Güncel

HRANT’IN ARDINDAN; “Kan lekesi geçmez!”

Hrant Dink'in okul arkadaşı Arnos Andokyan'ın kaleminden... Adalet zalimlerin elinde oldukça özgürlük arayanlar her zaman suçlu ilan edilir.

Aradan yıllar geçse bile unutulmayanlar vardır. Onları unutulmaz kılan, yazılmaya değer şeyler yaptıkları ve okunmaya değer şeyler yazdıkları içindir. Onları anlatmak için harflere ihtiyacımız yok. Çünkü üzerine konuşulamayacak kadar gerçek olan, “jenosid” olarak tarihe derin acılarla yazılan bir ateşe dokundukları için unutulmazdırlar. Bütün hakikat arayıcıları gibi Hrant’ı unutulmaz kılan neden de budur.

Hrant Dink, tıpkı Armenak Bakır gibi, tıpkı Nubar Ozanyan gibi soluk aldığı süre boyunca hep hakikati arayan bir savaşçı oldu. Ve bu arayışın kendilerinden büyük bedel istediğini bildikleri halde hakikati aramaya devam ettiler. Bir an olsun arayıştan vazgeçmediler ve özgürlük uğruna yürümekte tereddüt etmediler.

Çünkü onlar çok iyi biliyorlardı ki; gittikleri her yerde arkalarında büyük bir kan izi bırakan, hakimiyetlerinin ulaştığı her yerde medeniyeti yok eden barbarların önünde dik durmak büyük bedeller gerektirir.

Hrant, “vatan” adına kurban edilen, kana bulanmış halkın izlerini sürdü. Gözlerinde yaş, sesinde acı kalmamış, yaşadığı vahşetin tanıklığını yapan kadınların yalnız gözyaşı isteyen haykırışlarını, kendi elleriyle çocuğunu öldürmek zorunda kalan annelerin delirten acılarını dinlediği ve bunları dile getirmeye çalıştığı için katledildi. Beş bin yıldır yaşadıkları toprakların üstünü ve altını yetimhaneye çeviren zalimlerin suçlarını tarihin önünde açıklamak istediği için katledildi.

Gözlerinde talan ve soygun ateşi, ağızlarında küfür ve tehditlerle saldıran barbarların önünde ölümün umut haline getirildiği bir yaşamın tanıklarını yüreğiyle dinlediği için katledildi. Aradan bir asır bile geçse kimsenin yaşanan BÜYÜK FELAKATİ unutmadığı, henüz yaslarına bir teselli bulmadıkları için adalet arayışı sürmektedir. Hakikat arayışının öncülüğünü yapanlardan biri olarak Hrant da “adalet”, TC’nin elinde bulunduğu için suçlu ilan edildi. Ve acımasızca kalleş bir pusu sonucu katledilip altı delik ayakkabılarıyla cansız bedeni saatlerce kaldırımda bekletildi.

Adalet zalimlerin elinde oldukça özgürlük arayanlar her zaman suçlu ilan edilir.

Bizler bunu çok iyi biliyoruz, adalet düşmanlarını da özgürlük arayıcılarını da çok iyi tanıyoruz.

Ermeni halkını dipsiz kuyularda, kör mahzenlerde, duvar diplerinde, ıssız çöllerde soykırıma uğratanlar, suçlarını gizleyip örtbas edenler halkı ikinci kez öldürmek istiyor. Buna karşı sessizliği parçalayan, onurlu sesler halkımızın özgürlük ideallerinde yankılanacak ve mutlaka dinmeyen bir çığlığa dönüşecektir.

Kasırgalara dayanmış bir halkın evlatları rüzgarla yıkılmaz

Ocak acımasız bir kış ayıdır. Ocakta yalnız yoksullar üşümez. Ocakta adalet de üşür. Ocak ayı aynı zamanda zalimlerin ellerinin kanla dolduğu bir aydır. Rosa Lüksemburg, Clara Zetkin, Meral Yakar gibi kadın özgürlük savaşçılarının izinden giden Sakine Cansız iki kavga arkadaşıyla birlikte kalleşçe Fransa’nın başkentinde katledildi. Dünyanın en uygar denilen ülkesinde, dünyanın en pahalı şehrinde üç onurlu özgürlük savaşçısı TC devletinin eliyle katledildi. Yine tarihi Amed şehrinde tarihi dört ayaklı minarenin altında bir insan hakları savunucusu Tahir Elçi kalleşçe TC devletinin eliyle tıpkı Hrant gibi katledildi.

Ocak, Ermeni-Kürt halkların direngen öncülerinin katledildiği bir aydır. Kanları toprağın derinliğine birlikte akan bu halkların kurtuluşu yine hep birlikte olacaktır. Derin acıları olan halkların mücadelesi güçlü olduğu gibi sevgileri de tıpkı acıları gibi derin olur.

Biz çok iyi biliyoruz ki; kasırgalara dayanmış bir halkın evlatları rüzgarla yıkılmaz. Dosta düşmana karşı ayakta kalarak yürüyenler asla unutulmazlar. Biz yine Hrant’ın kadim yoldaşları olan Armenakların, Nubarların, Sakinelerin karanlıkları ezgileriyle eriten, dağları sesleriyle uyandıran türkülerini söylemeye devam edeceğiz. Unutulmayanların türkülerini söylemeye devam edeceğiz. Biz yine çok iyi biliyoruz ki; cellatlarından daha uzun yaşayacaktır özgürlük ve hakikat savaşçıları.

Bugün dışarıya bakıp halen gökyüzünün heybeti içinde güneşin parlaklığını görüyorsak Hrant, Armenak, Ozanyan gibi yoldaşların yaşadığımız günlerin bedelini ödediği içindir. Ödedikleri her bedel güneşi daha fazla aydınlık içinde görmemizi sağlıyor.

Küçücük yüreğine halkları sığdırmaya çalışanlar unutulmayacak. Yüreği kılıç darbeleriyle alınmak istenen bir halkın yüreği olanlar asla unutulmayacaklar.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu