşandığı yerden doğru gerçekleşmiş ve bu yüzden de kadınların sokağındaki şiddete artık sessiz kalmadığını/kalmayacağını göstermiştir. Bu, bile başlı başına önemli bir kazanımken, bu konuda harekete geçirenlerin YDK’lılar olması istikrarlı ve ısrarlı bir kadın çalışmasının yol ve yöntemler açısından deneyim kazanmaya başladığını gösteren bir çalışma olmuştur.

Güçlenme iddiasıyla gerçekleştirdiğimiz 21-22 Haziran’daki buluşmamızı sonlandırırken, kafamızda çeşitli soru işaretleri ve endişeler mevcuttu. Daha önceki buluşma ve biraraya gelişlerimizde yaptığımız hataya düşmüş, kurumsallaşma konusundaki tartışmamızı en sona bırakmıştık. Dolayısıyla hem tartışmaktan yorulduğumuz hem de zaman sıkıntısı yaşadığımız bu son anlarda kurumsallaşma konusunun hakkını verememiş ve tartışmamızı Eylül’deki buluşmamıza ertelemiştik. Sınırlı da olsa yaptığımız tartışmalarda, karar almada sıkıntı yaşamazken, uygulama ve denetlemede eksik kaldığımız ortaklaştığımız bir başlık olmuştu. Endişemiz de belli bir dağınıklığın yaşandığı yaz sürecinde aldığımız kararları hayata geçirme konusunda idi.

Ancak bu pratiklerden de görüyoruz ki, endişe etmekle değil harekete geçmekle sorunlarımızı aşabiliyoruz/aşacağız. İşte bu yüzden bu yaz sürecinde pratik içerisinde olacağız. Bu konuda ilk adımımızı 31 Temmuz-3 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek Munzur Festivali öncesinde Pulur’da (Ovacık) 10 günlük bir kadın çalışması örerek atacağız. Çeşitli illerden kadınların da katılımının olacağı bu çalışma sırasında hem derinlikli tartışmalar yürütecek hem köylere gidip etkinlikler gerçekleştirecek hem de yereldeki kadın çalışmamızı kalıcı hale getireceğiz. Çünkü biliyoruz ki, güçleneceksek ancak böyle güçleneceğiz!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu