Güncel

“Kaypakkaya buzu kırmış, yolu açmıştır!”

H. Merkezi: “Dersim’de Yeni Hayat” dergisi muhabiri hakkında açılan davada Yeni Demokrat Gençlik (YDG), İşçi Köylü gazetesi ve Demokratik Gençlik Hareketi (DGH) açıklamaları “TKP/ML ve TMLGB örgütüne dair suç delili” olarak görülmüştü. Biz de Dersim yerelinde habercilik yapan Yeni Hayat ile görüştük ve yayın editörü Kenan Demir ile bir röportaj gerçekleştirdik.
– Dersim’de Yeni Hayat, ne zamandan bu yana yayın hayatında? Nasıl bir yayın çizgisi izliyor?
– Gazetemiz yayın hayatına 2004 yılında bin bir zorluk ve maddi sıkıntı içinde başladı. İlk etapta basılı olarak, 15 günde bir yayımlanan gazetemiz, altı aylık yayın hayatını, gerek maddi zorluklar gerekse dışımızda gelişen bir takım nedenlerden ötürü sonlandırmak zorunda kaldı.
Dersim yerelindeki duyarlı gençlerin, kolektif emeğinin bir ürünü olarak ortaya çıkan gazetemiz, esas anlamda Dersim yerelinde hayat bulan her türlü baskı politikasına karşı, Dersim halkının sesi olmayı amaçlıyordu. Ve bu noktadan hareketle de ülkemiz devrimcilerinin ve demokratlarının fiili meşru mücadelesinin destekçisi oluyordu.
Bugün ise geçmiş dönem deneyimlerimize tutunarak, ağustos ayından itibaren www.dersimdeyenihayat.com adresi üzerinden internet yayını yapmaya başladık. Bu şekilde yayın yapmamızın iki esas nedeni var. Birincisi; gelişen teknolojiyle birlikte internetin haber iletimi noktasında oynadığı rolü görüyor olmamız. İkincisi; ciddi anlamda basılı yayın yapmanın zorluklarını geçmiş deneyimlerimizden görmüş olmamızdır. Fakat yine de belirtmek gerekir ki uzun vadede yeniden basılı yayın yapmayı da hedefliyoruz.
Dersim devrimci, demokrat ve yurtsever hareketler açısından oldukça önemli bir bölge. Burada habercilik yapmanın zorlukları neler?
– Dersim devrimci, demokrat ve yurtsever hareketler açısından olduğu kadar devlet açısından da önemli bir coğrafya olma özelliği taşıyor. Çünkü Dersim halkı bizzat kendi yaşamsal deneyimlerinden devletin kendisini çok iyi bir şekilde tanıyor. Dersim coğrafyasında yaptığımız habercilik, ülkenin diğer yerellerinde yapılan habercilikten farklı olarak, daha sert bir iklimde gerçekleşiyor. Bunun esas sebebini ise Dersim’in, devrimci mücadelede en ön mevziyi temsil ediyor olması oluşturuyor. Ön mevzilerdeki çarpışmaları takip etmek ve onları kamuoyuyla paylaşmak ise çeşitli bedelleri gerektiriyor.
– Pertek muhabirinize açılan davada Kaypakkaya’nın düşüncelerini savunan ve yayınevimizden çıkan dergiler “yasadışı terör örgütüne üyelik için suç delili” sayıldı. Sizce devlet açısından Kaypakkaya’yı bu kadar özel kılan ne?
– Aslında en son söylenmesi gerekeni ilk söylemek gerekirse, Kaypakkaya’nın özel bir anlam taşımasının esas sebebi, onun sahip olduğu ideolojik netliktir. Eğer birileri Kaypakkaya’yı salt “zindanda ser verip sır vermeyen bir yiğit” diye anıyorsa, orada Kaypakkaya’nın kendisine yapılmış büyük bir haksızlık vardır.
Kaypakkaya komünist niteliği sayesinde, ülkemiz devrimci hareketinde kronikleşmiş olan Kemalizm hastalığına ölümcül darbeler indirmiştir. Ülkemizde devrimin; nasıl yapılamayacağını Doğu Perinçek ve TİİKP analiziyle, nasıl yapılacağını ise bizzat kendi yaşamsal pratiğiyle ve teorik önderliğiyle ispatlamıştır. Henüz etkisi hissedilir bir Kürt hareketi yokken, Kaypakkaya’nın ulusal sorunda gösterdiği bilgelik, geçen 40 yıllık zaman dilimine rağmen Kemalizm’den kopamamış olan ülkemiz devrimcilerine ve reformistlerine hala nasip olmamıştır. Kaypakkaya’nın devlet gerçekliği üzerine yaptığı berrak analizler de yine bu ülkede devrimcilik yaptığını iddia edenler tarafından anlaşılmamış olduğundan, sistemin yeniden üretime dönük olarak estirilen barış rüzgarlarına yelkenler açılmıştır.
Kaypakkaya bizim için özel bir öneme sahiptir. Çünkü o, buzu kırmış, yolu açmıştır. Açılan yolun sonu ise ülkemiz komprador burjuvazisinin mezarlığına çıkmaktadır. Bu yüzdendir ki Kaypakkaya suçlu ilan edilmektedir, Kaypakkaya düşüncesiyle yayın yapan gazeteler yasaklanmakta, bu gazeteleri okuyanlar da “illegal terör örgütü” üyesi oldukları iddiasıyla çeşitli davalara muhatap edilmektedir. Ezilenlerin adaletini yeryüzünde tahsis etmek bizler açısından suç değildir, sadece bir görevdir.
Bu yüzdendir ki, bizler Kaypakkaya’nın kendisini hiçbir zaman suçlu görmedik. Kaypakkaya’yı andığımız için, Özgür Gelecek ve Halkın Günlüğü gazetelerini, Yeni Demokrat Gençlik dergisini okuduğumuz için devlet kurumlarının açtığı davalara muhatap oluyorsak bu da bizler açısından gururdur. Ezilenlerin gururu ise ezenlerin korkusudur…
Bizlere yer ayırdığınız için teşekkür ederiz…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu