Yine Akit, yine Akit… Kadınlara ve LGBTİ+’lara düşmanlığı bitmek bilmeyen Yeni Akit Mart ayı boyunca yaptığı haberlerle, sağolsun(!), kadınları ve LGBTİ+’ları gündeminden düşürmedi.
Kaos GL editörlerinin de dediği gibi adeta bir “cinsiyetçi, transfobik, homofobik nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik organı” kendisi malum. Bunların her biriyle ilgilenemeyeceğiz kuşkusuz ama özellikle bir tanesi “şokomelli”! O habere bakmakta fayda var, keza bu haberi sadece “düşmanlık” ile açıklamak yeterli değil.
Koronavirüs salgını nedeniyle dünyanın dört bir yanında halk, salgına karşı önlem kapsamında kaldığı evinde bazen eğlenmek bazen tepkisini dile getirmek bazen de birbiri ile dayanışmak için çeşitli etkinlikler üretiyor. Bunlardan biri de çocuklar için olan gökkuşağı çizme ve bunu pencerelere asarak evde kalan çocuklara yalnız olmadıklarını hissettirme etkinliği…
Türkiye’de bu etkinliğin sahipliğini İstanbul Modern Müzesi yaptı ve müze, Sarkis’in “Gökkuşak” eserinden ilhamla çocukları gökkuşağı çizmeye, yapılanları da kendileriyle paylaşmaya davet etti.
Eğer “pek de yaratıcı değil ama güzel” diyorsanız, yanılıyorsunuz ya da Yeni Akit okumuyorsunuz demektir. Keza okusaydınız “büyük resmi” görecektiniz muhakkak! Yeni Akit, hemen gördü o “büyük resmi” ve “Cinsiyetsiz bir toplum oluşturmaya ve Müslüman-Türk aile yapısını bozmaya and içen LGBTİ’li sapkınlar bu kez kirli kampanyalarına çocukları alet etti” diyerek haber yaptı.
Yeni Akit, çocuğun yanında değil karşısında!
Bu haberinde “Bazı öğretmenlerin de ders ve ev ödevi altında çocukların zihinlerini bulandırdığını da ortaya çıkaran” (28 Mart) Yeni Akit’in ardından çeşitli anaokullarından velilere, kimi milli eğitim müdürlerinin talimatıyla okul müdürlerinden öğretmenlere mesajlar yollandı. Veli ve öğretmenlerden bu “büyük resmi görmeleri” ve bu çalışmaya katılmamaları istendi.
Haber yapması ve dilinden kadın ile LGBTİ+’lari düşürmemesinden çok bu toplumu bu yönlü yapılandırma işlevi üstlenmesi dikkat çekici olandır. Gökkuşağı ve tek boynuz unicorn sembolleri ile çocukların zihinlerine LGBTİ+’lığın kodlandığı iddiası bu yönüyle faşizmin gündeliğe sızdırılması ve toplumun çocukluktan itibaren karanlığa adapte edilmesi, iddianın tersine homofobinin-transfobinin beyinlere kodlanması anlamına geliyor.
Yeni Akit’in bu yaklaşımı, katil ve tecavüzcü sürüsü DAİŞ’in karanlık bayraklarının ve karanlık dünyasının gündelik yaşama sinmiş halidir. Yeni Akit’in çocuklar için hayalini kurduğu yaşam; DAİŞ’in elinden kurtulan Ezidi bir çocuğun “Kürtçe yasaktı, sadece Arapça konuşabiliyorduk. IŞİD’den öncesinden bahsetmek de yasaktı. Bazen fısıldayarak konuşuyorduk” diyerek anlattığı yaşamdır.
Akit’in çocuklardan uzak tutmak istediği ve düşman kesildiği gökkuşağı ise, DAİŞ’in elinden kurtulduğu an “Beni o renkli bayrakların olduğu yere götürün” diye anlattığı bayrakların renkliliğidir.
Diğer yandan çocuklar için korkulması gereken başlıca suçlar (istismar, yok sayılma, yaşama, eğitim, kendilerine dair kararlar alabilme hakkı vb.) söz konusu olduğunda Yeni Akit’in nerede olduğuna bakınca, gündelik faşizmi bu denli örme isteğinin de nereden kaynaklandığını görebiliyoruz. Öldürülen ve cinsel saldırıya uğrayan kadın, LGBTİ+, çocuk karşısında erkeğin, sömürülen işçi karşısında patronun, ezilen Kürt-Ermeni-Süryani-Alevi vd. halk kesimleri karşısında devletin sonuna kadar yanında olmayı görev bilen Yeni Akit’in bu “çocuk duyarlılığı” oldukça iğrenç bir ikiyüzlülükten başkaca bir şey değildir.
Gündelik hayatın tüm damarlarına sızmaya çalışan bu paçavraya en yerinde yanıtı yine LGBTİ+’lar veriyor. “Çocukların gökkuşağı resimleriyle derdi olanlara hatırlatıyoruz: Gökkuşağının altında herkese yer var! Özlemini duyduğumuz adil, eşit, özgür dünya çocukların ellerinden yükselecek.”*
* Kadıköy Kent Konseyi LGBTİ+ Meclisi açıklamasından
