Manşet

Halkımızdan aldığımız güçle bu ablukayı dağıtacağız

Gülsuyu-Gülensu Mahallesinde uzun bir süredir devrimcilere dönük planlanan operasyon devlet tarafından hayata geçirildi. Yıllardır Gülsuyu-Gülensu Mahallesi’ndeki “Kentsel Dönüşüm” projesini mahallenin örgütlü yapısından kaynaklı hayata geçiremeyen devlet, bu mahalleye kepçelerle, dozerlerle, polis ve TOMA’sıyla giremeyeceğini biliyordu. Ancak yüce devletimizde çareler tükenecek gibi değildi.

Hedefe varılacak her yol eli kanlı egemen anlayış açısından mubahtı. Biz bunları kendi tarihlerinden iyi tanıyoruz. Egemen güçler kendilerini tanıtmaya da devam ediyorlar zaten. Sivas’tan, Maraş’tan, Roboski’den, kontrgerilladan, Jitem’den tanıdığımız devlet, bu kez Gülsuyu’nda; halkımızın ve devrimcilerin çok iyi tanıdığı eli kanlı, halk düşmanı; egemenlerin iyi çocuğu olan Mehmet Ali Ağca’ya yeniden iş düşmüştü. Önceleri kullandıkları çetelerden pek sonuç alamamış olacaklar ki, bu kez Ağca’yı tercih ettiler. Bizim için durumu halk düşmanı olan Ağca, devlet için ise en iyi çocuklarından biridir. Bu yöntem ile mahalle halkını bezdirmeye çalışan, mahalle gençlerini torbacılığa, hırsızlığa, kumara ve fuhuşa zorlayan Ağca güdümünde ki “Gülsuyu Çetesi” devletin kendisidir.

kim bu ceteler 03Peki, bu devlet bu kadar zahmete niye katlanıyor diyenler olacaktır mutlaka. Hemen cevaplayalım; başta Gülsuyu, Gazi, 1 Mayıs Mahallesi gibi mahalleler, devrimcilerin örgütlü olduğu, halkla bütünleştiği mahallelerdir. Haliyle devletin bu mahallelerde istediği gibi at koşturması çokta mümkün olmamaktadır. Gülsuyu Mahallesi’nin ayrıca özellikleriyse; denize sıfır manzarasıyla, mahallenin hemen arkasındaki ormanıyla Ağaoğları’nın vb.lerinin yıllardır salyalarını akıttıkları bir rant alanı olmasıdır. Devlet için ise ayrı bir özelliği vardır. Bu mahalle genelde Alevilerin ve zorla göç sonucunda Kürt işçi ve emekçilerinin yaşamaya çalıştığı bir mahalledir. Devlet için tamda bulunmaz nimet gibidir. Hem Aleviler var, hem Kürtler var, hem de hemen hemen hepsi yoksul, asgari ücretle gecekondularda yaşamaya çalışan emekçi, yoksul halkımızdır. TC devleti için en büyük tehlike “çıbanbaşları”, bu mahallede bulunmaktadır.  O zaman tez “kelleleri vurulmalıdır.”

gülsuyunda festivalAncak unuttukları büyük bir sorun vardır. Bu mahallenin kurucuları olan, başta Partizanlar olmak üzere ilk kurulduğu andan itibaren devrimcilerin alın teri, kanı ve canı vardır. Çelişkilerin bu kadar yoğun olduğu bir yerde Partizanların olması, devrimcilerin faaliyet yürütmesi, gayet doğaldır. Gezi direnişinde de görüldüğü gibi, Gülsuyu-Gülensu gibi mahallelerin sisteme karşı öfkeli olması, Gülsuyu’ndan on binlerin Taksim’e yürümesi, sisteme ve devlete öfkelerini haykırması, devlet tarafından “görülmesi gereken” bir gerçektir. Ancak “yüce padişahımız” Tayyip ve onun yaverleri; Muammer Gülergiller, bu gerçeği bilirler ve bizim ki gibi mahalleleri ve orada yaşayan insanları sevmezler. Nedenleri bildiğimiz bu durumun örnekleri TC tarihine bakıldığında bolca görülecektir.

Dolayısıyla bu operasyonlar, çetelerin devletle birlikte mahalleye sürülmesi, rant hesabı, bir birinden ayrı ele alınamaz. Başta şimdi ki hükümet olmak üzere, bundan önceki hükümetler ve devletin ta kendisidir. Çünkü Gülsuyu Mahallesi bu sorunu ilk kez yaşamıyor. Kurulduğu günden bu güne direnerek, örgütlenerek, kendi kültürünü ve yaşam alanını savunmaya çalışıyor. Devrimciler için ise bu operasyonlar zaten ilk olmamaktadır. Katliamlar ve polis baskınları ilk değildir sonda olmayacaktır.

hasan ferit 2sÇünkü bizler bu mahalleyi kan ve ter içinde mücadelelerle kurduysak, devlet erkinden gelen saldırılara Gülsuyu halkından aldığımız güçle nasıl göğüs gerdiysek, bundan sonrada başta Gülsuyu halkından aldığımız güçle mücadelemize devam edeceğiz. Bizler bu gücü Şeyh Bedrettinlerden, Pir Sultanlardan, devrimci önderler; Denizlerden, Mahirlerden, Mazlumlardan ve illaki komünist önder İbrahim Kaypakkayalardan alıyoruz. Son olarak mahallemizde çetelere karşı verilen mücadelede şehit düşen Hasan Ferit Gedik’den alıyoruz.

Tüm halkımıza, Gülsuyu halkının yalnız olmadığını, yaşanan bu katliama, haksızlığa, adaletsizliğe ve zulme karşı Gezi direnişinin ruhuyla bulundukları tüm alanlarda ses çıkartmalarını gözaltına alınan gençlerini, mahalle halkını, devrimcileri sahiplenmelerini ve bu yolda mücadele etmeye çağırıyoruz.

Gözaltına alınan mahalle halkı ve devrimcilerden zorla tükürük örnekleri alınarak, test yapılmaya çalışıldı. Halkımızın ahlaksızlık yapan, haksızlık yapan, halka zulüm eden, zalimlik yapanlara söylediği bir söz vardır; “Yüzünüzün tükürüğü kurumasın.” Ne diyelim bu tükürük size yetmez ama biz örgütlenerek mücadele ederek, mahallemize sahip çıkarak, bu ablukayı dağıtacağız.

Gülsuyu’ndan bir Partizan okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu