Güncel

Hukukçular: “Darbeye’de OHAL’e de Hayır”

İstanbul: İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) “Darbeye’de OHAL’e de Hayır” şiarıyla basın toplantısı gerçekleştirildi. Basın toplantısı Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Katılımcı Avukatlar Grubu, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu, Sosyal Hukuk/Sosyal Haklar Derneği kurumları tarafından ortak olarak düzenledi.

Konuyla ilgili açıklama metnini bileşen adına Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu’ndan Sezin Uçar okudu.

“Demokrasi bayramı adı altında sürekli hale getirilmek istenen olağanüstü hal rejimi dayatmasını kabul etmiyoruz” başlığıyla başlayan açıklama, “15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin adından mevcut hükümetin yaptığı ilk iş; darbe girişimcilerini yargılamak ve halen devam ettiğini belirttikleri darbe tehlikesini bertaraf etmek adına Olağanüstü Hal ilan etmek oldu.

Gözaltına alınan askerlerin insan onuru ile bağdaşmayacak sorgu görüntüleri işkenceyi meşrulaştırmak ve kamuoyuna baskı oluşturmak adına özel olarak servis edildi.

23 temmuz günü 667 Karar Sayılı OHAL’in ilk kanun hükmünde kararnamesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte başlı başına bir işkence sayılan gözaltı sürelerinin 30 güne çıkarılması kararlaştırıldı. Avukat müvekkil görüşmeleri en temel savunma hakkını ihlal eder biçimde sınırlı hale getirildi.27 Temmuz günü 668 Karar Sayılı OHAL’in ikinci kararnamesi ile soruşturma ve kovuşturma aşamasında: Ceza yargılamasının evrensel ilkeleri bakımından esas teşkil eden usul kuralları askıya alındı. Gözaltındaki şüphelinin müdafisi ile beş güne kadar engellenebileceği, avukat bürolarında C. Savcısı olmaksızın arama ve el koyma işlemi yapılabileceği karar altına alındı.” şeklinde devam etti.

Kolonya içirildi!

Bütün bunlar olduktan sonra geçen kısacık zamanda yaşanan birçok olayla bu hak ihlallerinin hayata geçirildiği vurgulanan açıklamada, “’Bu dönemde demokrasi bayramını’ kutlamak adına sokağa çıkan kişiler; ırkçı ve cinsiyetçi söylemlerle kimi yerlerde alevi mahallelerine, kimi yerlerde Kürt işçilerin çalıştığı inşaatlara, kimi yerlerde HDP bürolarına, birçok yerde de kadınlara dönük saldırılarda bulundular. Bu kişilerle ilgili herhangi bir önlem işlemi yapılmadığı gibi bir soruşturma da tanzim edilmedi…

Hopa’da ırkçı ve cinsiyetçi söylemlerle sokağa çıkanlara dönük protestolara katılan 9 kişi hakkında; darbe karşıtlarına müdahale ve darbeyi destekleme gerekçesiyle tutuklama kararı verildi.

Dersim’de içlerinde Suruç katliamında yaralananların da bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alındıkları evde ve tutuldukları TEM şubede saatlerce işkence gören kişilerin önce avukatlarıyla görüşmeleri engellendi, saatler sonra avukatlarıyla yapabildikleri görüşmeler kayıt altına alınmak istendi.

Urfa’da haklarında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan iki sosyalist gencin gözaltında olduğu bir gün boyunca kabul edilmedi. İki genç, gözaltında bulundukları üçüncü günün sonunda polis nezaretinde avukatlarıyla görüşene kadar; kaba dayak, kolonya içirme, haya burma, ölüm ve tecavüz tehdidi, gözleri kapalı-elleri arkadan kelepçeli olarak günlerce sorguya alma gibi sistematik işkencelere maruz kaldılar. Gözaltında 7. Gününü bitiren sosyalistlerin ne zaman savcı önüne çıkarılacağı ise hala belirsizliğini koruyor.

Suruç katliamının yıldönümü nedeniyle yapılacak anma etkinliği ‘halkın güvenliği ve kamu düzeninin bozulmasına sebebiyet verebileceği’ gerekçesiyle yasaklanmıştır.” denildi.

Hukukçular darbe açıklaması 2“Mahpusların hakları ellerinden alındı”

Ayrıca OHAL uygulamalarının doğrudan savunma makamını etkisiz hale getirme çabası olduğu belirtilen açıklamada darbe girişimi ve OHAL kararından sonra hapishanelerde uygulanan işkencelere de değinildi. Konuyla ilgili olarak, “Darbe girişiminin hemen sonrasında üç gün boyunca hemen hemen tüm hapishanelerde avukat görüşleri engellendi. Mahpusların aileleriyle görüşme hakları, telefon, mektup ve faks gibi en temel iletişim hakları ellerinden alındı.” denilerek ayrıca darbecilerin getirileceği bahane edilerek işkenceyle, istekleri dışı ve alel acele sevk edilen ve 3 kişilik odalarda 6 kişi yatırılan mahpuslara da değinildi. Açıklama, “Biz Aşağıda imzası bulunan hukuk örgütleri olarak ne askeri darbeyi ne de sarayın darbe hukukunu kabul etmeyeceğimizi ifade ediyor, bu koşullarda yaşanabilecek hak ihlallerine karşı kamuoyunu duyarlı olmaya ve aktif bir tutum almaya davet ediyoruz” çağrısıyla sonlandı.

“Sorgu sırasında sürekli tecavüze hazır şekilde çıplak tutuluyorlar”

Basın açıklaması sonrası darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenler saygıyla anıldı,  katılımcıların arasında bulunan Dersim ve Urfa’da gözaltına alınan kişilerin avukatları olan Av. Can Tombul ve Av. Gülhan Kaya’ya söz verildi. Tombul olayı, “Gözaltı aşamasında arkadaşlar yoğun bir işkenceyle karşılaştı, çok sayıda dipçik darbesi ve kafalarına tüple vurulmuş. Kadın arkadaşlar yoğun bir cinsel saldırı ile karşı karşıya kalmışlar. Polislerin, ’30 gün bizimlesiniz artık bizim ganimetimizsiniz’ şeklindeki çirkin tehditlerine maruz kalmışlar. Daha sonra müvekkillerimiz üzerlerine atılı suçu işlemediklerinin anlaşılmasıyla serbest bırakıldı fakat işkenceye maruz kalmış oldular.” sözleriyle anlattı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu