GüncelManşet

(İzlenim) Katliamın ardından yoğun abluka altında Cizre Newroz’u

22 Mart’ta Cizre’de yapılması planlanan Newroz için Dersim’den Cizre’ye gidiyorduk. Yol uzundu ve sabah uyandığımda polis noktasında bekletiliyorduk. Dışarıda bekleyen onlarca polisin insanlara nasıl nefret dolu baktıklarını görünce Cizre’ye geldiğimiz anlaşılıyordu zaten. Otobüse binen polis herkesin aşağıya inmesini söyledi. Herkes aşağıya inince tek tek üzerimizi aradılar. Hiç kimsenin birbirlerini dahi görmelerini istemedikleri için kadınları otobüsün diğer tarafına aldılar. Bagajları da sırayla kontrol ettikten sonra sıra arabanın içine geldi, koltuk altlarını koridorları da karış karış aradıktan sonra, nihayet Cizre’ye girebildik.

İndiğimiz yerde çocuklar vardı. Onlara Newroz alanını sorunca, bir yandan yolu tarif ediyor bir yandan da bize çevik kuvvet otobüslerini göstererek Newroz’un devlet tarafından yaptırılmayacağını söylüyorlardı. Tarif ettikleri yola doğru yürümeye başladık.  Yol boyunca bazı duvarlarda seyrek bir biçimde belli olan mermi izlerine rastlıyorduk. Tabii dakika başı gezen zırhlı polis araçlarını görmemek mümkün değil. Diğer yoldaşın Cizre girişindeki ikinci arama noktasında tutulduğunu ve geç geleceğini öğrenince Cizre’nin ara sokaklarında gezmeye başladık.

Sokaklarda gezdikçe burada yaşananlara da tanık olmaya başlıyorduk. Cadde başlangıcında ve yolun iki tarafında bulunan koca iki binanın görüntüsü, yaşanan savaşın boyutunu sizlere fazlasıyla hissettiriyordu. O iki binayı geçtiğimizde savaşın buralarda çok çetin geçtiği belliydi. Orada bulunan birçok dükkânın kapıları kırılmış, duvarlarında irili ufaklı delikler açılmış, cadde girişindeki bütün dükkânların camları kırılmıştı. İlerledikçe çevremizdeki hasar azalıyordu. Bir ara sokağa daha girip biraz ilerledik buradan sonrasında hiç çatışma yaşanmamıştı. Fakat orada yaşayan insanları da devletin rahat bırakmadığı kesindi. Yol üzerinde bulunan bir çay ocağına oturduk. Az ileride sokağın sonunda fırın vardı. Sokağa dönüp fırına girdiğimde dört akrep durmuş, polis duvarlara yeni yazıldığı belli olan sloganları siliyorlardı.

Çay ocağında bekleyen yoldaş oradaki insanlarla sohbet etmeye başlamıştı. Cizre’ye Newroz için geldiğimizi söyleyince çok mutlu oldular. Üzerlerine gidildiği, sindirilmeye çalışıldıkları bariz ortadaydı. Daha sonra yanımdaki yoldaş anlattı oradaki küçük çocuklar polisleri gördükleri zaman Kürtçe küfür etmeye başladıklarını.

 

“Mahallelere girerseniz sakın gülmeyin”

Diğer yoldaş ile tekrar iletişime geçtik, HDP ilçe binasının önünde bizi beklediklerini söyledi. Binanın oraya gitmek için Cizre’nin merkezinden geçmemiz gerekiyordu. Buradan bakıldığına Cizre’de bir savaşın veya yıkımın yaşandığını anlamak mümkün değildi. Diğer yoldaşla buluştuktan sonra Cizre Belediyesi’ne gittik. Belediye görevlileri ile görüşüp şu an faal olan ve ileride gerçekleştirilmesi düşünülen kampanyalar hakkında bilgi aldık.

