Güncel

29 yıl önce gözaltında kaybedilen 3 kişinin akıbeti ve failleri soruldu

Diyarbakır’da bu haftaki kayıp eyleminde katledilen Selim ve Hasan Örhan’ın faillerini soran İHD ve kayıp yakınları, gözaltında kaybedilen Cezayir Örhan’ın da akıbetini sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle sürdürdükleri eylemin 746’ncı haftasında, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.

Bu haftaki eylemde 24 Mayıs 1994 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Çağlayan köyünde kaybettirilen Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın hikayesi paylaşıldı. Açıklamayı İHD Bölge Temsilcisi Tahir Saçaklı okudu.

Bolu Komando Tugayı’na bağlı askeri birliklerin, 6 Mayıs 1994 tarihinde Kulp ilçesi Deveboyu Mezrası’na baskın yaptığını hatırlatan Saçaklı, “İmama ‘minareden köylülerin cami önünde toplanması’ için anons yaptırırlar. Askerler tarafından cami önünde toplanan köylülere evlerinin yakılacağı ama öncesinde eşyalarını toplamaları için izin verildiği söylenir. Ancak köylülerin eşyalarını taşıması tamamlanamadan evler ateşe verilir. 24 Mayıs 1994 tarihinde askerler tekrar köye gelir. O sırada köyde bulunan 46 yaşındaki Selim, 40 yaşındaki Hasan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı götürürler. ‘Onları nereye götürüyorsunuz?’ diye soran ailelerine askerler ‘Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin’ cevabını verirler” dedi.

Salih Örhan’ın ertesi gün Zeyrek Jandarma Komutanlığına giderek kardeşlerini sorduğunu kaydeden Saçaklı, “Zeyrek Jandarma Komutanı Ahmet Potaş, söz konusu kişilerin Kulp’a götürüldüklerini söyler. Örhan bu sefer Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez ile görüşür ancak Ali Ergülmez konuya ilişkin bilgisi olmadığını söyler.  Bölgedeki karakollardan cevap alamayan Salih Örhan, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına, OHAL Valiliğine, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı’na, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular da bulunur. Selim Örhan Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde görevli savcı Mustafa Atagün’e ifade verir. Selim Örhan’ın anlattıkları karşısında çok sinirlenen savcı ‘Devletin insanların kaybolmalarına neden olduğunu nasıl iddia edebilirsin?’ diyerek onu azarlar” ifadelerini kullandı.

Saçaklı, ardından şöyle devam etti: “Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın önce Serik Karakolu’na ardından Lice Jandarma Karakolu’na son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğüne dair tanıklık edenler olur. Ancak Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 8 Haziran 1994 tarihinde başlattığı soruşturmada, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Tüm girişimleri sonuçsuz kalan Örhan ailesi, İHD Diyarbakır Şubesi avukatları aracılığıyla AİHM’e başvuru yapar. 6 Kasım 2002 tarihinde AİHM, Türkiye’yi Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak tazminata mahkûm eder. 2003 yılında Mehmet Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler Kulp’a bağlı Bağcılar köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulunur. Cezayir Örhan’dan ise bir haber alınmaz.

İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimlik tespiti çalışması yapılan Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler 16 Temmuz 2004’te postayla Kulp Savcılığı’na gönderilir. Ancak defnetmek için kemikleri isteyen aileye Savcılık kemiklerin kaybolduğu bilgisini verir. Aile ve İHD’nin altı yıllık arayışının ardından Örhan’lara ait kemiklerin, aynı toplu mezardan çıkan 6 kişiyle birlikte topluca kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşılır. Faillerin tespiti ve yargılanmaları için her ne kadar savcılığa başvuru yapılmışsa da dosyada etkin bir soruşturma yapılmamış ve dosya zamanaşımına uğramıştır.”

Açıklama oturma eylemiyle son buldu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu