Emek

Şirvan’da mahkeme inkarlara ikna oldu ama gerçekler apaçık ortada!

Şirvan’ın Maden Köyü’nde Ciner Holding ve ona bağlı Park Elektrik Şirketi’nin devlet iş birliğiyle katlettiği işçileri hatırlarsınız. Ciner Holding’e bağlı Park Elektrik Şirketi tarafından işletilen maden ocağında geçtiğimiz Kasım ayında bir göçük yaşanmış ve 16 işçi göçük altında kalarak katledilmişti.

İşte bu olaydan sonra, yaşanan göçükte ihmalleri olanlardan sadece 11 kişi yargılanmaya başlanmış ve 7’si tutuklanmıştı. 18 Mayıs günü Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ise sanıklar ihmalleri olmadığını savunmuş (ki aksi düşünülemezdi zaten) ve mahkeme de onlara hemen ikna olmuş ve tutuklanan 7 kişiyi de salıvermiş.

 

İnsan düşünmeden edemiyor

Şimdi insan bir düşünüyor, artık ne kadar ikna edici bir şekilde “bizim ihmalimiz yok” dedilerse, mahkemenin de ne kadar inanası varsa; 16 işçinin göçük altında kalarak ölmesine yol açan bu zatları hemencecik serbest bırakmış. Zaten maden ocağında da çatlak filan yokmuş canım göçük öyle kendiliğinden olmuş. Bizimki de laf!

18 Mayıs günü görülen mahkemede savunma yapan sanıklardan Antlar Yapı Şantiye Şefi Kadri Yıldırım ve diğer mühendisler, şantiyede olduğu söylenen ve bilinen çatlaklar hakkında yöneltilen soruya, bu çatlakların olmadığı yönünde ifade vermişler. Buna karşılık çatlaklarla ilgili tanık ifadesi veren ve göçükte yaşamını yitiren Halit Başer’in babası Süleyman Başer, “Ben de orada çalışıyordum. Olaydan 2-3 ay önce göçüğün meydana geldiği yere kömür götürmüştüm. Orada o çatlakları gördüm ve dedim ki bu insanlar nasıl burada çalıştırılıyorlar. Oğlum da o gün oradaki riski görüp çalışmak istemediğini söylemiş. Hatta bu konuda yetkililere dilekçe bile vermiş. Ancak çalışmazsa işten çıkarılacağı söylenmiş” dediyse de hakim ikna olmamış. Ne de olsa “çatlak yoktu” ifadesi daha ikna edici, öyle değil mi?

Zaten yaşanan göçükte bir “doğal afetti”, AKP aynen böyle konuşmuştu katliamla ilgili. Mahkemenin de böyle düşünmesi ve savunmalara hemencecik ikna olması normal.

 

Kanıtlar mahkemeyi ikna edebilecek mi?

Fakat işin kötüsü mahkemenin inandığı o savunmaların yalan ve yanlış olduğu kanıtlandı. Gerçi mahkemenin bu kanıtlara çok inanacağını düşünmüyoruz, montaj filan derler belki olay yerinde çekilen fotoğraflara. Çünkü mahkeme baya ikna olmuş ihtimallerin olmadığına, çatlakların olmadığına!

Şu anda çalışma yürütülen ve göçüğün yaşandığı yerden öyle görüntüler gelmiş ki yaşanan göçüğün ve ölümlerin nedenlerini ve yapılan ihmalleri tamamen kanıtlar, “ihmal ve çatlak yoktur” beyanlarını ise yalanlar cinsten. Olay yerinde çok derin çatlaklar olduğunu kanıtlayan fotoğraflar, olay yerinde çalışanların ve çalışanların ailelerinin tanıklıklarından daha ikna edici olabilir belki hakim için, önümüzdeki mahkemelerde göreceğiz.

 

Maden ocağının yeni işletmecisi

Bu arada katliamın yaşandığı maden ocağını da Artvin Cerrattepe’de doğal yaşam alanı ve parkına açmak istediği altın madeninden, tüm itirazlara ve olumsuz ÇED raporuna rağmen doğa katlinde ısrarcı olarak AKP desteğini arkasına almasından tanıdığımız Cengiz Holding devralmış. Artvin’de gerçekleştirilen direnişi ve devletin Cengiz Holdingin parası uğruna kolluk kuvvetlerini Artvin halkının üzerine saldırtması olaylarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Günler süren direniş ve bunun karşısında halkın gücünden korkan Cengiz Holding’in kankası AKP’ye sarılarak askeri polisi halka saldırtması ve dahi özel güvenliklerini…

İşte Maden Köyü’nde yaşanan katliam sonrası madem ocağını Ciner Holding’den sonra başka bir katil olan Cengiz Holding devralmış. Ayrıca maden ocağında hala risklerin devam ettiği, yarıkların olduğu ve buna rağmen madenin işletilmeye başlandığı biliniyor. Ailelerin ve bilir kişilerin hala bir çok riskin devam ettiğinin söylediği maden ocağına yeni işçiler alındı ve her türlü ihmalle birlikte tekrar işletilmeye başlandı.

Eee riskler kimin umurunda, sonuç olarak ölecek olan Cengiz değil ya! Cengiz’in cebine girecek olan paralar ölmesin yeter! 80’in üzerinde işçi ile işletilmeye başlatılan maden ocağında, yarıkların olduğu bölgede ise her gün 3, 4 işçinin çalıştığı öğrenildi. Demek Cengiz Holding, önlem deyince bunu anlıyor. Az işçi çalıştıralım ki katlettiğimiz işçi sayısı az olsun diyorlarsa demek ki! Ciner’den sonra önümüzdeki süreçlerde Cengiz ile birlikte neler yaşayacağız bakalım önümüzdeki süreçlerde göreceğiz. Sonuçta önlem filan hak getire, devletin, ocakları işleten holdinglerin neyine önlem filan!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu