Emek

İşçi sınıfına dönük saldırılara ve Kod-29’a karşı örgütlenme ve direnişi büyütelim!

İSİG Meclisi, İstanbul'da işçi sınıfına dönük saldırılara ve Kod 29'a karşı basın toplantısı düzenleyerek mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, İstanbul’da “İşçi sınıfına dönük saldırılara ve Kod-29’a karşı mücadeleyi yükseltelim!” başlığı ile bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Dev Turizm-İş Sendikası Marmara Şubesi’nde gerçekleşen basın toplantısına direnen işçiler de katıldı.

Kızıl Bayrak’ın haberine göre, İSİG Meclisi adına İnşaat-İş temsilcisi, Baldur Direnişi adına Birleşik Metal-İş Temsilcisi, Migros Depo işçisi, Sinbo direnişçisi Dilbent Türker, SML direnişçisi Seçil Arı, PTT direnişçisi ve Tur Assist direnişçisi Mesut Toprak söz alarak direniş süreçlerini aktardı.

“Kod 29’la işten atmalar %70 arttı”

İstanbul İSİG Meclisi adına okunan basın metninde salgın sürecinin bir yılını geride bıraktığı ve bu bir yıl içerisinde binlerce işçinin hastalandığı, yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği ve işçi sınıfının pek çok saldırı ile karşı karşıya kaldığı ifade edilerek şunlar ifade edildi:

Saldırılardan birisi de ‘ücretsiz izin’ uygulaması. Ücretsiz izin ile işçilere aylık 2020 yılında 1168 Lira ve 2021 yılında 1420 net ücret İşsizlik Fonu’ndan karşılanarak ödenmekte ve bir ay boyunca işçinin bu ücretle geçinmesi beklenmektedir. Yine bu uygulamayla işçilerin kıdem, ihbar tazminatı hakları dondurulmakta ve SGK emeklilik primleri ödenmeyerek daha geç emekli olmaları da dayatılmaktadır. İşten çıkarmaların yasak olduğu salgın sürecinde milyonlarca işçi patronlar tarafından ‘ekonomik koşullar’ gerekçe gösterilerek ücretsiz izne çıkarıldı. Oysa asıl amaç işçi sınıfının her türlü itirazını engellemeye ve sendikalaşmanın önüne geçilmesine dayalı sermaye politikalarının uygulanmasıdır

Ücretsiz izni takip eden diğer saldırının işten atmalar olduğunun altı çizilerek tazminatsız, haksız ve hukuksuz şekilde Kod 29’la işten atılan işçilerin sayısının %70 arttığı belirtildi.

“Kod 29, baskının temel aracı”

Kod 29’la işten atılan işçilerin gasp edilen haklarına değinilerek “Kod-29’dan atılan işçinin kıdem tazminatı gasp ediliyor, işsizlik maaşına da hak kazanamıyor. Ayrıca “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” nedeniyle işten atıldığı için fişleniyor ve iş bulması imkansız hale getiriliyor. Oysa bu dönemde sadece salgında ölümüne çalıştırma koşullarına karşı çıkan, haklarını isteyen ve bu yüzden sendikalaşan işçiler Kod-29 nedeniyle işten atıldı. Yani Kod-29 bir sermaye keyfiyetidir ve temel olarak işçilerin haklarının baskı altına alınması ve örgütlenmesinin engellenmesinin bir ifadesidir. İşçiler bir yanda ölümüne çalıştırma diğer yanda işsizlik-açlık cenderesine alınırken, Kod-29 da bu baskının temel aracı haline gelmiştir” denildi.

Saldırılara karşı direniş

İktidarın salgın yönetimi adı altında işçi sınıfına dönük saldırılarının sürdüğü ancak buna karşı direnişlerin filizlendiği vurgulanan açıklamada şunlar ifade edildi:

Migros Depo, Sinbo, Baldur, Ekmekçioğlu, PTT, TÜVTÜRK, Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya, Kaynak İplik, Döhler, Oral Ambalaj, Termokar, Mapfre Sigorta Tur Assist, İzmir Büyüykşehir Belediyesi, Ak Nişasta ve birçok işyerinde işçilerin hak aramasına, sendikalaşma saldırısına karşı Kod-29 saldırısı devreye sokuldu. Ancak direnişler kararlılıkla sürüyor. (Ayrıca işten atılmalara karşı veya haklarını almak için direnen Cargill, Uzel, SML Etiket, CPS Otomotiv Tekstil, HSK, Cem Bialetti, A-Plas işçilerini de buradan selamlıyoruz.)

“Direniş ve dayanışma yaşatır”

Kod 29’a karşı mücadelenin birlikte yürütülmesi gerektiğinin altı çizildi. Açıklamanın devamında şu sözlere yer verildi:

Bizler bu noktada “Kod-29 kaldırılsın!” şiarını yükseltirken diğer yandan da Kod-29’a karşı direnen tüm direnişlerin koordinasyonunu sağlamalıyız, işçi sınıfının bütününe bu saldırının tekil olmadığını anlatabilmeliyiz ve ortak-birleşik bir mücadeleyi örebilmeliyiz.

Unutmayalım, patronlar hak-hukuk dinlememektedir. Sendika düşmanlığı yapılırken keyfi işten atmalarla gözdağı verilmektedir. İktidar ise nerede bir işçi direnişi varsa orada Valilik kararları veya Hıfzıssıhha Kanunu’na dayanarak yasaklar getiriyor. İşte tam da bu noktada salt mahkeme süreçlerine bel bağlamayan ve oyalanmayan bir anlayışa ihtiyaç vardır. Bu saldırılara karşı bizlerin tek bir cevabı var: Direniş ve Dayanışma Yaşatır! Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”

Basın toplantısına Baldur, Migros Depo, Sinbo, PTT, Mapfre Sigorta Tur Assist ve SML Etiket direnişçilerinin yanı sıra Dev Tekstil, DGD-Sen, DİSK Basın-İş, DİSK Birleşik Metal-İş, DİSK Dev Turizm-İş Marmara Bölge Şubesi, DİSK Dev Yapı-İş, DİSK Enerji-Sen, DİSK Limter-İş, Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, İnşaat-İş, Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması, PTT-Sen ve TOMİS temsilcileri de katıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu