GüncelKadınMakaleler

Kadınların Birliği | Kadın Özgürlük Mücadelesi, Sınıf Mücadelesinin Neresinde?

"Kısacası sınıf mücadelesinin darlaştırılmış, dogmalaştırılmış ele alışları ve yorumlarından güçlü bir teorik, politik ve pratik hamleyle kopuş yapan bir kadın hareketinin sınıf mücadelesinin önünü açacağını görmeliyiz. Bu yanıyla kadınlar olarak teori üretiminden politikaya ve pratiğe her alana yoğunlaşmamız gerekmektedir"

Kadın özgürlük mücadelesinin, sınıf mücadelesinin dışında konumlandırılması, biraz daha iyi haliyle de daha “aşağılarda” yani daha az önemli bir yerlerde tariflenmesi, devrim mücadelesinin en sorunlu yanlarından biri olagelmiştir.

Hatta öyle ki, bu alanda faaliyet yürüten kadınların da, buna paralel küçümsenmesi hiç de istisnai vakıalardan değildir. Diğer yandan kadın mücadelesinin feminizmle eş tutulması, olması gerekenin kadınların “sınıf mücadelesine katılımının” sağlanması şeklinde bir algı oldukça yaygındır.

Kadınların sınıf mücadelesine katılımı tabii ki esas olandır, bu konuda tartışmaya dahi gerek yoktur, ancak sınıf mücadelesi dediğimiz şey nedir? İşte esas tartışma burada başlamaktadır. “Burada başlamaktadır” derken, bugün başladığını iddia etmiyoruz.

Bu tartışmayı Lenin, ekonomistlerle yürüttüğü polemikte yapıyor, sınıf mücadelesinin darlaştırılmış haliyle, ekonomizmden mustarip şekilde özcü bir yaklaşımla sadece işçi sınıfının ekonomik taleplerini kapsayan, ekonominin yanı sıra toplumsal ve siyasal yaşamın ortaya çıkardığı tüm çelişkilere gözünü kapayan bir mücadele olmadığını ifade ediyor.

Sınıf mücadelesi dediğimiz şey, en genel anlamıyla ezilenlerin, sömürülenlerin, baskı ve şiddete uğrayanların, işçi sınıfı önderliğinde ezen-sömüren sınıfları ve bunların örgütlü kurumu olan devletlerini yıkmayı ve yerine kendi iktidarını kurmayı hedefleyen mücadelesidir.

Kaynağını özel mülkiyetten alan, ancak ortaya çıkış koşulları ve şekilleri farklı farklı olan her türlü toplumsal sorun, kendi özgünlüğü içinde ele alınıp, bunları sisteme karşı birleştirmeyi başardığı oranda da sınıf mücadelesi başarıya ulaşır. Bu sorunları ele almayan, sınıf mücadelesinin bir parçası olarak görmeyen yaklaşımlar ekonomizmin en dogmatik ve kaba timsalleri olabilir ancak.

Sınıf mücadelesinin temel bileşeni olarak cinsiyet sorununun da kendi özgünlüğü içerisinde ele alınması ve onu işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesiyle birleştirilmesi gereklidir.

Kadın sorununun Marksistlerce ilk ele alınışında, cins olarak kadınların yaşadığı sorunlara, ekonomist yaklaşım nedeniyle uzak durulmuş, bu dönemde kadınlar üretimine çekildikçe işçileşerek, cinsiyete dayalı işbölümünün ortadan kalkacağı tespiti yapılmıştı. Kadınların ayrı bir örgütlenmeye ihtiyacının olmadığı tespitinin temelini de esasta bu görüş oluşturmaktaydı.

Bu anlayış, özellikle kadınların (büyük oranda da feministlerin) verdiği mücadeleler ve yaptıkları araştırmalar sonucu değişti. Kadının günlük yaşamı, ev işinin analizi, ev işi ve sermaye ilişkisi vs. değerlendirildi. Hem kapitalizmin en fazla geliştiği ve kadının iş hayatına çekildiği ülkelerde hem de sosyalist devrimin gerçekleştiği ülkelerde kadınların ezilmesinin ve erkeğin baskısı altında tutulmasının sonlanmadığı ortaya çıktı.

“Patriarka” diye kavramlaştırılan erkeklerin sırf cinsiyetlerinden ötürü kadınların emeği ve cinselliği üzerinde hakimiyet kurmalarını sağlayan devlet ve toplumsal ilişkiler sisteminden kurtulmalarının özel bir mücadele tarzını ve  örgütlenmesini gerektirdiği görüldü.

Sınıf mücadelesinin günümüzde somutlanmış hallerinden biri; kadınların özgül sorunları etrafında örgütlenip mücadelelerini sorunlarının yaratıcısı olan sisteme karşı diğer ezilen, sömürülen, baskı ve şiddet altında olanlar ve mücadele edenlerle birleştirmeleridir. Nedeni ne olursa olsun ezilenlerin, sömürülenlerin her türlü mücadelelerini, tekil olarak verebileceklerini düşünmeleri, sisteme karşı güçlerini birleştirmemeleri ve hepsinin üzerindeki baskının, şiddetin, sömürünün kaynağının ortak olduğunu görmemeleri en baştan mücadeleyi kaybetmektir.

Kısacası sınıf mücadelesinin darlaştırılmış, dogmalaştırılmış ele alışları ve yorumlarından güçlü bir teorik, politik ve pratik hamleyle kopuş yapan bir kadın hareketinin sınıf mücadelesinin önünü açacağını görmeliyiz. Bu yanıyla kadınlar olarak teori üretiminden politikaya ve pratiğe her alana yoğunlaşmamız gerekmektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu