İşçilerin Kendi Partisi tarafından Renault’un 4.600 işçiyi işten çıkaracağını duyurması üzerine bir açıklama yaparak, “Görüyoruz, dünyanın bir ülkesindeki sınıf mücadelesi, dünyanın bütün işçilerini ilgilendiriyor ve birleştiriyor. İşçinin Kendi Partisi işte bu sebeple dünyada böyle bir işçi partisinin/ işçi enternasyonalinin oluşturulmasını savunuyor” dedi.
İşçilerin Kendi Partisi yaptığı açıklamada, “Renault yönetimi dünya genelinde 15 bin ve Fransa’da 4.600 çalışanı işten çıkaracağını duyurduktan sonra Fransa’daki Renault fabrikalarında eylemler ve grevler başladı.
19 Mayıs Fransız Meclisinin ülkenin bankalarını ve patronlarını krizden çıkarmak adına bütün partilerin -aşırı sağdan aşırı sola- oybirliğiyle aldıkları karar gereğince onlara halkın vergilerinden toplanan 400 milyar avroyu kullanmalarına izin verdiği tarihtir.
Bundan çok değil on gün sonra Renault yönetimi “tasarruf planı”nı açıklayıverdi: Dünya üzerindeki 180 bin çalışanın 15 bininin iş akitlerinin sona erdirilmesi! İşten çıkarılacak işçi sayısında başa güreşenler Fransa (4600) ile Türkiye (3600) olacak” şeklinde başladı.
Açıklamada, Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire patronların ve bankaların kullanımı için serbest bırakılan 400 milyar avronun 5 milyar avroluk bölümünün Renault şirketine verilebilmesi için de sendika ile işveren arasında “yapıcı” ve “şeffaf” bir sosyal diyaloğun kurulmasını şart koştuğunu dile getirilerek, “Sendika yönetimlerine ve delegelerine bu yolla şantaj yapıyor. Yani diyor ki: “Bu işten çıkartmaları kabul etmezseniz 5 milyar avroyu verip Renault’yu kurtarmam!”. “Ama” diye ekliyor bakan “Bu parayı vereceğim çünkü Renault’nın yeniden inşaya ihtiyacı var”
Bakanın yeniden inşa dediği ne? Şirketin kar marjlarını binlerce işçinin işine son vererek koruması! Oysa biliyoruz ki bu 5 milyar avro hiç kimsenin işten atılmasına gerek kalmadan şirketin bütün dünyada faaliyetini sürdürmesi için fazlasıyla yeterlidir.” dedi.
“Dünyanın bütün işçi sınıfları BİRLEŞİN! Hepinize cesaret!”
Açıklamanın devamında, “O halde yapılması gereken ilk elde “işten atmanın yasaklanmasıdır”. Hem Fransa Meclisi, hem de TBMM patronların ve bankaların değil işçilerin ya da işsiz kalacakların kurtarılması için yasalar çıkartmalıdır. Var mı böyle babayiğit bir hükümet? Gördüğümüz kadarıyla Fransa’da yok. O zaman önce bizde çıksın! Bizim sendikalarımız da aynen Fransız sendikaları gibi hükümetlerinden böyle bir yasanın çıkartılmasını talep etmeliler” denildi.
Devamla açıklamada,
Sizlere Fransa’daki Renault fabrikasında örgütlü CGT sendikasının yöneticisinin geçtiğimiz hafta yapılan eylemdeki konuşmasını aktarıyoruz:
“Son üç aydır bu ülke için gerekenin sadece “biz” olduğumuzu herkese gösterdik. Bütün ekonomiyi biz çeviriyoruz. Bütün sağlık sistemini biz yönetiyoruz. Bütün otomotiv sektörünü biz yönetiyoruz. Bu ekonomi kriz altındayken bile bizi işten çıkartmak isteyen patronlara milyarlar ve milyarlar kazandırıyoruz.
İşten çıkartılmayı kabul etmeyeceğiz. Çünkü işten çıkartılmak demek işsiz kalmak demektir. İşsiz kalmak ise sefalete düşmek. Bunu kabul etmememiz lazım.Kabul etmeyeceğiz.
Yoldaşlar, bize “ekonomi çöküyor, işten çıkartmalıyız” diyorlar. Bizim yüzümüzden mi çöküyor? Bölüştürün elinize geçecek 5 milyar avro ile bütün işleri bütün işçiler arasında, sokakta kimse işsiz kalmasın.
Yoldaşlar, parça parça, bütün fabrikalar ayrı ayrı mücadele yürütemezler, birleşin! Dünyanın bütün Renault’ları birleşin! Dünyanın bütün işçi sınıfları BİRLEŞİN! Hepinize cesaret!”Görüyoruz, dünyanın bir ülkesindeki sınıf mücadelesi, dünyanın bütün işçilerini ilgilendiriyor ve birleştiriyor. İşçinin Kendi Partisi işte bu sebeple dünyada böyle bir işçi partisinin/ işçi enternasyonalinin oluşturulmasını savunuyor
O zaman bir an evvel Türkiye’de kitlesel bir işçi partisinin ve bir Dünya İşçi Partisinin kurulması için mücadeleye!