Belediyede biraz fazla zaman harcamıştık. HDP ve DBP ilçe binasının önünde Cizre halkının toplandığı bilgisini öğrenir öğrenmez yanlarını gitmek için hemen yola koyulduk. İlçe merkezindeki polisler Cizre’nin diğer yerlerine göre daha az devriye atıyordu fakat  burada ise belli aralıklar ile toplu halde duran polisler ellerinden geldiğince Cizrelileri korkutup sindirmeye, hayatı yavaşlatmaya çalışıyorlardı. Binaya yaklaşırken orada toplanan insanların TOMA ve gazla polis tarafından dağıtıldığını öğrendik.

Cizre’de Newroz kelimesine dahi tahammül edemeyen kolluk güçleri, birçok bölgede yasaklanan Newroz’u Cizre’de yaptırmayacaklarını, ilçeye yönelik yoğun ablukayla mesajı verilmişti. T. Kürdistanı’nda yapılan Newroz kutlamalarının finali, TC’nin büyük katliam yaptığı Cizre’de sonlandırılacaktı. Fakat TC’nin Cizre’de yaptığı katliamın üstünü örtmek isteyen zihniyet tarafından Newroz yasaklandı. Fakat yasaklamalarla, yoğun abluka altına alınan Cizre, birebir tanığı olduğu katliamı unutamayacak.

Biraz daha ilerlediğimizde binaya çıkan bütün sokakların polis tarafından abluka altına alındığını görünce yakınlarda bulunan bir dükkâna girdik biz de. Orada çalışanlarla konuştuğumuz sırada HDP milletvekillerinin de içinde olduğu bir heyet katliam ve yıkımların yaşandığı mahallelere gidiyordu. Biz de heyetle birlikte mahallelere girdik. Cizre’de yaşanan vahşet kendisini tam olarak o zaman göstermeye başlamıştı. Az önce girdiğimiz dükkândan birisi bize “Mahallelere girerseniz sakın gülmeyin” demişti. Çünkü geldiğimiz bu yerde ölüm ve yıkımdan başka bir şey yoktu, onu söylerken neden böyle bir şey dediğini pek anlayamamıştık, ama o an ne demek istediği zaten gözlerimizin önündeydi. Mahalleye girdiğimiz anda çevremizde PÖH’ler ve özel harekâtçılar çevremizde toplanmaya başlamıştı. Yıkılmamış ya da hasar almamış tek bir ev yoktu bu sokaklarda. Yol boyu yürürken sağlam kalan evlerin duvarlarındaki mermi izleri, bizlere eşlik ediyordu. Biz yürüdükçe çevremizdeki polislerin sayısı da gittikçe artıyordu. İlk girdiğimiz taziye evinden son girdiğimiz taziye çadırına kadar gördüğüm onca manzara beklemediğim kadar nefrete ve üzüntüye yol açtı bende.

 

İstiklal marşını okumayan çocuklar her şeyin farkındalar

Son olarak ilk vahşetin yaşandığı bodrumun önüne geldik, heyette bulunan milletvekilleri içeriye girerek gözlem yaptılar. Bu arada zorunlu bir şekilde dağılma kararı alındı. Biz gezerken çevremizde o kadar çok polis toplanmıştı ki artık yürüyecek yer bulamıyorduk. Mahalle içerisini yoğun ablukaya alan kolluk güçleri, yaşanan katliama tanıklık etmemizi engelleniyordu. Cizrelileri korkutup bu ziyaretin yapılmaması için çabalıyorlardı.

Grup dağıldıktan sonra tekrar belediye binasının önüne geldik, araç beklerken Cizreli çocukların yaşanan katliam karşısında dik duruşlarından konuşuyorduk. İlkokuldaki çocuklara üç defa tekrarlanmasına rağmen hiç bir çocuğun İstiklal Marşını okumadığından bahsediliyordu. Gün boyu Cizre’nin onlarca sokağını gezdim ve o sokaklardaki çocuklar her şeyin farkındaydılar. Acının yanında direniş kokan Cizre’nin sokaklarında belki en zor görevi küçük yaşlarına aldırış etmeden, çocuklar üslenmişti. Neşeleriyle, hayalleriyle, umutlarıyla  onca acı ve yıkımın yaşandığı Cizre sokaklarını baştan inşa etmeye başlamışlardı sanki.

 

Dersim’den bir YDG’li

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu