Manşet

Güldünya’yı katledenler “barış” imzaladı!

Feodalizmin en önemli dayanaklarından olan “töre, namus” kurumunun kurbanlarından biri olan Güldünya’nın katledilmesinden sonra başlayan kan davası geçtiğimiz günlerde “barış”la mutlu bir şekilde sona erdi.

8 yıl sonra Güldünya’yı katleden aşiretin “erk”ekleri kutlama törenleriyle ve bazı “devlet büyüklerinin” de katılımıyla barış imzaladı.

Bilindiği gibi Güldünya, 2004’te Servet Taş’ın tecavüzü sonucu hamile kalmış, bunu öğrenen aile meclisi Güldünya’nın ölüm fermanını hazırlamıştı. Hakkındaki karardan sonra Güldünya İstanbul’a kaçmış, polise “sığınmış”, ancak yine bilindik “iyi niyetle” durum ailesine bildirilmişti.

Ailenin, aşiretin “namusu” temizleme “kutsal” görevini kardeşler Ferit ve İrfan aldı ve İstanbul’da Güldünya’yı bularak sokak ortasında kurşunladılar. Ancak yaralı olarak hastaneye kaldırılan genç kadın, çok kısa bir süre sonra hastanede katledildi.

Ve sonrası “bilindik” bir oyun ile devam etti her şey. Devlet hastanede bile koruyamadığı Güldünya’nın katillerine ceza indirimi uyguladı!

Hapiste olan katillerinden Ferit Tören’in kalp krizinden öldüğü söylenirken karşı aşiretten Servet Taş’ı ise Güldünya’nın babası öldürdü ve ardından da baba öldürüldü. Genç kadının ölümüyle sonuçlanan olay 9 yıldır “kan davası” olarak devam ediyordu.

Hafızamızı yokladığımızda buna benzer şekilde onlarca kadının katledildiğini hemen hatırlayabiliriz. En son Gülşah öğretmenin katledilmesine, korunma talepleri yerine getirilmediği gibi katillerinin ellerine verilmesine, katledilişinine tanık olduk. Güldünya’nın katledilişi de diğerlerine benzemektedir aslında. Diğerleri gibi törenin, kan davasının, namusun, erkek egemenliğinin kurbanıydı Güldünya da. Yalnız Güldünya, aileler arasında 9 yıl süren “kan davasının” katillerinin “barışmasına!” da vesile oldu.

Katiller barıştı!

Geçtiğimiz günlerde ta Bitlis’ten “barış” için gelen “erkekler” kendi aralarında “barıştı”. Zeytinburnu’ndaki Gündoğan Camii’nde biraraya gelen aşiretin “ileri” gelen erkekleri el sıkışarak, kucaklaşarak barıştılar ve 4 maddelik bir metne imza atarak barışlarını kadınnn şiddetbelgelemiş oldular. Kan davalılar metne göre, kızlarını artık okula gönderecek, eğitimlerini aksatmayacak, kadınlara şiddet uygulamayacaklar.

Önce iyi bir şey diye birkaç dakika düşünebilirsiniz, ancak kutlama törenine ve orada sarf edilen sözlere baktığımızda durumun daha vahim olduğunu anlayabiliriz.

Törende sadece aşiretin ileri gelenleri değil bahsettiğimiz gibi devletin “büyük”lerinden gelenler de vardı. CHP Parti Meclisi Üyesi Bitlisli Hüseyin Yaşar’ın aracı olduğu “barışma buluşmasına”, Nakşibendi Tarikatı Sêrt (Siirt) Lideri Şex Muhiddin Aydın ve AKP Bedlîs milletvekili Vedat Demiröz de katılıyordu.

“Bir kaza oldu, üzüldük, elimizden geleni yaptık”

Bir araya gelenler Güldünya’nın katledilişi için ise “bir kazaydı oldu, inşallah bir daha olmaz” dedi. “Aramızda bir olay, bir kaza oldu. Biz her şeyi ağalarımıza, vekillerimize teslim ettik. Bizlere yakışan budur, elimizden geleni yaptık. Bundan sonra hiçbir aşiretin arasında hiçbir kadına eziyet ve kan davası olmaz, kan dökülmez. Kimse de mağdur olmaz. Her şeyin güzellikle olmasını temenni ederim. Biz de mahçup olduk, üzüldük. Bir kazadır, oldu. Bu kazayı da biz kapattık. Bundan sonra da inşallah bir kaza olmaz” şeklinde konuşan Taş ailesinden Enver Taş, gelecek güzel günler için iyi dileklerde bulunmayı da ihmal etmedi!!!

“Barış” için bir araya gelen aileler bu sözlerle genç kadını katlettiklerini özetleyerek belki de vicdanlarını rahatlatıyorlar. Bir kaza olmuş, üzülmüşler ve şimdi de barış için ellerinden geleni yapıyorlar. Başka ne söylenebilir!

Artık barışın gelmesi gerektiğine karar veren aile temsilcileri, olaya pek doğal bir şekilde “kaza” diyerek üstünü örtmeye ve mutlu sona ermeye çalışıyorlar.

Ne de olsa kan davası erkekler arasında başlar, onların namuslarını kirleten kadınlar, hak ettikleri “ceza” neyse onu çeker. “Namuslarını ‘kirleten’ kadınları öldürmekten çekinmedikleri gibi aldıkları kararlardan vazgeçebilir, davayı bitirebilir, barışabilirler.

Oysa bizler bilmekteyiz ki; onlarca Güldünya’yı katledenlerin barışı hiçbirimizi kurtaramayacaktır. Öyle bir beklenti içinde de değiliz. Güldünyaları, Gülşahları kurtaracak tek güç kadınların birbirilerinden aldıkları güçtür, örgütlenmeleridir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu