DünyaGüncelKadın

Adivasi Kadın Örgütü: Kadınların Özgürleşmesi Ve Patriyarkayı Gömmek İçin Çok Çalışalım

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Hindistan Adivasi Kadın Örgütü (Bastar) adına bir açıklama yapan Rela Madkam, kadınların özgürleşmesi ve partiyarkanın ortadan kaldırılması için mücadele çağrısı yaptı.

Hindistanlı Adivasi kadınların bir yandan Brahmatik Hindutva faşizmi, diğer taraftan emperyalizmin ezilen halklar ve uluslar üzerindeki sömürücü uygulamalarının baskısı altında olduğunu söyleyen Rela Madkam, “İster Batı Asya’nın savaştan zarar görmüş bölgelerinde, ister Filistin’de ya da Ukrayna’da olsun ya da ister Dakka’daki konfeksiyon fabrikalarında ister Hindistan’ın Manipur vadisinde ya da orta kesimlerdeki orman kuşaklarında olsun, kadınlar her yerde emperyalist krizlerin yakıcılığıyla karşı karşıya” dedi.

Rela Madkam’ın açıklaması şu şekilde devam ediyor:

“Kadınların cinsel ve ekonomik sömürüsü, içinde bulundukları toplumsal hastalıklarla el ele gitmektedir ve birbirinden ayrılamaz”

Finans kapitalin değerlenmesi için birleşik bir pazar, ucuz emek gücü kaynağı ve bol miktarda doğal kaynaklar; can çekişen kapitalizm çağında kadınların ezilmesi sermaye otokrasisi ve finans ile ilişkilidir. Bu birbirleriyle ilişkili bağları görememek, karanlıkta yumruk atmak gibi olacaktır. Hiç şüphe yok ki kapitalizmin serbest ticaret üretim dönemi önemli sayıda kadını evlerin karanlık zindanlarından fabrikalara çıkardı. Toplumsal üretimin bu eşi benzeri görülmemiş genişlemesi nedeniyle, kadın haklarının öznelliğini doğuran işçi sınıfı kadın hareketleri sahneye çıktı. Kapitalizm yükseldiği her yerde bazı feodal ataerkil değerleri ortadan kaldırdı ama kapitalizm, kadın emeğini değersizleştiren ataerkil değerlerin yeni bir biçimini doğurdu. Göz kamaştırıcı sosyal ve ekonomik eşitsizliklere dayanan burjuva demokrasisi, kadınlara (insan ırkının yarısı) ve erkeklere tam eşitlik sağlamakta başarısız olmuştur. Burjuva cumhuriyeti sadece sözde kadınlara eşitlik vaat eder ama gerçekte kadınlara tepeden bakan baskıcı ataerkil sistemi sürdürür. Kapitalist toplum her nesneyi metaya dönüştürür ve kadınlar da bunun bir istisnası değildir ve aslında birçok biçimiyle karşı karşıyadır. Burjuvanın aldatıcı ifadeleri kadını sadece hayalinde avutur ama gerçekte bu ifadeler kadının bireyselliğini inkar ederek demokratik haklardan yoksun kalmasına neden olur. Manuvadi Sistemi’nde [Hindistan kast sistemi, ed.] kadın özgür bir varlık olarak görülmez. Doğumdan itibaren erkeğin egemenliği altında olmalıdır. Başta toprak olmak üzere üretici güçlere sahip olma ve yeniden üretim alanı üzerindeki haklar Hindistan’daki egemen sınıflar tarafından reddedilmiştir.

BJP hükümetinin Emperyalist ve Feodal Komprador Bürokratik Burjuva yanlısı politikaları kadın onurunun ve demokratik haklarının belini kırmıştır. Şirket güdümlü yerinden edilme kalkınma modeli, ötekileştirilen sınıfların tüm yaşam gereksinimlerini ellerinden almıştır. Özellikle PVTG [Particularly Vulnerable Tribal Groups- Öncelikli Hassas Kabile Grupları, ed.] kapsamındaki kabile topluluklarından gelen kadın ve çocuklar, Hindistan’da yerinden edilme sorunundan en çok zarar gören kesimdir. Hindistan’da emperyalist ve CBB [Comprador Bureaucratic Bourgeoisi-Komprador Bürokrat Burjuva, ed.] liderliğindeki Hint devleti kalkınma modeliyle, işgücünün yevmiyeleştirilmesi ve kontrol altına alınmasının, karların arttırılması için etkili bir araç olduğunu kanıtlıyor. Bu durum, örgütsüz sektördeki işgücünün -önemli ölçüde ucuz kadın işgücünden oluşmaktadır- formelleşmesine yol açmıştır. Sermayenin yoğunlaşması ve merkezileşmesiyle emperyalizm çağı kırmızı çizgileri aştı. Bu durum, yine toplumun ezilen insanlar, özellikle de kadınların normal yaşamına zarar vermiştir. Modi-kaal’ın [Hindistan Başbakanı Modi’nin Hindistan’ın kendi hükümeti altında yeniden dirilişini ifade etmek için sıklıkla kullandığı, “uğurlu dönem” anlamına gelen Hintçe bir ifadedir. Modi iktidarı kastedilmektedir, ed.] 10 yıllık iktidarı boyunca binlerce küçük ölçekli sanayi kapanmaya zorlandı. Bunun sonucunda yedek işgücü ordusunda önemli bir artış oldu. Küçük ölçekli sanayilerdeki işgücünün çoğunluğu kadınlardan oluştuğu için işsizlik yükünü sırtında taşımak zorunda kalanlar kadınlar oldu. Gelir kaynaklarının azalması nedeniyle kayıtsız ekonomik durum, kadın ticareti ve fuhuş yüzdesi, korkunç eve kapanmadan [pandemi dönemi kastedilmektedir, ed.] sonra çirkin başını kaldırdı. Tüm bu faktörler, Brahmanik ataerkilliği daha yoğun bir şekilde pekiştiren kırsal iş gücünün kadınlaşmasına yol açmaktadır.

Kadınların cinsel ve ekonomik sömürüsü, içinde bulundukları toplumsal hastalıklar nedeniyle el ele gitmektedir ve birbirinden ayrılamaz. Şu anda ucuz tarım işçiliğinin büyük bir kısmı kadınlar tarafından yapılmakta ve aynı zamanda toprak sahipleri ve tefeciler tarafından cinsel sömürüye maruz kalmaktadırlar. Dünya Bankası İşgücü Katılım Raporu’na (2022) göre Hindistan’daki kadınların sadece yüzde 24’ü kazançlı bir işte çalışmaktadır. Kapitalizmin içinden geçtiği bu genel kriz döneminde IT [Bilgi Teknolojisi, ed.] şirketlerinden işten çıkarma norm halini almıştır. Bilişim sektörlerinde işten çıkarılanların çoğu kadın çalışanlardan oluşuyor. Bilgi ve finans sermayesine dayanan bilişim devleri de ataerkillikten azade değildir. Bu da haklı olarak şunu kanıtlıyor. Toplumsal üretimde sermayenin hegemonyası ve üretim güçlerinin özel mülkiyetinin varlığı toplumdaki ataerkil tahakkümü devam ettirmektedir. Küresel Cinsiyet Uçurumu Eşitliği 2023 raporuna göre, Hindistan cinsiyet eşitliği endeksinde 146 ülke arasında 127. sırada yer almaktadır. Kadınların işgücüne katılımı ve güçlendirilmesi, ekonomik krizler ve ülke emperyalizmin prangaları altında kalındığı sürece güçlendirilmesi söz konusu değildir. Toplumdaki ataerkil şiddet ve bu şiddetle ilgili 4 yüz binden fazla vakanın aile içi şiddet mahkemelerde asılı duruyor. Bugün Hindistan’da okuma yazma bilmeyenlerin oranı kadınlar arasında en yüksek seviyededir. Her 100 kadının 30’undan fazlası okuma yazma bilmemektedir. Eğitimin eğitim şirketlerine hizmet etmesi amacıyla ilköğretimden yükseköğretime kadar okullaşmanın metalaştırılması nedeniyle okullardan ve kolejlerden ayrılma oranı da kadınlar arasında en yüksek seviyededir. Tüm bunlar BJP rejiminin emperyalizm yanlısı ve CBB politikalarının etkileridir.

“Hindistan’da işçi sınıfı kadınları, köylü kadınlar ve ezilen kast ve topluluklardan kadınlar toplumda en çok sömürülen varlıktır”

2024’teki genel seçimler yaklaşırken, emperyalizmin ve CBB’nin hizmetinde olan egemen sınıfların siyasi partileri, seçim menfaatleri için kitleleri kandırmak için çevrilmemiş oyun bırakmadı. Şu anda RSS-BJP kendi cephesinin reklamını yapmak için kadın yanlısı duruşta merkezi sahneyi ele geçirmiş durumda. RSS-BJP Narendra Modi hükümetinin politikaları (Nari Shakti Vandana) [Kadınları Güçlendirme Yasası, ed.] sözde kadınların güçlendirilmesi propagandası yapmakla son derece meşguldür. Faşistin ağzından toplumsal cinsiyet adaleti ve kadınların güçlendirilmesi hakkında bir şeyler duymak. Bundan daha komik bir şey olamaz. Narendra Modi ve BJP-RSS’nin 27 yıl boyunca bloke etmesi nedeniyle askıda kalmasında önemli rol oynadığı kadını güçlendirme yasa tasarısını yasalaştırma konusundaki olağanüstü çabası liberal feministler tarafından alkış ve saygı yağmuruna tutuluyor. Kadınların rezervasyon tasarısının bugünkü noktaya gelmesi 27 yıl gibi uzun bir süre aldığı için tasarının üzerinde şimdiden çok fazla toz birikti. Yine de böyle bir uzun süren yolculuğun sonunda etkisiz ve kadın cinsiyetini küçümseyen bir hale dönüşmüştür. Tasarıya sınırlandırma ve nüfus sayımı maddesini dahil etmek, BJP’nin tasarıya gerçek bir ilgisi olmadığını ilan etmektedir. Yasa, “Anayasa Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk nüfus sayımına ilişkin rakamların yayımlanmasından sonra bu amaçla sınırlandırma yapılmasının ardından…” (128 değişiklik) yürürlüğe girecek. BJP hükümeti birçok bahaneyle 2021 nüfus sayımını gerçekleştirmedi. Hükümet, insanların sosyo-ekonomik durumu hakkındaki gerçekleri bilmeden çalışıyor ve yanlış propaganda yapıyor. Tüm programları havadan sudan konuşmaktan başka bir şey değildir; dolayısıyla tek bir gerçek kırıntısı bile taşımamaktadır.

Liberal feministler ve RSS-BJP klanları tarafından, bu tasarının, kadın yanlısı politikaları ve cinsiyet eşitliğine dayalı bir toplumu yürürlüğe koyacak şekilde daha fazla kadını iktidarın üst kademelerine getirmeyi amaçladığı öngörülüyor. Bu, egemen sınıfların ve faşistlerin kendi iktidarlarının devamı için rıza ve kitleler üzerinde hegemonik ve zorlayıcı bir hakimiyet üretmeye yönelik hain tasarımıdır. Sosyal ve ekonomik olarak geri kalmış bir ülkede Hindistan’da işçi sınıfı kadınları, köylü kadınlar ve ezilen kast ve topluluklardan kadınlar toplumda en çok sömürülen varlıktır.  Hindistan’da kadınların hem ekonomik hem de sosyal sömürüsü, toplumun ayrılmaz bir parçası olmaya devam etmektedir. Kadınların bu şekilde sömürülmesi demokrasi ve kadını güçlendirme kisvesi altında gerçekleştirilmektedir. Emperyalist-finans kapitalizmi, ülkemizi her türlü özgürlüğün gelişmesin, reddeden prangalar içinde tutmuştur.

Emperyalizmle ittifak halindeki Hindistan egemen sınıfları, ataerkilliğin sırça köşkünü yıkmak için gerekli bir önkoşul olmaya devam eden demokratik devrimi reddetti. Tüm Godi Medya, [Hindistan havuz-yandaş medyası, ed.] prime time programında kadınlara yönelik rezervasyon hareketini maskelerken, bir Dalit kadını sırf 1200 rupi krediyi ödeyemediği için halkın önünde [zorla, ed.] soyundu ve ardından üst kast tarafından üzerine işendi. Ne kadın olan Hindistan Cumhurbaşkanı ne de diğer siyasi partiler olayı kınadı. Ancak, Hindistan kadınlara rezervasyon yasasını görkemli bir şekilde kutluyordu.

İster Aganwadi’de olsun, ister Keşmir’de, Manipur’da Hindistan devletinin desteklediği terörist Hindutva güçlerinin şiddetine karşı olsun, ister Hindistan’ın merkezi orman bölgelerinde şirketleşme ve militarizasyona karşı mücadele eden kabile kadınları olsun, ister CAA-NRC’ye [Vatandaşlık Değişiklik Yasası (CAA), Ulusal Vatandaşlık Kaydı (NRC), ed.] karşı, çiftçilerin protestolarında, Hindutva faşizmine karşı mücadelede, emperyalizme karşı mücadelede olsun, kadınlar tüm bu demokratik hareketlerin çekirdeğidir. Yaşamın çeşitli alanlarından kadınlar tarafından gerçekleştirilen tüm bu hareketler kadınların güçlendirilmesinin bir parçasıdır. Bunların hepsi sınıfsal mücadelelerdir ve feodalizme, Komprador Bürokratik Burjuvaziye ve Emperyalizme karşı sınıfsal mücadeleler olmaksızın kadınların güçlendirilmesi söz konusu olamaz. Hindistan toplumunun gerçek anlamda demokratikleşmesi ancak yarı-feodal ve yarı-sömürgeci sömürünün temelleri sonsuza kadar kazındığında mümkündür. Bu görevi başarmak için “Her aşçı politikacı olmalıdır. Ancak o zaman toplumsal devrim zafere ulaşabilir.”

Sevgili kız kardeşler ve yoldaşlar,

Dandakaryanalı kadınlar son kırk yıldan bu yana doğal kaynakların kurumsal sınıflar tarafından yağmalanmasına ve talan edilmesine karşı mücadele ediyor. Faşist beyaz terör Salwa Judum Harekatı’na, Yeşil Av Harekatı’na, Samadhan Harekatı’na direndiler ve şimdi de yeni başlatılan Kagaar Harekatı’na (Son Savaş) karşı cesurca mücadele veriyorlar. Hint egemen sınıfları, emperyalist efendilerin desteğiyle, savaş tankları, askeri insansız hava araçları, helikopterler ve diğer savaş mekanizmalarının yanı sıra binlerce askeri kuvveti ormanlara konuşlandırdı. Bütün bunlar, politik olarak güçlenmiş tabandan gelen kabile kadınlarının ormanları üzerindeki hakları için çabalamalarından kaynaklanıyor. Faşist Hint Brahmanik Devletine karşı adil ve eşit bir toplum için savaşıyorlar. Bütün üretken çalışmalarda varlar ve devrimci alternatif halkların siyasi iktidar organlarının içinden geliyorlar. Patriyarkanın zincirlerini demokratik kültürel uygulamalar, yeni yöntemlerle kırıyorlar. Dandakaryana’daki kadın hareketi, insan türünün devrimsel tarihinde yeni bir sayfa açıyor. Ezilen sınıf ve ezilen kitleler için bir ilham kaynağıdır. Bu nedenle, Hindistan egemen sınıfları devrimci hareketi ezmek için Dandakaryana’daki kadın hareketine çaresizce demir topuklarla [Bir işkence aleti olmakla birlikte burada ağrı biçimde anlamında, ed.] saldırdı. Hindutva Faşizminin tabutunu çivilemek için Dandakaryana kadın hareketinin korunması ve güçlendirilmesi zorunludur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu