H. Merkezi: İstanbul’da dün gece Küçükarmutlu’da ablukaya alınan mahallede Yılmaz Öztürk’ün vurulmasının ardından aralarında kendisini “muhalif basın” olarak adlandıran kimi basın kuruluşlarının da olduğu birçok haber sitesi Öztürk’ü de polis servisi ile haberleştirdi.
Konuya ilişkin henüz ne bir araştırma ne de bir açıklama varken Öztürk’ün Sarıyer Karakolu’na el yapımı patlayıcı ile saldırı gerçekleştirmesi nedeniyle vurulduğu öne sürüldü. Ancak Öztürk’ün ailesi ve mahalleli halkı, gencin hiçbir eyleme katılmadığını, mahallede böyle bir olay yaşanmadığını belirterek haberi ve polisi yalanladılar.
Armutlu’da daha önce de Dilek Doğan evinde polis tarafından katledilmiş ve yine burjuva medya bunu “Canlı bomba öldürüldü” şeklinde servis etmişti. Ancak hem ailesinin ifadeleri hem de sonrasında ortaya çıkan görüntülerle gerçeğin böyle olmadığı görülmüştü.
“Çocuğuma kurşun sıkan polisi kendim bulacağım”
Evrensel’e verdiği bilgide Öztürk ailesinin avukatı Cemal Yücel, “Kamuoyu polis tarafından yanlış yönlendirilmektedir. Karakol ile çocuğun öldürüldüğü yer arasında 600-700 metre var” derken babası Hüseyin Öztürk de “Daha önce Dilek Doğan’ın başına gelen benim oğlumun başına da geldi. Her ikisi de masumdur. Onların bahsettiği gibi herhangi bir örgütle ilişkileri olmadığı gibi işine giden gelen bir çocuktu. Maalesef zor konuşuyorum ama ben artık bu şehirde, bu ülkede yaşamaktan korkmaya başladım. Ama elimden geldiği kadarıyla ömrüm var olduğu sürece, zaten yaşamanın da bir anlamı kalmadı benim için, o karakolda o çocuğa kurşun sıkan polisi kendim bulacağım” şeklinde konuştu.
